| Bu kadar nüfüsa hizmet etmek için kaç personel çalışıyor? | TED | كم شخص وظف لديه لخدمة هذا الحجم من السكان؟ |
| Burada kısır tartışmalar için değil, adalete hizmet etmek için bulunuyoruz. | Open Subtitles | لسنا هنا لنستمع لتلك المشادات، بل لخدمة العدالة |
| Efendimize hizmet etmek için seçildiğimde 19 yaşındaydım. | Open Subtitles | كنت أبلغ الـ19 من العمر عندما ذهبت لخدمة سيدي |
| Herkese sana hizmet etmek için dünyaya gelmişler gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | لقد خدعتي الجميع وكأنهم وضعوا في الأرض لخدمتك |
| Başkalarına hizmet etmek için doktor olmak istedim.. | Open Subtitles | أردت أن أصبح طبيباً لأخدم الناس |
| Ukrayna ulusuna hizmet etmek için yemin ettiniz Yanukoviç'e ve çetesine değil! | Open Subtitles | أنتم أقسمتم على خدمة الشعب الأوكراني؛ ! لا خدمة يونكوفيتش و عصابته |
| Sanki ona hizmet etmek için doğmuşum gibi davranıyor. | Open Subtitles | هو يظن أني خلقت في الأرض لأطبغ مواهبه |
| Acemiler istekleri dışında Bölüm'e hizmet etmek için eğitiliyorlar. | Open Subtitles | مجندين دربوا ليخدموا "الشعبة" رغماً عنهم |
| Ve şimdi, henüz Lucifer'in olmayan karanlık ruhu çalarak... amacımıza hizmet etmek için... ölümlü olduğumuz bu yere geldik. | Open Subtitles | وقد اتينا هنا, حيث نحن لسنا خالدين لسرقة روح مظلمه ليست لابليس بعد لخدمة قضيتنا |
| Roma'ya hizmet etmek için katıldım, bu çayırda suçluları tutuklamak için değil. | Open Subtitles | لقد انضممت لخدمة روما لا لأعتقل بشكل غير قانوني |
| Apophis'e hizmet etmek için SG üniforması giyip eğitim yapıyorsunuz, öyle mi? | Open Subtitles | أنت تتدرّب لخدمة أبوفيس وانت ترتدي ملابس اس جي؟ |
| Canlılar asla ölülerin amaçlarına hizmet etmek için kullanılmamalı. | Open Subtitles | الأحياء لا يمكن استخدامهم لخدمة أهداف الموتى |
| Egona hizmet etmek için hayatımı ortaya koymamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أن أضع حياتي بخطر لخدمة مصلحتك ؟ |
| Bu işe hayat şekli ya da ülkenize hizmet etmek için, | Open Subtitles | توقع لأسلوب حياة جديد أو فرصة لخدمة بلادك |
| Sizin naçizane hizmetkarınızım. Size ve ulusuma hizmet etmek için buradayım. Benden yararlanın. | Open Subtitles | أنا خادمك المتواضع , متواجد لخدمتك و خدمة أمتنا استخدمني |
| Krusty, burada sadece sana hizmet etmek için varım. | Open Subtitles | كراستى،انا هنا لخدمتك انت،وليس احدًا آخر. |
| Size hizmet etmek için varım Büyük Rahibe. | Open Subtitles | أعيش لأخدم فقط أيتها الأم الموقرة |
| Başkente, senin kuklan olarak hizmet etmek için dönmedim. | Open Subtitles | لم أعد للعاصمة لأخدم كدمية لكِ |
| Ukrayna ulusuna hizmet etmek için yemin etmişlerdi ama başkalarına hizmet ediyorlardı. | Open Subtitles | هم اقسموا اليمين على خدمة الأمة الأوكرانية؛ لكن انتهى بهم المطاف بخدمة الآخرين يالهم من أشخاص سيئين |
| Krala ve krallığa hizmet etmek için yemin etmiştik. | Open Subtitles | أقسمنا على خدمة الملك و المملكة |
| Sanki ona hizmet etmek için doğmuşum gibi davranıyor. | Open Subtitles | هو يظن أني خلقت في الأرض لأطبغ مواهبه |
| Kendilerinden daha güçlü olan şeytana hizmet etmek için yaşayan şeytanlar. | Open Subtitles | شيطاين صغار يعيشون ليخدموا شيطاناً أكبر |
| Aramızdaki farklılıkları ve insanlığa hizmet etmek için geç kalmış sayılmazsınız! Bu şiddete son vereceğime söz veriyorum! | Open Subtitles | إختلافاتنا ونخدم الإنسانية أعدك أن أوقف العنف |
| Yaptığımız ve bize öğretilen her şeyin yalnızca geleceğe hizmet etmek için olduğunu hissetmiyor musunuz? | Open Subtitles | أعني ، ألا تشعر بأن كل ما نقوم به وكل ما تعلمناه هو خدمة للمستقبل؟ |
| Oğlun Ako'ya hizmet etmek için yaşayacak aynı sen ve samuraylarının yaptığı gibi. | Open Subtitles | لا بد أن يعيش ابنك ليخدم أكو كما فعلت بك و أنت ساموراي |
| İlgili ve kendini adamış tıp uzmanlarından oluşan ekiplerimiz sizlere hizmet etmek için hevesli ve hazır durumdalar. | Open Subtitles | قوت المعيشة متوفر وفي "فريدم سنتر".. فرق العناية الطبية مستعدة ومُتلهفة لخدمتكم. |
| Ancak bu şanslı çocuklar kum ve sörften sonra, dünyanın en güzel bu mekanında Sam Amca'ya hizmet etmek için geri döndüler. | Open Subtitles | ولكن بعد يوم من الرمال وركوب الأمواج, إنه يوم العودة للعمل لهؤلاء الأولاد المحظوظين.. لخدمتهم للعم سام.. |