| Bence de, insanlar kendilerini güvende ve rahat hissettiklerinde daha iyi çalışır. | Open Subtitles | حسنا، أظن ان الناس تؤدي أفضل أعمالها عندما يشعرون بالأمان و الإطمئنان |
| Bu insanlar, toplumsal ve ahlaki düzene bir tehdit oluşturulmadığını hissettiklerinde, özellikle ırkçı değiller. | TED | ليس بالضرورة أن يكون هؤلاء عنصريين عندما يشعرون بأنه لا يوجد هناك تهديد لنظامنا الأخلاقي والإجتماعي. |
| Kötü muamele gördüklerini hissettiklerinde son derece kararlı oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم مصممون عندما يشعرون أنهم يعاملون بشكل سيىء |
| Ve çoğumuz bunu sevgide hissederiz aşıklar kenetlenmiş hissettiklerinde. | TED | وكثير منا يشعر بها في الحب عندما يشعر المحبين بالانصهار. |
| Takipçiler, aşık oldukları kişi tarafından aldatıldıklarını hissettiklerinde genellikle hedefe karşı şiddete yönelirler. | Open Subtitles | عندما يشعر المتربصون انه تمت خيانتهم من قبل محبوبيهم فهذا غالبا يشير الى احتمال مهاجمة المحبوب |
| Kimse tamamını kullanmaz. Kendilerini iyi hissettiklerinde bırakırlar. | Open Subtitles | لا يتناولها أحد جميعاً يتوقفون عندما يشعرون بتحسن |
| Bir hastayla ilgilenirken durumun kötüye gitmemesinin anahtarı kendilerini daha iyi hissettiklerinde durmaktır. | Open Subtitles | أتعرفي كيف لا تصابي بالجنون ؟ بمساعدة المريض و عندما يشعرون بتحسُّن, يكون عملك قد انتهى |
| Hani bilirsin, insanların kötü hissettiklerinde yediklerinden. | Open Subtitles | كما تعلم، إنه الشيء الذي يتناوله الناس عندما يشعرون بقليل من الحزن |
| Sapiensler güvende hissettiklerinde, dünyanın en tatlı insanlarıdır. | Open Subtitles | عندما يشعرون بالأمان، هم ألطف من يمكن أن تقابليه. |
| Sapiensler güvende hissettiklerinde, dünyanın en tatlı insanlarıdır. | Open Subtitles | عندما يشعرون بالأمان، هم ألطف من يمكن أن تقابليه. |
| İnsanlar gerçekten suçluluk hissettiklerinde, hep aşağıya doğru bakarlar. | Open Subtitles | عندما يشعر الأناس بالذنب الشديد، فـ.. دائماًماينظرونلأسفل. و أنت تنظر مباشرةً إلينا. |