"için bir fırsat" - Translation from Turkish to Arabic

• فرصة جيدة
• فرصة لك لكي
• فرصة لنا
• إنها فرصة
• هي فرصتنا
• هذهِ هي الفرصة
• فرصة حقيقية
• فرصة كي
• فرصة لإظهار
• فرصة لعرض
• فرصة لك كي
• إنه فرصة للهرب
• إنها فرصه ل
• انها فرصة
• سيدفعنى هذا

Bence bu içip parti yapmak için bir fırsat.
أجل , حسناً , أرى أنها فرصة جيدة للشرب بكثرة ولنمرح قليلاً

Saçma sapan bu seçimleri iptal etmen için bir fırsat bu.
هذه فرصة لك, لكي تلغي هذه الإنتخابات السخيفة

Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu.
مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد

Bu bizim için bir fırsat Ryan.
هذه هي فرصتنا يا راين. لا يمكننا تفويت الفرصة.

Her şeyi değiştirmek için bir fırsat.
هذهِ هي الفرصة لتغيير كلّ شيء

gerçekten bir dünya inşaa etmek için bir fırsat vardır. tüm insanlara hizmetlerimizi ve ürünlerimizi götürebileceğimiz dünya ki insanlar orada kendileri için kararlar alabilsinler ve seçimler yapabilsinler.
أنها فرصة حقيقية لبناء عالم حيث يمكننا توسيع الخدمات والمنتجات لكل البشرية، بحيث يستطيعون أخذ قرارات وخيارات لأنفسهم.

Yeteneklerini yeni keşfetmiş biriyle nasıl ilgileneceğini öğrenmen için bir fırsat bu.
إنها فرصة كي تتعلمي كيفية التعامل مع شخص ظهرت له قدرات جديدة

İşte sana iyi niyet göstermen için bir fırsat, yaralı adamın gitmesine izin ver.
إليك فرصة لإظهار حُسن النية والسماح للرجل المُصاب بأن يُغادر.

Dünya denen, içine karıştığımız bu şeyin tamamı... yabancılaşmanın ne kadar heyecan verici oluğunu göstermek için bir fırsat.
هذاالأمربرمتهالذينحنمرتبطينبهالمدعوبالعالم... هو فرصة لعرض درجة الإثارة التي يمكن للإنعزال أن يصل إليها

Bu görüşme, o dosyaları bize vermeniz için bir fırsat.
هذا اللقاء فرصة لك كي تعطينا هذه الملفات

Kaçış için bir fırsat, değil mi?
إنه فرصة للهرب ، أوليس هو كذلك ؟

Hadi notu imzalayalım. Bu seni en çok rahatsız eden derin korkularınla yüzleşmen için bir fırsat.
انها فرصة لتواجه اعمق مخاوفك واكثرها أزعاجاً

Çocukların teyzelerini görmesi için bir fırsat.
، إذا الأطفال لا يرون عمتهم . سيدفعنى هذا للجحيم

Bu seyahatin aramızda bağ kurabilmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
تظن أن هذه الرحلة قد تكون فرصة جيدة لكي نقوم نحن الاثنين بتقوية رابطة بيننا.

Yakınlık kurmanız için bir fırsat olur.
هو سَيَكُونُ a فرصة جيدة لَك إثنان للإلتِصاق.

Ve bizim için elini taşın altına soktu. Gelişmen için bir fırsat olabilir.
وقد فعل ما إنتظرناه منه، قد يكون فرصة لك لكي تنضج.

Bu, üstünlüğünüzü sağlamlaştırmak için bir fırsat.
هناك فرصة لك لكي تصل إلى السيادة

Sadece beraber biraz vakit geçirmemiz için bir fırsat. İşle ilgili bir şeyler öğrenmek için.
إنّها فرصة لنا لقضاء بعض الوقت معاً فرصة لتعرفي أساسيات العمل

İtiraf etmek için bir fırsat kollamamız gerek.
ينبغي أن نعتبر هذا فرصة لنا لنكون واضحين

Çıkarılan dersleri paylaşmak ve empati yapmak için bir fırsat.
إنها فرصة لمشاركة الدروس المستفادة منها و لبناء التعاطف مع الاخرين.

Zulmü durdurman için bir fırsat bu.
وهذه هي فرصتنا لنوقف هذا الإضطهاد

Ben bunu kendimi bulmak için bir fırsat olarak görüyorum.
انظرى,انا ارى ان هذه فرصة حقيقية لكى اجد نفسى .

En azından adama kendini açıklamak için bir fırsat versek olmaz mı?
ألا يُفترض على الأقل أن نُعطي للرجل فرصة كي يفسر هذا؟

Merhamet için bir fırsat...
فرصة لإظهار التعاطف أنا أوافق

Bu Laurence Olivier'in Othello filmini oynatmamız için bir fırsat.
هذه فرصة لعرض فلم لورنس أوليفير Othello

Bunu yanıldığımı kanıtlamak için bir fırsat olarak düşün ve başını beladan uzak tut.
فكر فى هذه انها فرصة لاثبات اني خطء وابقي بعيدا عن المتاعب