"hissetmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • شعر
        
    • شعرت
        
    • شعرتي
        
    • شَعرَ
        
    • شعوره
        
    • شعروا
        
    • شعرَ
        
    • أحست
        
    • أحسّ بذلك
        
    • كان يشعر
        
    • كانت تشعر
        
    Kadın göründüklerini hissetmiş olmalı, bir kaç saç telinden başka bir şey yok. Open Subtitles على الأرجح أنها انتبَهَت بوجودهما باستثناء خصلة شعر
    İnanıyorum ki, çizgi romanlar tarihin bir formları birileri bir yerlerde hissetmiş veya yaşamış. Open Subtitles اعتقد ان الروايات المصورة جزء من التاريخ شخص ما فى مكان ما شعر بذلك او مر بهذة التجربة
    Siz üzgün ve kaybolmuş hissederken o rahat ve özgüvenli hissetmiş olabilir. TED من الممكن أنها شعرت بالطمأنينة والارتياح، حتى ولو شعرت ظاانت بالحزن و الضياع.
    Patlamalar. hissetmiş olmalısınız. Tek çıkış yolu ileride! Open Subtitles الانفجارات حتما شعرت بها الطريق الوحيد للخروج هو أمامنا
    İnanıyorum ki, çizgi romanlar tarihin bir formları birileri bir yerlerde hissetmiş veya yaşamış. Open Subtitles أعتقد أن المجلات المصورة هي شكل من أشكال التاريخ أن هناك شخصا في مكان ما شعر أو جرب
    Ve sonra ele geçirdiğini hissetmiş, kötü bir şey tarafından. Open Subtitles وبعدها شعر وكأنه ممسوساً بواسطة شيئاً ما شريراً
    Tek istediği fark edilmekmiş. Tam da o anda kurutucunun sıcaklığını teninde hissetmiş. Open Subtitles وأنّ جلّ ما كان يرغب به هو أن يُلاحظ عندها شعر بحرارة المجفف على جلده
    Evet,top toplayıcı kız olamadığım için kendini kötü hissetmiş. Open Subtitles نعم، لقد قال أنه شعر بالسوء لأني لم أتمكن من جامعة الكرات.
    Kadın yalnız krala baktığında, kral birbirlerini bin yıldır tanıyorlarmış gibi hissetmiş. Open Subtitles عندما نظرت إلى الملك الوحيد, شعر أنهما يعرفان بعضهما البعض منذ ألف سنة
    Sana yakınlık hissetmiş, böylece uygunsuz dokunma olmuş. Open Subtitles لقد شعر بالقرب منك لذلك أتى اللمس الغير لائق
    Çok soğuktu. Bok gibi hissetmiş olmalısın. Open Subtitles لقد كان ذلك مثير جدا لابد انك شعرت انت مغفل
    O çocuğun kaç yaşında olduğunu öğrendiğinde... kendini çok gülünç hissetmiş olmalısın. Open Subtitles لابد أنكَ شعرت بالسخافة عندما إكتشفت ،كم كانَ عمر ذلك الولد
    Fark ettim ki, hissettiğim çoğu şeyi o da hissetmiş. Open Subtitles اكتشفت أن كثير من الأشياء التي أشعر بها شعرت بها هي أيضاً
    ölü olan kilise meclisi, genç nesle ulaşamadığımı hissetmiş. Open Subtitles في العصر الوسيط تقريبا ميت و شعرت أنني لن اروق لجيل الشباب الجديد
    Bütün şehir bunu hissetmiş olmalı. Open Subtitles من المؤكد بأن المدينة بأكملها قد شعرت بذلك
    Tek bildiğim onun bir öpücüğü ve benim tüm hayatımda hissetiğimden daha iyi hissetmiş olmam. Open Subtitles ..كل ما اعرفه ان قبله واحدة منها شعرت بعدها بشيء لم يسبق ..لي تجربته من قبل
    O sırada, yaralandığınızı hissetmiş olabilirsiniz. Open Subtitles في هذه اللحظة ربما شعرتي أن حياتك قد تحطمت
    Bay. Randall benim için kötü hissetmiş, ve beni stajer olarak geri aldı. Open Subtitles السّيد راندل شَعرَ سيئاً لي، لذا إستأجرَني خلفي كطبيب مقيم،
    Tarihte, yaşadığı dönemde kapana kısılmış gibi hissetmiş olsa da kelimeleri birçok jenerasyonun kendilerini tanınmış hissetmesini sağladı ve onları, toplumun en karmaşık meselelerine daha incelikli bir anlayışa yönlendirdi. TED بالرغم من شعوره بأنه محبوس ومحاصر في لحظة في التاريخ، جعلت كلماته جيلًا كاملًا يشعر بأنه معروف، من خلال إرشادهم تجاه فهم أفضل وأدق لمشاكل وقضايا المجتمع الأكثر تعقيدً.
    Onu ölümden koruyabileceğime inandım ve eğer aynen böyle hissetmiş olan pek çok kişi görmemiş ve böyle pek çok kişiyle konuşmamış olsaydım, bunu söylemekten utanırdım. TED اعتقدت انني استطيع ان ابقيه حيا ويحرجني أن أقول، انه لو لم أرى واتحدث مع أشخاص كثيرين شعروا بنفس شعوري
    Odada bir pencere olduğunu hissetmiş. Open Subtitles شعرَ بوجود نافذة في الغرفة التي كان فيها
    Gemi bir şeyler hissetmiş olmalı öyle değil mi? Open Subtitles السفينة مؤكد أنها أحست بشيء، صحيح؟
    Ve Glitch birşeyler hissetmiş olacak ki biz ateş açmadan önce kaçmaya başladı. Open Subtitles لابدّ أنّ (غليتش) أحسّ بذلك أو ما شابه، لأنّه لاذ بالفرار حالما بدأنا في إطلاق النار.
    Hayatıma devam edeceğimi sanki hissetmiş, sanki biliyor gibiydi. Open Subtitles كأنما أدرك أو كان يشعر... أنني لم أعد أهتم به
    Karga onu tarlasında çalışan genç bir adama götürmüş ve büyük büyükannem tam orada durması gerektiğini ta yüreğinde hissetmiş. Open Subtitles و أوصلها الغراب إلى رجل شاب يعمل فى أرضه و جدة جدتى كانت تشعر من قلبها أنه عليها أن تتوقف تماماً هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more