Bir hipotez değil ölü bir kız ve bir Birleşik Devletler Senaörünüz var. | Open Subtitles | هذا ما يجعلها فرضية جيدة ليست فرضية لديك فتاة مقتولة و سيناتور أمريكي |
Böylece benim fikrim doğmuş oldu ve bir proje oluşturup hipotez geliştirdim. Bir sonraki adımım ne oldu? | TED | و هكذا بزغت فكرتي و قد قمت بإعداد المشروع و وضع فرضية فماذا كانت خطوتي التالية؟ |
Ortaya çıkan şu oldu: insanlar 1995 yıllarında şaşırtıcı sonuçlara ulaşan bir hipotez ortaya attılar. | TED | وما حدث أن الناس قد طرحت فرضية حيث جاءت كما يبدو ببعض النتائج الرائعة بحوالي عام 1995. |
Doğruysa, biliminsanları, "Harika, biliyoruz ki hipotez doğru" derler. | TED | و اذا كانت حقيقية .. فسيقول العلماء حسنا ..نعلم أن هذه الفرضية صحيحة |
Ama ne olursa olsun, bu keşiflerden bildiğimiz şey, Mars'ın bugünkü kalıntılarında yaşamın varlığı hipotezi geçerli bir hipotez olduğudur. | TED | على أية حال، ما نعلمه هو أنه كنتيجة للاكتشاف، فإن الفرضية بأنه لا زالت هناك حياة على المريخ في هذه الأيام تبقى باقية. |
Yaygın bir hipotez, bu ağın, arka singulat korteksi adındaki bir bölgesinin muhakkak isteklerle değil, aynı zamanda içine girdiğimiz, içine çekildiğimiz ve bize bir yanlış yapıldığı zaman aktif hale geldiğini söylemektedir. | TED | إحدى الفرضيات الحالية هي أن منطقة هذه الشبكة، تسمى الفص الحزامي الخلفي، تم تنشيطها ليس بالضرورة عن طريق الرغبة بحد ذاتها لكن عندما يحصل ونلحق بها، وعندما يحصل ونغرقُ أنفسنا فيها وتأخذنا لمسافة. |
Kuramsal olarak, suç mahalline de bağlı olarak o lekenin kan olduğuna dair hipotez kurup kuramayacağımı düşünürüm. | Open Subtitles | افتراض من سلاح الجريمه وسوف يتحدد ما إذا كان من الممكن ان يكون بقعة دم |
Bir de şu açıdan bakalım: Bilim insanları başarısızlıkta da özgür olmalılar, çünkü başarısız bir hipotez bize bir şeyler öğretiyor. | TED | وهنا مسألة أخرى: يجب أن يكون العلماء أحرارًا ليفشلوا، لأنه حتى من فرضية فاشلة، نتعلم شيئا ما. |
Mart 1905'te , şaşırtıcı bir hipotez sunan bir makalesini teslim ettiği an büyük bir sürpriz ortaya çıkmıştı. | TED | جاء ذلك بمثابة مفاجأة كبرى عندما قدم في مارس 1905 ورقة مع فرضية مروعة. |
- Bunun benim hislerimden daha fazla bir geçerliliği yok. - Testlere dayanan iyi bir hipotez. Onu iyi bir hipotez yapan da bu zaten. | Open Subtitles | لا تتعدى قيمته قيمة يرَقة فرضية جيدة مدعومة باختبارات قياسية |
Bu gece ilgilenmenizi bekleyen, 4.000 sayfalık bir hipotez üzerine. | Open Subtitles | ثمة فرضية تتكون من 4000 صفحة، هذا جزء من الرزمة لتتمتعوا بها الليلة. |
Bu sadece bir hipotez ama mantıklı, değil mi? | Open Subtitles | هذه مجرد فرضية ولكنها منطقية، أليس كذلك؟ |
Bu arada bu bir deney. Muhtemelen de yanlış. Ama bir deney. Bizce en azından mantıklı bir hipotez olduğu söylenebilecek şey şu ki yaratıcı olmak için frontal lobunuzda bu tuhaf çözülümün olması gerekiyor. | TED | لانها دراسة واحدة فحسب .. ربما خاطئة ولكنها دراسة علمية صحيحة .. نعتقد انه وهي فرضية منطقية انه لكي تكون مبدعاً يجب ان يكون لديك هذا الفصل الغريب |
Yapacağınız ikinci şey, buna açıklama getirecek bir fikir üretmek, yani bir hipotez. | TED | والشيء التالي للقيام به هو إثارة فكرة ما ربما تفسر سؤالكم: الفرضية. |
Aklıma gelmişken, bu hipotez hâlâ ne kanıtlandı ne reddedildi. | Open Subtitles | وبالمناسبة، هذه الفرضية لم يٌتمكن من إثباتها بعد |
Şimdi, sonraki ödeviniz bir hipotez önermek olacak. | Open Subtitles | الآن لتخصيص الخاص بك المقبل، سوف تقترح الفرضية. |
AG: Tamam, ikinci hipotez. | TED | أ.ج. حسناً ، الفرضية الثانية. |
Ve ideal şartlarda hipotez yalnızca bir fikir değildir: bir doğa kanunudur. | TED | و في الحالة المثالية فان الفرضية ليست فقط فكرة و لكنها مثاليا "هي قانون الطبيعة" |
Warren'ın yazdıklarını gözden geçirirken, bizim adlitıp kanıtları ile destekli bir hipotez üzerinde odaklanmamız gerektiği. | Open Subtitles | يبحث في كتابات وارن فإنه يجب علينا أن نركزَ على الفرضيات التي تتطابق مع الدليل القضائي |
Bir çizgi romanın bir çok hipotez üretmemizi sağlamasına izin veriyoruz. | Open Subtitles | نحن نسمح بقصص الكتب الهزلية للحصول على الكثير من الفرضيات |
Sizi uyardığım konunun aynısına kendimi kaptırdım... gerçeklere dayanmayan çok fazla hipotez ürettim. | Open Subtitles | لقد وقعت في نفس الخطأ تماماً الذي حذرتك عنه تطوير الكثير من الفرضيات التي ليس لها أرضية واقعية |
Misal , John Paul II, evrim, neo-Darwin bir görüşle, artık basit bir hipotez değil" der. | Open Subtitles | (على سبيل المثال, البابا (جون بول الثانى قال أن نظرية النشوء والإرتقاء بمعنى البقاء للأصلح, لم تعد مجرد افتراض |