Bu bir akrabanın ölümü gibidir, yada bir hortum, kasırga veya bir deprem. | TED | انها مثل وفاة أحد الأقارب ، أو دوّامة، أو إعصار ، أو زلزال. |
- Bir hortum ihbarında bulunacağım. - Jacob, yürüsene hadi! | Open Subtitles | ـ أريد الإبلاغ عن إعصار يلمس الأرض ـ هيّا بنا |
İnsanlara hortum ve hava tüplerini 10/F'ye getirmek için aşağı inmelerini söyleyin. | Open Subtitles | أخبر الناس بالأسفل أن يحضروا الخرطوم وإسطوانات الهواء إلى الطابق الـ 10. |
Tabii ki gerçek bir hortum kullanılmayacak, uçaklar veya benzeri bir yöntemle ulaştırılacak. | TED | بطبيعة الحال، لن تقوموا باستخدام الخرطوم فعلًا، ستحلقوا بها عاليًا في طائرات أو شيء يشبه ذلك. |
Bu yılda 10 teragram su sağlayan bir hortum. | TED | يضخ خرطوم الماء هذا 10 تيراغرام سنويًا. |
Çocuklar, bulunduğunuz yerin hemen güneyinde Rose Hill yakınında bir hortum görüldü. | Open Subtitles | حسنا ياشباب الإعصار رصد بالقرب من روز هيل إلى الجنوب من موقعكم |
Mississippi'de küçük bir kasabaya hortum ve kasırga vurduğunda doğal afet düellosu yaratmıştı. | Open Subtitles | عندما اعصار و عاصفة البرق هاجم بلدة صغيرة في ولاية ميسيسيبي , تم إنشاء الكوارث الطبيعية المزدوجة. |
Defter, Batı'dan gelecek cadının bu diyara bir hortum sayesinde getirildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول الكتاب بأن هذه الساحرة من الغرب ستأتي لهذه الأرض بواسطة إعصار |
Ülkenin her yanında hortum görülüyormuş. | Open Subtitles | تعرف بأنّهم يقولون إعصار الهبوط في جميع أنحاء المقاطعة. |
Yani hortum böyle bir mekanizmayı tetiklemiş olabilir. | Open Subtitles | لذا، من المحتمل إعصار قد يلائم الفاتورة. |
Merdiveni alevlerden çıkar! hortum yanacak! | Open Subtitles | اجلب هذا السلم خارج النيران سوف يحترق الخرطوم |
düzgün bir şekilde dizdim. hortum biraz karışmış. | Open Subtitles | للحصول على ادواتك كل هذا الخرطوم في وضع فوضه, اعتقدت انك تريد.. |
Pekala, sorun nedir uzun hortum? | Open Subtitles | إذن ما المشكلةُ، يا صاحب الخرطوم الطويل؟ |
Oldukça da az bir miktar; tüm Dünya için sadece bir hortum. | TED | وإنها لمدهشة قليلًا، كأنها خرطوم واحد للأرض بأكملها. |
Sonra öbür tarafa geçtiğinizde, hortum gibi bir şeyi var, kuş gagası gibi ve hortumundan bulutlar fışkırtıyor. | TED | وبعد ذلك عندما تذهب إلى الجانب الآخر سيكون لها خرطوم مثل منقار الطير وهي تنفث الغيوم من خرطومها |
Eğer beş dakika içinde yeni hortum elimde olmazsa... | Open Subtitles | حسناً, إذا لم أحصل على خرطوم جديد في يديّ فيغضونخمسدقائق.. |
Tek istediğim senin ve verilerinin bana bir hortum bulması. | Open Subtitles | أريد فقط منكِ ومن بياناتكِ .أن تجدان ذلك الإعصار اللعين |
Sanki nereden geldiği belli olmayan bir hortum gibi ve aslında hata kimsede de bile olmayabilir. | Open Subtitles | مثل هذا الإعصار الذي يأتي من اللامكان. و قد لا يكون خطأ أية أحد, تعلم؟ |
Bu iş hortum sırasında ve kırk dakika içinde yapılmış. | Open Subtitles | من أخذ 40 دقيقة لتعمل هي في منتصف الإعصار. |
hortum alarmı resmi makamlar tarafından uzatıldı. | Open Subtitles | وتستمر التحذيرات من اعصار تورنيدو لانها ازدادت وتوسعت |
İki tane hortum alacağız. Herhalde yeni bir filtreye ihtiyacımız da vardır. | Open Subtitles | نحن سنأخذ خراطيم فراغ زوج ونحن من المحتمل بحاجة لمرشح جديد الآن |
Bulutlar böyle toplanmaya devam ederse çok sayıda hortum patlayabilir. | Open Subtitles | اذا الخلايا استمرت فى التوسع سوف يحطم الاعصار كل الارقام القياسية له |
Notları düşerse, teknik olarak bir okul sayılamayız hortum sığınağı ve barakaları destekleyen bir şey oluruz. | Open Subtitles | إذا نزلت درجاتها، نحن لسنا تقنياً مدرسة؛ نحن مأوى أعاصير مع كبينات تصويت. |
- Sorguya çekme, lastik hortum. - Kalan ömründe posta çuvalı dikecek. | Open Subtitles | التعذيب، الخراطيم المطاطية ستقضي بقية حياتها في خياطة حقائب البريد |
Hortumu hep ben tutardım. Sen hiç hortum tuttun mu? İyi misin sen? | Open Subtitles | كنت أحمل الخرطوم هل حملت خرطوماً يوم ما؟ هل أنتِ بخير؟ |
Duygusal hortum adını verdiğim bir oyunculuk alıştırması yapalım. | Open Subtitles | في المزيد من التدريبات للتمثيل التي أحب أن اسميها زوبعة المشاعر |
Gırtlağından hortum sokup tüm sıvıları dışarı çıkıyorlar. | Open Subtitles | يضعون أنبوب في حلقك ويمتصون العصارة وكومة من الأمعاء |
Buradan kaçsak hiç fena olmaz... çünkü etrafta çok fazla sayıda hortum vardı. | Open Subtitles | كنت أفكر أنها لن تكون فكره سيئة ان رحلنا من هنا بسبب وجود عدد كبير من الاعاصير |
Sayın Başkan, bir dizi hortum Los Angeles'i yerle bir etti. | Open Subtitles | سيدي الرئيس ، لوس انجلس تجتاحها مجموعة من الأعاصير |
Bir de bakmışsın göğsünden bir kaç torba ilaca bağlı bir hortum çıkmış. | Open Subtitles | وبعدها تعرف ستحصل على انبوب يخرج من صدرك موصول بجهاز |