Bir tanesini alabilirdim ama düşündüm ki yalnız hissedecekler. | Open Subtitles | كنت سأحضر واحد فقط ولكن انتبهت أنهم سيشعرون بالوحدة. |
Bizi unuttuklarını fark ettiklerinde kendilerini çok salak hissedecekler. | Open Subtitles | سيشعرون بالغباء حين يلاحظوا أنهم نسوا اصطحابنا |
Bir şekilde senin hayatta olduğunu her zaman hissedecekler. | Open Subtitles | سيشعرون دائماً بأنك مازلت حياً, بطريقة ما |
Alıcıdaki titreşimi hissedecekler Çocuklarının nerede olduğunu bilecekler | Open Subtitles | سيشعرون بإهتزاز المستقبل الذي لديهم و يعرفون مكان أبنائهم |
Bakalım, çocukları açlıktan ölmeye başlayınca ne hissedecekler. | Open Subtitles | لنرى بماذا سيشعرون عندما أطفالهم يصبحوا جوعي |
Spiritualistler kuruluşunuzda kendilerini evlerinde hissedecekler. | Open Subtitles | الروحانين سيشعرون بالراحة مع تأسيسك الطيب. |
Yani, nasıl kendilerini rahat hissedecekler ki artık benim yanımda? | Open Subtitles | كيف سيشعرون بارتياح حولي مجددًا ؟ |
Benim gibi aforoz edilmiş gibi hissedecekler mi? | TED | هل سيشعرون بالعزل مثلي؟ |
- Öğrenciler, dışarıda kendilerini daha iyi hissedecekler. O bütündür. | Open Subtitles | الطلاب سيشعرون بتحسن افضل بالخارج . |
Kendilerini büsbütün yalnız hissedecekler. | Open Subtitles | عندها سيشعرون بالوحدة تماماً. |
Onlara Throwing Star Killer'ı vereceğim. Bakalım o zaman ne hissedecekler. | Open Subtitles | سأسلّمهم (قاتل النجمة المقذوفة)، ولنرَ كيف سيشعرون. |