"hukukun" - Translation from Turkish to Arabic

    • حكم القانون
        
    • في القانون
        
    • أن القانون هو
        
    • القانون العام
        
    • ان القانون
        
    • سيادة القانون
        
    • ذلك القانون
        
    Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insanların birbirine hoşgörülü davranması birbirlerini önemsemeleri sayesinde baskın çıkacağız. Open Subtitles ديمقراطية ، حكم القانون ، وأن يعامل الناس بعضهم بعضا باحترام.. وأن يهتمّوا ببعضهم ، وسننتصر
    Kolluk kuvvetlerini, bilgiye erişimi çoağaltmak isteyen yurttaşların üzerine saldığımızda, hukukun üstünlüğünü bozarız ve adalet mabedimizi iğfal etmiş oluruz. Open Subtitles ‫عندما نُطلق الضباط المسلّحين على المواطنين الساعين إلى زيادة النفاذ إلى المعرفة ‫فإنّنا نخالف حكم القانون — ندنّس معبد العدالة ‫لم يكن هارون شوارتز مجرما
    hukukun bir ozgurluk platformu haline gelmesi icin insanlarin guvenmesi gerek. TED ثقة الناس في القانون .. كمنصة للحرية على الناس ان تثق به
    hukukun ozgurlugun temeli oldugu ogretilmistir bizlere. TED الآن، تعلّمنا أن القانون هو أساس الحريّة.
    22 Haziran 1772'de, Lord Mansfield köleliğin tiksindirici olduğunu söylemiş, 'tiksindirici' kelimesini kullanmış ve ortak hukukun bunu desteklemeyeceğini belirterek James'i özgür bırakmış. TED في 22 جوان من سنة 1772,اقر اللورد مانسفيلد ان الرق كان فظيعا، و إستخدم كلمة ''فظيعا" في ذلك، و اقر ان القانون العام لا يمكنه تحمل ذلك، فامر بعتق جاميس.
    Özel hukukun çiğnenmediğini iddia ediyor. Open Subtitles قررت ان القانون لا ينتهك حق الخصوصيه
    "İzlanda mükemmel kurumları olan, rüşvet oranı düşük hukukun üstünlüğünü tanıyan gelişmiş bir ülke. Open Subtitles أيسلندا دولة متقدمة ذات مؤسسات ممتازة فساد قليل، سيادة القانون
    Evet, hukukun egemenliğini ezmeden toplum kendini düzenleme konusunda daha iyi iş çıkaracaktır. Open Subtitles أجل، بدون ذلك القانون الساحق سيعمل المجتمع عملاً أفضل لتنظيم أنفسهم
    Demir Bankası hurafelerin boyunduruğunu kırmanızı ve hukukun egemenliğini bozmak isteyenlerden krallığı kurtarmanızı takdir ediyor. Open Subtitles "البنك الحديدي" يقدّر كيف قضيت على قيود الخرافات بتحرير التاج من الأعداء الذين سعوا لتخريب حكم القانون
    "Carolina'daki yaşayan hukukun buyruğunda." Open Subtitles أن حكم القانون يعيش (كارولينا)، وأن رجال ونساء هذا المكان
    Bu öyle güçlüdür ki, ortak hukukun uygulandığı bir ülkede, hastaneye gitseniz ve hayatınızı kurtaracak bir tedaviyi reddetseniz, hiçbir yargıç sizi bunun tersine zorlayamaz, çünkü özgür iradeniz ve otonominize saygı duyarlar. TED لذلك هم أكثر قوة في القانون العام للدولة , اذا ذهبت الى المستشفى و رفضت العلاج الطبي المنقذ للحياة , القاضي لا يمكن ان يامر بفرضه عليك, لانهم سيحترمون حقك في تقرير مصيرك و سيحترمون الحكم الذاتي الخاص بك.
    - Sorun adam değil, hukukun kendisi. Open Subtitles المشكله في القانون ليس فيه هو
    hukukun adalet ile ilgili hayallerimizi bizi bir arada tutan ayaktaki kurumlara dönüştürdüğü bir dil olması gerekiyor. TED من المفترض أن القانون هو اللغة التي نستخدمها لتحويل أحلامنا عن العدالة لمؤسسات حقيقية تجمعنا جميعاً.
    hukukun bir öneri olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles أنت تعتقدين أن القانون هو اقتراح
    Biz bugün, hukukun Starbuck'ı ortaya çıkarmaya yetmeyeceğini öğrendik. Open Subtitles ما اكتشفناه اليوم... ان القانون والنظام لا يطالب ستاربوك ان يكشف عن هويته.
    Demir Bankası hurafelerin boyunduruğunu kırmanızı ve hukukun egemenliğini bozmak isteyenlerden krallığı kurtarmanızı takdir ediyor. Open Subtitles المصرف الحديديّ يقدّر طريقتك بتحريرك لنفسكِ من عبوديّة الخرافات، ولتحريرك التاج من العناصر التي سعت لتخريب سيادة القانون.
    Dört: hukukun üstünlüğü TED رابعا: سيادة القانون.
    FCPA Faces bu hukukun ihlal edilmesi cezai Sivil getirecek Open Subtitles يواجه قانون الممارسات الأجنبيه الفاسده انتهاكات ذلك القانون ستجلب عقوبات مدنيه اجراميه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more