| Bu rüzgarlı vadinin bir yerinde Kayıp Hollandalı'nın madeni var. | Open Subtitles | في مكان ما في هذا الوادي يوجد اللغم الهولندي المفقود |
| Lord Beckett, Hollandalı'dan hızlı tek gemiyi vermez herhalde, değil mi? | Open Subtitles | بالطبع لن يضحي بالسفينة الوحيدة التي يمكنها اجتياز الهولندي الطائر .. |
| Hollandalı bilim adamı Thomas van der Hammen bunları Amazon'un Sistin Şapeli olarak tanımlıyor. | TED | وقد وصفها العالم الهولندي توماس فان دير هامن بأنها ككنيسة سيستينا في غابات الأمازون. |
| Gaz 1600 yılında tanımlanmış. Van Helmont isimli Hollandalı bir kimyager tarafından. | TED | تم اخترع الغاز في عام 1600 بواسطة كيميائي هولندي يدعي فان هيلمونت. |
| Anlaşılan Suudi Dışişleri Bakanlığı Hollandalı yetkililerle arka kapılardan temasa geçmişler. | Open Subtitles | يبدو أن وزارة الخارجية السعودية تعمل بقنوات خلفية مع السلطات الهولندية. |
| Hollandalı parasını alana kadar bekler. | Open Subtitles | هذا الهولندي سينتظر لغاية الحصول على نقوده. |
| Beni sonsuza dek izleyemezsin. Uçan Hollandalı gibi. | Open Subtitles | لايمكنني أن أدعك تتبعني إلى الأبد , مثل سفينة الهولندي الطائر |
| Lenny,seni herzaman ailemin soy ağacında Hollandalı karaağaç hastalığı olarak düşündüm, ama bu sefer, yeğenim, iyi iş yaptın. | Open Subtitles | إل إي إن إن واي، عندي دائما إعتبرك مرض الدردار الهولندي في شجرة نسبي، لكن هذا الوقت، إبن أخ، أنت غرّمت. |
| Şu Hollandalı için çalışan kız müthiş sevimli. | Open Subtitles | تلك الفتاة التي تعمل من أجل الهولندي لطيفة جداً. |
| Daha ikinci maşrapaya geçmeden Hollandalı kusar. | Open Subtitles | . و يجعل الهولندي يتقيأ قبل أن يملأ الزورق الثاني |
| Bugün parmağı kanala sıkışmış küçük Hollandalı çocuğu oynayacaksın. | Open Subtitles | اليوم ستَلعَب دور الولَد الهولندي الذي حشَرَ إصبعهُ في السياج |
| Bundan böyle barajdaki çatlağa su sızmasın diye parmağını dayayan küçük Hollandalı çocuk olmayacağım! | Open Subtitles | لن أكون عالقة وسطكم كالفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد بعد الآن |
| İşin gerçeği, bu armağan dünyaya 1738'de Hollandalı bilge Daniel Bernoulli tarafından verildi. | TED | وقد وضح، في الواقع، أن العالم قد مُنح هذه الهدية عام 1738 من موسوعي هولندي يدعي دانييل برنولي. |
| Ününü İngiltere'de yapmış çok çok ünlü Hollandalı bir ressamın kızı. | TED | لقد كانت بنت رسام هولندي شهير جداً جداً، الذي صنع شهرته في إنجلترا. |
| Tam bir klasikti, dostum. 500 kiloluk bir Hollandalı tarafından fırlatıldı. | Open Subtitles | ذلك الشيء كان مضحكاً كان سيدفع 400 جنيه هولندي |
| Bu hisseleri Avrupa'daki liman ve kahvehanelerde satarak Hollandalı şirket, farkında olmadan dünyanın ilk borsasını icat etmiş oldu. | TED | ببيع تلك الأسهم في محال القهوة وموانئ الشحن عبر القارة، بذلك ابتكرت شركة الهند الشرقية الهولندية أول بورصة في العالم. |
| Hala, öyle yayılmış kalmış şekildeki Hollandalı kadını görüyorum. | Open Subtitles | كنت ارى الفتاه الهولندية هكذا طوال الوقت |
| ..Hollandalı turistlerin unuttuğu o zımbırtıdan mı içtin? Ciddiyim, Marcello. | Open Subtitles | أم انك دخنتي الاشياء التي تركوها السياح الهولنديين وراءهم؟ |
| Bunu ne çok özlediğimi hiç fark etmemişim, Hollandalı. | Open Subtitles | لا تتخيل كم افتقدت هذة الأجواء يا داتش |
| Bu Hollandalı, kıvırcık saçlı tombul adam -- neden ıslık çalıyor? Aslında, yaklaşık dört yaşımdan beri ıslık çalıyorum. | TED | ما هذا السمين , شاب ذو شعر مجعد من هولندا لماذا يصفر ؟ حسنا , في الحقيقه أنا أصفر منذ أن كان عمري أربع سنوات |
| Bu da çok fazla Hollandalı demek. | Open Subtitles | أربعمائة وخمسون هولندياً وهذا عدد كبير من الهولنديين |
| Sen mi, Hollandalı? Yürüyemiyorsun ki. | Open Subtitles | أنت أيها الهولندى أنت لا يمكنك المشى حتى المرحاض |
| İngilizleri dışarıda tutmak için Hollandalı göçmenlerin yaptığı gerçek duvara giden bir yolu izler. | Open Subtitles | بناه الهولنديون الأصليون لمنع البريطانيين من الدخول. |
| Hollandalı bir üstatdan, Şuan özel bir koleksiyon içinde | Open Subtitles | رسمها الفنان الألماني, و التي بحوزة |
| Hollandalı'ya sinyal yollayın. İnci'yi izleyeceğiz. | Open Subtitles | ابعث للهولندي الطائر بأن تطارد سفينة ساو فنج ونحن سنطارد اللؤلؤة |
| Hollandalı elemanın açıkça orada öldüğü belliydi. | Open Subtitles | إنّني مُتأكّدة انّ الرجل الهولنديّ هناك قد مات. |
| Ben Hollandalı bir aile tarafından evlât edinilmiştim. | Open Subtitles | لكني قد تبنيت من قبل عائلة ألمانية |
| Marnix "seks çubuğu" jansen. Hollandalı'ydı. | Open Subtitles | " مارنيكس " العامود اللعين يانسن , كان زميلا هولنديا |