"içgüdülerime" - Translation from Turkish to Arabic

• بغرائزي
• حدسي
• غرائزي
• غريزتي
• بغريزتي

İçgüdülerime güvenmeliyim.
الشيء المنطقي هو ان تذهب لجامعة جورجتاون علي ان اثق بغرائزي

Bir dövüş sanatçısı olarak içgüdülerime güvenme konusunda eğitildim ve içgüdülerim bunun çok...
اتعرف كفنان عسكري ، لقد تدربت لأثق بغرائزي وغرائزي تخبرني أن هذا ...

Bir hastanın hayatını içgüdülerime dayanarak acemi bir cerraha veremem.
لن أضع حياةَ مريضٍ بين يدي جرّاحٍ مبتدئٍ بناءً على حدسي

Ama içgüdülerime göre, bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu düşündüğümü söylemezsem işimi yapmış olmam.
ولكنّ سيكون هذا تقصيرٌ من جانبي إذا لم أخبركِ حدسي يُخبرني أن هذا الأمر يشوبه الرّيبة

- Bu yöntem, zincirlenmiş içgüdülerime tam özgürlük veriyor yani.
تلك الطريقه تعطي غرائزي المتدربه الزمام الكامل.. أنت تعرف.

Haklısın, ben içgüdülerime güvenirim ve içgüdülerim bana bu adamın bir şey peşinde olduğunu söylüyor.
وأنا أثق في غرائزي وغريزتي تقول أنه ينوي شيئاً ما

Neyse, içgüdülerime her zaman güveniyorum, ne demek istediğimi anlıyor musun?
على أية حال لطالما وثقت في غريزتي تعرف ما أعنيه ؟

İçgüdülerime güvenmeye başlamamı söyleyen sendin.
أنت الذي طلبت مني من قبل أن أبدأ في الثقة بغرائزي. هل أنا مخطئة؟

Ben kendi içgüdülerime güveniyorum ve bence bu işte bir iş var.
لكني أثق بغرائزي وأنا أشعر أن هناك شئ ما هنا

Bakın, havaalanı doğru seçim olabilir ama içgüdülerime güveniyorum.
انظر قد يكون المطار هو الخيار الصحيح لكني اثق بغرائزي

Benimki içgüdüsel ve içgüdülerime göre bu sayılar az bile.
بالنسبة لي، فأنا أعتد على حدسي وحدسي يخبرني بأن هذه الأرقام منخفضة للغاية

Bölge savcı yardımcısıyken ve federal savcı iken önümdeki davalara bakardım ve genellikle içgüdülerime ve deneyimlerime göre karar verirdim.
عندما كنت مساعدة النائب العام، و عندما كنت مدعي عام فيديرالي، لقد نظرت في القضايا الموجودة أمامي، و بشكل عام قمت باتخاذ قرارات مبنية على حدسي و خبرتي.

Orada içgüdülerime kulak verdiğin için.
لأنك تماشيتي مع حدسي في الموضوع

İçgüdülerime kulak verip sana güvenmeliydim.
كان يَجِبُ أنْ أَتْبع حدسي وأثق بك

İçgüdülerime güvenmemi söyleyen sendin.
أنت مَنْ اخبرني أن أتبع غرائزي

Size gelince. İçgüdülerime güvenmek zorundayım.
أما معكِ عليّ أن أعتمد على غرائزي

Tanrım, içgüdülerime nasıl karşı koyacağım?
كيف سأقاوم غرائزي الأساسية أبدا؟

İçgüdülerime uyup hayvanlar için tuzaklar kurmalıydım.
كان علي أن أتبع غريزتي وأضع الفخاخ لتلك الوحوش

Eğer içgüdülerime göre hareket edersem o zaman düşünmek için zamanım olmaz.
إذا .. فقط تصرفت بناء على غريزتي -حينها لن يكون لديّ وقت لأفكر

Yalnızca içgüdülerime uydum.
لم أفعل سوى ما أملته عليّ غريزتي.

50 yıllık, yarım asırlık bir kariyer yaptım, ve hep içgüdülerime güvendim, Ari.
خلال الـ50 سنة من مسيرتي، وثقت دائماً بغريزتي