"hixton" - Translation from Turkish to Arabic

    • هيكستون
        
    Bay Hixton yoksul bir hayattan gelmişti. Nakit para bulundurmak ona güven veriyordu. Open Subtitles جاء السيد (هيكستون) من مكان فقير ووجد نفسه يملك نقوداً معدنية مطمئنة حوله
    Bir de Hixton'ın silahı var. Ona neden ihtiyacı oldu ve nereden buldu? Open Subtitles ومن ثمّ هناك سلاح (هيكستون) لمَ كان بحاجةٍ إليه، ومن أين حصل عليه؟
    C.S.I Hixton'ın dairesinde işini bitirdi. Sisteme kayıtlı iki set parmak izi buldular. Open Subtitles وحدة الجرائم إنتهت من تفتيش شقّة (هيكستون) ووجدت بصمتي أصابع موجودة في النظام
    Kurbanın adı Jay Hixton. Open Subtitles اسم الضحيّة هو (جاي هيكستون) ربح 117 مليون دولار
    Tamam, yani katilimiz Hixton'ı 357'liğin saklı olduğu kasayı açmaya zorlamış olabilir. Open Subtitles حسناً، إذن ربّما قاتلنا أجبر (هيكستون) على فتح الخزنة, حيث ذلك السلاح كان مخبّئ بالداخل
    Bu, Reginald Easley. Bay Hixton'ın hizmetçisi. Open Subtitles هذا (ريجنالد إيسلي) إنّه خادم السيد (هيكستون)
    Yine de Bay Hixton'ın gizlice hamile bir kadına ya da evsiz bir çocuğa para verdiğini görürdüm. Open Subtitles ومع ذلك، كنتُ أرى السيّد (هيكستون) يقدّم المال لامرأة حبلى أو طفل مشرّد
    Bay Hixton'da dün gece buradayken şüpheli bir hal var mıydı? Open Subtitles أهناكَ أيّ شيء مريب حدث مع السيّد (هيكستون) عندما كان هنا في الليلة الماضية؟
    Saat 18:00'de Bay Hixton gelince sanki onu tanıyormuş gibi ona doğru yürüdü. Open Subtitles لكن صعد مباشرة مع السيّد (هيكستون) عندما) وصل في الـ 6 وكأنّه يعرفه، تعرفان ذلك؟
    Yani gizemli adamımız aş evine gitti, Hixton'ı bekledi sonra onu nereye götürdü? Open Subtitles إذن، رجلنا الغامض يذهب إلى مطبخ الحساء وينتظر (هيكستون) ومن ثمّ يأخذه إلى أين؟
    Seri numaraları silahtan silinmiş ve mermilerde ve mermi yuvasında Hixton'ın parmak izi varmış. Open Subtitles كانت الأرقام التسلسليّة قد تمّ محوها وبصمات (هيكستون) على الرصاص بداخله
    Hixton'ın binasında bakım görevlisi olarak çalışan Todd Shipley'in parmak izini bulduk. Open Subtitles لأنّنا قد حصلنا على بصمات تعود إلى (تود شيبلي) عامل صيانة في مبنى (هيكستون) رحل في الوقت الذي قتل فيه (هيكستون)
    Vardiyan boyunca binada Bay Hixton'ı gördün mü? Open Subtitles هل رأيتَ (هيكستون) في المبنى -طوال فترة مناوبتكَ؟
    Bay Lee Shipley'in mazeretini doğruladı. Ve Hixton'ın arabası kesinlikle kayıp. Open Subtitles إذن، أكّد السيّد (لي) عذر (شيبلي) وسيّارة (هيكستون) مفقودة بالتأكيد
    - Evet ama Hixton neden eve gitmiş? Open Subtitles -أجل، ولكن لمَ سيذهب (هيكستون) إلى البيت؟
    Takip şirketi Hixton'ın Escalade'ini tespit etti. Open Subtitles شركة التتبّع حصلت على موقع سيّارة (هيكستون)
    Jersey polisi Hixton'ın arabasıyla gişeden geçerken yakalamış. Open Subtitles ألقت شرطة "جيرسي" القبض عليه وهو يقود سيارة (هيكستون) بأسفل الطريق الرئيسيّة
    Bakın, sokakta Hixton'ın ikinci bir şansa inandığını duydum. Open Subtitles سمعتُ في الشارع أنّ (هيكستون) يؤمن بالفرصة الثانية
    Sinema görevlisi York'a bilet sattığını doğruladı ve araba belgesindeki imza Hixton'ınmış. Open Subtitles يؤكّد موظّف المسرح أنّه باع تذكرة لـ(يورك) وتوقيع (هيكستون) على ملكيّة السيّارة أصلي
    Saat 18:00 de Hixton arabasını York'a veriyor, sonra 20:00'de eşini arayıp yemeği iptal ediyor. Open Subtitles إذن، في الـ6 يعطي (هيكستون) سيّارته لـ(يورك) وبعد ذلك في الـ8 يتّصل بزوجته ويلغي العشاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more