"içi boş" - Translation from Turkish to Arabic

    • فارغة
        
    • فارغ
        
    • جوفاء
        
    • مجوف
        
    • مجوفة
        
    • مجوّفة
        
    • فارغون
        
    • فارغين
        
    • الجوفاء
        
    • أجوف
        
    • المجوفة
        
    • المجوّفة
        
    Sadece cenaze levazımatçıları içi boş kutular satarlar. Open Subtitles الحانوتيين فقط هم الذين يبيعون صناديق فارغة
    İçi boş. Bundan eminim. Kabuktan başka bir şey yok. Open Subtitles لقد تأكدت من كونها فارغة مجردقشرةخارجية.
    Şimdilik içi boş; fakat her iyi davranışında içine bir mısır tanesi ekleyeceğiz. Open Subtitles أنها فارغة الآن ولكن في كل مرة يعمل عملا جيدا سنضيف لها نواة من الذرة
    Bu eğlence dünyasının içi boş. Open Subtitles من المثير للسخرية كيف أن العالم فارغ هكذا
    Dışına sağa sola dönen bir anten tutturulmuş içi boş bir kutudan ibaret. TED انها قطعة من البلاستيك جوفاء مع هوائي يدور حولها
    Hafif ve içi boş olduğundan bir kaç adamla kaldırılabilecek ağırlıkta ya da, belli ki, bir kadınla. TED و ذلك لأنه مجوف و خفيف الوزن، خفيف بما فيه الكفاية ليتم حمله بواسطة بضعة رجال، أو كما يبدو، إمرأة واحدة،
    ...içi boş bir erkek iskeleti gibi etrafta dolanmaya başlarsın. o zaman da seni terk ederler, Ron. Open Subtitles وأنت الآن تتجول كقوقعة فارغة لست كالرجل الذى كنته سابقا وهذا عندما يتركونك
    "Maymun" benim peşimde ve senin de içi boş bir dairen var. Open Subtitles أحمل قرداً على ظهري ولديك أنتِ شقة فارغة
    Umarım beraber geçireceğiniz hayatınız da tıpkı evlilik kararınız gibi içi boş ve ahlak dışı olmaz. Open Subtitles آمل ألاّ تكون حياتكما معاً فارغة ولاأخلاقيّة كما كان قراركما بالزواج
    Birinci önceliğimiz bu tesisi tamamen taramak. İçi boş olan duvarlar, gizli kapılar, tüneller ve asansörlerin hepsini arıyoruz. Open Subtitles الاهمية الاولى هى مسح تام لهذا المبنى من اوله لاخره نحن نبحث عن جدران فارغة و ابواب سرية انفاق او مصاعد
    4 tane martini bardak ve içi boş beyaz şarap şişesi vardı. Open Subtitles كان هُناك أربعة أكواب مارتيني وزجاجة فارغة من النبيذ الأبيض.
    Buna tören değil de, kutlama diyoruz çünkü bu içi boş bir ayin değil. Open Subtitles نطلق على هذا احتفال وليس مراسم لأنه لايوجد هنالك طقوس فارغة
    Bunca yıldır, içi boş bir kutuyu yanında taşıyormuş. Open Subtitles . طوال هذه السنوات كانت تهتم بصندوقٍ فارغ ؟
    Lanet olası içi boş iltifatlar. Büyük bir kalp hastalığı geçirdim ben. Open Subtitles إطراء فارغ لعين لديّ قصور بالغ بالشرايين التاجية
    Boş bir adam olduğunu. İçi boş bir adamsın. Yarasız, acı dolu, üzgün bir adamsın. Open Subtitles لا يوجد شيء بداخلك, لا شيء على الإطلاق أنت مثير للشفقة و حزين و فارغ
    Trocar dediğimiz bir alet var, küçük bir kılıca benzeyen uzun, içi boş bir iğne gibidir. Open Subtitles لدينا أداة تسمة بالمبزلة التي هي إبرة جوفاء طويلة
    O bunların içi boş tehditler olduğunu ve barış için uzlaşmamız gerektiğine inanıyor. Open Subtitles يعتقد أن مثل هذه التهديدات هي جوفاء وينبغي علينا أن نسعى للسلام
    Yapılmakta. Giriş yeri bu sabah getirilen içi boş bir heykelmiş. Open Subtitles دخلوا إلى داخل تمثال مجوف أستلمه المتحف هذا الصباح
    Bir dövme pigmenti boyutunda, koruyucu bir dış kabuk ile küçük, içi boş bir parçacık ve içini istediğiniz şekilde pratik bir şekilde doldurabilirsiniz. TED إنها جزيئات صغيرة مجوفة ومغطاة بقشرة حماية خارجية، بحجم صبغة الوشم، ويمكنك تعبئة الداخل بما تريد.
    Şeker mantara girdiği anda iplikçiklerde hücreler arası gözenekler boyunca ya da özel içi boş iletici iplikçikler boyu ilerlerler. TED وعندما تدخل السكريات الفطر، تسافر بين الخيوط الفطرية عبر مسامات بين الخلايا أو عبر خيوط فطرية ناقلة مجوّفة خاصة.
    Çünkü hepimizin içi boş ve buna tamamen katılıyoruz! Open Subtitles لأننا فارغون وجميعنا محشورون به
    Öyleyse kabuk gibiler. Elinizdekiler dönüşüme hazır içi boş insanlar. Open Subtitles إذا إنهم كالأصداف لديكَ بشر فارغين, مستعدين لكي يتم تحويلهم
    Hafızanda içi boş bir bambu gibi olmaya alıştım. Open Subtitles اعتّدتُ النحيب مثل الخيزران الجوفاء على ذاكرتك
    Üç kısa vuruş, tahta zemine, içi boş bir ses, hiçbir işe yaramayan. Open Subtitles ثلاثة محاور قصيرة والخشب على الخشب صوت أجوف الذي لم ينجز أي شيء
    İçi boş organlar kadar kompleks değillerdir. TED وهي لا تقترب حتى من تعقيد الاعضاء المجوفة.
    Şimdi, sen, ben ve bu on ahşap içi boş noktalar. Open Subtitles الآن أنتما وأنا وهذه الرصاصات الخشبية المجوّفة العشر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more