"hoşlanmayız" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا نحب
        
    • وحبال الودّ
        
    • نحن لا نَحْبُّ
        
    • لا نرغب بوجود
        
    • اننا لا نرغب
        
    Ama aptal değiliz ve bizimle alay edilmesinden de hoşlanmayız. Open Subtitles و لكنا لسنا رخصاء و لا نحب أن نكون سخرية لأحدهم
    Şunu bilmelisiniz ki bizler Japonya'da ırkçı yabancılardan hiç hoşlanmayız. Open Subtitles انت يجب ان تعلم انه فى اليابان لا نحب الاجانب المتطرفين
    Mükellef parası bir yana, teröristlere bir şey vermekten hoşlanmayız. Open Subtitles نحن لا نحب اعطاء الارهابيين أى شئ ناهيكى عن أموال دافعى الضرائب
    Onunla da birbirimizden hiç hoşlanmayız. Open Subtitles وحبال الودّ بيننا مقطوعة
    Kuzey için savaşanlardan hoşlanmayız. Burası Güneydir. Open Subtitles نحن لا نَحْبُّ أولئك الذين قاتلنَاهم من الشمال ؛ هنا الجنوب
    Senin gibi kötü çocuklardan bu kasabada hoşlanmayız. Open Subtitles اننا لا نرغب بوجود اولاد اشرار مثلك في المدينة
    Büyük zorlukları kontrol edemediğimizi düşünmekten hoşlanmayız ve bu yüzden zihnimiz bize, "Bu belki de o kadar önemli değil. TED لا نحب أن نفقد السيطرة في مواجهة قوى كبيرة، لذا يخبرنا عقلنا أن "ربما الأمر ليس بهذه الخطورة.
    Tekrar edeyim, biz bu kasabada şiddetten hiç hoşlanmayız. Open Subtitles ولكن في هذه البلدة لا نحب العنف.
    Biz beladan hoşlanmayız. Sen ise belaya benziyorsun. Open Subtitles لا نحب المشاكل، وتبدو مفعماً بها.
    Kim olduğunu sanıyorsun? Aciz varlıklar tarafından çağrılmaktan hoşlanmayız. Open Subtitles لا نحب أن نظل ننادى بالكائنات السفلى
    Biz beladan hoşlanmayız. Sen ise belaya benziyorsun. Open Subtitles لا نحب المشاكل، وتبدو مفعماً بها.
    Zayıflıklarımızın halk tarafından bilinmesinden hoşlanmayız. Open Subtitles نحن لا نحب أن يكون ضعفنا معلوم للعامه
    Ama yabancıların "esbat"ımızı izlemesinden hoşlanmayız. Esbat nedir? Open Subtitles ولكن لا نحب من الغرباء أن يراقبوا عصبتنا - ما هي العصبة؟
    hakkını arayan kadınlara oturmalarını, seslerini kesmelerini, güncel sistemi muhafaza etmelerini söyleriz, çünkü ortalığın karıştırılmasından hoşlanmayız. İnsanların gücümüze meydan okumalarından da hoşlanmayız. TED ويتحدثن عن أنفسهن وعن غيرهن من النساء وبالمثل للرجال والأولاد، انها رسالة لهن ليجلسن و يسكتن، ليبقين على النظام الحالي كما هو، نظراً لأننا لا نحب عندما يزعج الناس النظام. لا نحب عندما يتحدي الناس قوتنا.
    Güç hakkında konuşmaktan hoşlanmayız. TED لا نحب أن نتحدث عن القوة.
    Onunla da birbirimizden hiç hoşlanmayız. Open Subtitles وحبال الودّ بيننا مقطوعة
    Bununla övünmekten hoşlanmayız, Will, fakat kesinlikle haklısın. Open Subtitles نحن لا نَحْبُّ التَفَاخُر حول ذلك يا ويل لكنك مُحق تماماً
    Senin gibi kötü çocuklardan bu kasabada hoşlanmayız. Open Subtitles اننا لا نرغب بوجود اولاد اشرار مثلك في المدينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more