"için bir neden" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك سبب
        
    • أي سبب
        
    • أي مانع
        
    • سبب يمنعنا من
        
    • سبباً لكي
        
    • ما يمنع
        
    • سبباً لنسقط
        
    • سببًا
        
    • سببٌ
        
    • هناك أسباب
        
    • من سبب
        
    • هناك سببا لهذا
        
    • هناك ما يدعو
        
    • ما يعرقلنا عن
        
    • مانع أن
        
    Alan, oğlunun senin hatalarından ders almaması için bir neden yok. Open Subtitles الين ، ليس هناك سبب يمنع أبنك أن يتعلم من أخطائك
    Eline geçince onu sağ bırakması için bir neden olmayacak! Open Subtitles عندما يتسلمه ، ليس هناك سبب لإبقائها على قيد الحياة
    Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. TED وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي
    Olmaması için bir neden göremiyorum. Open Subtitles لا أرى أي مانع
    Buna devam edemememiz için bir neden yok. Open Subtitles ليس هناك أي سبب يمنعنا من مواصلة الاستمتاع
    Waodani kabilesi, başka türlü bir hayat sürmek için bir neden buldu. Open Subtitles إن جماعة الواداني قد وجدوا سبباً لكي يعيشوا بشكلٍ مختلف
    Yollarımız kesişiyor, ama tuhaf davramamız için bir neden yok. Open Subtitles أدرك أننا سنلتقي ولكن ليس هناك سبب لتكون الأمور محرجه
    Zor seçimlerin eşit derecede iyi seçenekler arasında olmadığını düşünmek için bir neden daha var. TED هناك سبب آخر للاعتقاد بأن الخيارات الصعبة ليس اختيارات بين الخيارات الجيدة بنفس الدرجة.
    Ve umut için bir neden varsa eğer, bunu nasıl ifade ederdin? TED وإذا كان هناك سبب واحد للأمل، كيف ستعرض ذلك؟
    Para üzerinden çıktığından ceza indirimi için bir neden görmüyorum. Open Subtitles انا لا ارى ان هناك سبب للرأفه طالما عثر على النقود فى جيبك
    Ülkemde seyahat eden bir Hintliyim. Belâ için bir neden yok. Open Subtitles أنا هندي أسافر في بلدي و لا أرى أي سبب للمشاكل
    Ofisimden çıkarken gayet aklı başında idi. Şüphelenmek için bir neden yoktu Open Subtitles كان متماسكا تماما عندما غادر مكتبى ولم يكن لدى أي سبب للشك
    olmaması için bir neden görmüyorum. Open Subtitles لا أرى أي مانع
    Sanırım söylemememiz için bir neden yok. Open Subtitles حسناً، أعتقد ليس هناك سبب يمنعنا من عدم قول ذلك الآن.
    Sadece.. senden ayrılmak için bir neden bulamadım. Open Subtitles انا لم استطع ان اجد سبباً لكي انفصل عنك تنفصلين ؟
    Araba kazası olarak rapor edilmiş ama öyle olması için bir neden yok. Open Subtitles -مذكور أنها حادثة سيارة، ولكن لا يوجد ما يمنع أن يكون انتحارًا
    Aramızda gerginlik olduğunu biliyorum ama şu anki anlaşmamızın bozulması için bir neden göremiyorum. Open Subtitles أدرك أنّ هناك بعض التوتر بيننا لكنْ لا أرى سبباً لنسقط بفخ الكراهية
    Bu şekilde, Güneş bize hızlı olmak için bir neden ve bunu yapmak için enerji verdi. TED وهكذا، أعطتنا الشمس سببًا للإسراع والوقود للقيام بذلك.
    Yaşamamız için bir neden olduğuna inanıyorum... ve gitmemiz için de. Open Subtitles عليَ أن أُؤمِن أنَ هُناكَ سببٌ لكوننا نحيا... و سببٌ لمُغادرتنا
    Eğer bizimkilerse, bu gemiye hasar verip savaşı kazanmalarına yardım etmemiz için bir neden daha eklendi. Şimdi kıpırda. Open Subtitles إذا كانوا رجالنا أصبح هناك أسباب أكثر لتعطيل هذه السفينة ومساعدتهم.
    -Seni öldürmem için bir neden daha. -Evet, Bay West. Open Subtitles ذلك سيكون اكثر من سبب واحد لقتلك أوه، نعم، سيد ويست
    Maggie, bu kadar savunmacı olman için bir neden yok. Open Subtitles ماجي .. حقا ليس هناك سببا لهذا
    Sen de hastanede değilsin. Benim de hastanede olmam için bir neden yok. Open Subtitles أنتِ لستِ في المستشفى ليس هناك ما يدعو لبقائي هناك
    İkimizin de istediğini alamaması için bir neden yok. Open Subtitles ليس هناك ما يعرقلنا عن حصول كلانا على ما نريده.
    Eğer, hayatınız boyunca, sağlıklı cinsel hayattan zevk aldıysanız, zevk almaya devam edememeniz için bir neden yok, hatta 80'lere kadar bile. Open Subtitles إذا كنت تتمتع بصحة جنسية جيده طوال حياتك، فلا يوجد مانع أن تستمر في الإستمتاع حتى في سن الثمانين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more