Dünyada sorunlar olduğunu görmek için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يحتاج إلى عبقري كي يدرك أن العالم تجتاحه المشاكل |
Dünyanın sorunlarını görmek için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يحتاج إلى عبقري كي يدرك أن العالم تجتاحه المشاكل |
E-posta ve cep telefonu kullanmamayı akıl etmek için dahi olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | اسمع، ليس عليهم أن يكونوا عباقرة ليتوقّفوا عن إستخدام البريد الأليكترونيّ والهواتف الخلويّة |
Bakın, elektronik posta ve cep telefonu kullanmayı bırakmaları için dahi olmalarına gerek yok. | Open Subtitles | اسمع، ليس عليهم أن يكونوا عباقرة ليتوقّفوا عن إستخدام البريد الأليكترونيّ والهواتف الخلويّة |
Yaptığın şey, senin gibi yetenekli biri için dahi tehlikeliydi. | Open Subtitles | مافعلته كان خطيراً,حتى بالنسبة لشخص موهوب مثلك |
- ...benim gibi bir adam için dahi korkutucu görünüyor. | Open Subtitles | يُعد أمراً مُتشددا قليلاً حتى بالنسبة لي |
Kardeşimi dövdüğünü anlamak için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لم يحتج الأمر لعبقري ليعرف بأنه كان يضربها |
Bu iş için beni kullandığını görmek için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يحتاج إلى عبقري ليكتشف أنّكما تتلاعبان ببعضكما البعض وتستخدماني لفعل ذلك |
Kim olduğunu bulmaları için dahi olmalarına gerek yok. | Open Subtitles | لن يتطلب الامر عبقري كي يعرف من الذي فعل ذلك |
Zehir, o muhteşem güçlerin için dahi çok güçlüydü. | Open Subtitles | السُم كان قويًا للغاية حتى بالنسبة لقواك العظيمة! |
Tug Daniels'ın bir hain olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يحتاجُ الأمر لعبقري لكتشاف أنَ (تاغ دانيلز) خائِن |
- Anlamak için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا نحتاج لعبقري لفهم السبب. |
- Bunu çözebilmek için dahi olmaya gerek yok, Jack. | Open Subtitles | هذا لا يحتاج الي عبقري ليكتشف هذا (جاك) |