Kızımızın tecavüze uğramasıyla ilgili insanlarla konuşmak için hiçbir neden göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أي سبب التحدث إلى الناس عن ابنة لدينا تنتهك. |
Mimarinin geride kalıp, basitin aldatıcı dünyasını göstermesini gerektiren hiçbir neden yok. | TED | لا يوجد أي سبب أن تخجل العمارة أو ان تقدم عالما وهميا بسيطا |
Ben Nicholson'u öldürmem için hiçbir neden yok ki. | Open Subtitles | أنا أكره أن أعتقد أن هناك أي سبب بالنسبة لي لقَتْل بن نيكلسن. |
Onun için hiçbir neden yoktu olmak yuvarlıyor. | Open Subtitles | لمْ يكن هناك أيّ سبب له ليتواجد في الشُقة. |
Ondan daha başarılı olmamanız için hiçbir neden yok. Neyiniz var sizin çocuklar? Yeterince çabalamıyorsunuz. | Open Subtitles | ليس هناك من سبب أن لا تكونوا أفضل منه ما الذي دهاكم أيها الفتية؟ |
O gün, hiçbir neden yokken, biraz koşmaya karar verdim. | Open Subtitles | في هذا اليوم لا لسبب محدد قررت أن أجري بعض الوقت |
Müziğini alıp mezara girmemen için artık hiçbir neden yok. | Open Subtitles | الان لا يوجد اي سبب يمنعك من الذهاب الى قبرك انت وموسيقاك |
Gerçekte kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlamamamız için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من فَهْم حقيقة من نحن و أين نحن ذاهبون |
Bu sene kaybetmek için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | ونحن لا نرى أي سبب للتخلي عنها هذا العام |
Elinde kanıt olmadıkça ona inanmamam için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | ما لم يكن لديك إثبات, أنا ليس .لدي أي سبب لكي لا أصدّقها |
7 ay daha beklemek için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي سبب يجعلنا ننتظر سبعة أشهر أخرى. |
- Zaten Lima'ya gitmek için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | على كل حال، لا يوجد أي سبب حقاً للذهاب إلى لايما على أي حال. |
Ama öyle olmam için hiçbir neden yoktu. | Open Subtitles | ولكن لا أملك أي سبب لأكون خائفة وكذلك أنتِ. |
Kız arkadaşım hiçbir neden olmadan benden ayrılıyor biraz kızgınım. | Open Subtitles | عندما صديقتي تتركنى بدون أي سبب |
Aklıma hiçbir neden gelmiyor. | Open Subtitles | لا، لا استطيع التفكير في أي سبب |
Senin söylediklerine bakılırsa Jessica'nın Rachel'a zarar vermesi için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | جسيكا ليس لديها أي سبب لإيذاء رايتشل |
# hiçbir neden yokken ya da biz bilmezken | Open Subtitles | بدون سبب مطلقاً بدون أي سبب معروف |
Başkan'ın bana güvenmemesi için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي سبب لدى الرئيس لعدم الثقة بي |
Oraya gitmen için hiçbir neden yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك سبب لذهابك هناك، أيّ سبب. |
Tommy, garip hissetmen için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | (لا يوجد أيّ سبب لكي تشعر بالغرابة يا (تومي |
Onu öldürmek için... hiçbir neden yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدينا أيّ سبب لقتله. |
İkizler, her yönden birbirilerine benzeseler de ikisinin de solak olması için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك من سبب يجعل التوائم عسر على الرغم من أنهم متطابقات في كل شيء |
O gün, hiçbir neden yokken, biraz koşmaya karar verdim. | Open Subtitles | فى هذا اليوم لا لسبب محدد قررت أن أجرى بعض الوقت |
- ...yeterli delil sunduk-- Bayan Lockhart, suçlamaları reddetmek için hiçbir neden görmüyorum. | Open Subtitles | انسة لوكهارت ، لا ارى اي سبب يستدعي الى رفض هذه الاتهامات |
Eğer metotlarla ilgili endişelenmekten vazgeçersen ikimizin onu yenmemesi için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لكن إن كان بإمكانك ان تتجاهل، شكوك حول الأساليب لثانية واحدة، لا يوجد سبب يمنعنا من القضاء عليه، |