Sakin ol. Sen de hoşlandığın o çingene kızıyla takılacaksın. | Open Subtitles | أهدأ، سيكون بوسعك التسكع مع تلك الفتاة الغجرية التي تعجبك. |
Sakin ol, hoşlandığın o çingene kızla beraber biraz takılacaksınız. | Open Subtitles | أهدأ، سيكون بوسعك التسكع مع تلك الفتاة الغجرية التي تعجبك. |
Sevdiğin biriyle evlenmeyi hakediyorsun ya da en azından hoşlandığın biriyle. | Open Subtitles | أنت تستحقين أن تتنزوج بشخص تحبينه أو على الأقل شخص محبوب |
Onu davet etmen büyükannemin senin hoşlandığın birisini davet etmesine benziyor. | Open Subtitles | أنتي دعوته مثل جدتي التي تدعو الفتى الذي تحبينه |
Her şeyin ayrı olmasından hoşlandığın aklıma geldi. | Open Subtitles | أَتذكّرُ كَمْ تَحْبُّ كُلّ شيء فَصلَ. هو بخيرُ. |
hoşlandığın çocuğa ne oldu? | Open Subtitles | مالذي حدث لذلك الفتى الذي كنت معجبة به ؟ |
Harika bir öğretmen olacaksın ve yapmaktan hoşlandığın bir şey bulduğun için gerçekten çok memnunum. | Open Subtitles | و انا حقاً انا سعيد أنكِ وحدتِ شيئاً تحبّين القيام به. |
Sam, altıncı sınıfta hoşlandığın çocuğun adı neydi? Adrian mı? | Open Subtitles | سام,من هو الشاب الذي كنت معجبه به في الصف السادس؟ |
hoşlandığın kıza İngilizce ne söyleyebilirsin? | Open Subtitles | ماذا تدعو فتاة تعجبك باللغة الإنجليزية ؟ |
Ben şişman değilim... ve ondan hoşlandığın çok açık, seninle her konuşuşunda kusuyorsun. | Open Subtitles | وباااين انها تعجبك لأنك تستفرغ كل ما جت تحاكيك |
Koleje döndüğümüzde bir bahar dansı vardı ve sen hoşlandığın şu kıza doğru yürümüştün. | Open Subtitles | هل تذكر في الجامعة عندما قصدنا الحفل الراقص و ركضت وراء الفتاة التي تعجبك |
hoşlandığın çocuk ile grupça randevuya gittiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | عندما تقولينها بهذا الشكل لا أستطيع أن أصدق أنك ستذهبين في موعد جماعي مع الفتى الذي تحبينه |
hoşlandığın çocuğa yazdığın. | Open Subtitles | تلك التي أرسلتِها لذلك الفتى الذي تحبينه |
hoşlandığın, öpmek istediğin ve de hasta olduğun biri. | Open Subtitles | شخص تحبينه .. شخص تودين تقبيله شخص يراك مثيرة |
Debra'nın neden hoşlandığı umurumda değil, senin neden hoşlandığın da. | Open Subtitles | حَسناً أنا لا أُريدُ الذي ديبرا تَحْبُّ، وأنا لا أُريدُ الذي تَحْبُّ! |
Bana hoşlandığın kızdan bahset. | Open Subtitles | أخبرْني عن هذه البنتِ تَحْبُّ. |
Her zaman senden hoşlanan bir erkek ve bir de senin hoşlandığın bir erkek vardır ve ikisi asla aynı erkek değildir. | Open Subtitles | يوجد دائماً شخص معجب بك و يوجد دائماً شخص أنت معجبة به و من المستحيل أن يكونا نفس الشخص |
hoşlandığın bir çocukla randevuyu reddediyorsun, rahibe hayatını övüyorsun, | Open Subtitles | إنكِ تلغين مواعيد رجل معجبة به جداً... و تقومين بتأييد طريقة حياة الراهبات |
Bu da zorluktan, zaferden hoşlandığın anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعني أنّكِ تحبّين التحدّي، والغزو |
Peki gerçekten yapmaktan hoşlandığın şey nedir? | Open Subtitles | ماهو الشيء الذي تحبّين فعله حقاً؟ |
Belki adamdan gerçekten hoşlandığın ve biraz ödün vermekle ölmeyeceğini bildiğin içindir. | Open Subtitles | ربما لأنك معجبه به حقاً لن يقتلك الأمر إن ابطئتي قليلاً |
Birden fazla kişiden hoşlandığın için kötü hissetmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك الشعور بالذنب لأن لديك مشاعر لأكثر من شخص |
Kadınlardan mı erkeklerden mi hoşlandığın. | Open Subtitles | . سواء تحب الرجال أو النساء |