"için iyi bir" - Translation from Turkish to Arabic

• مناسباً
• جيد بالنسبة
• جيد من أجل
• جيدة بالنسبة
• جيّد من
• جيد أن
• جيد ل
• وجيه لعدم
• موقع جيد
• لطيفة لإمضاء
• لا يكون أفضل
• فرصة مناسبة
• طريقة رائعة
• كلمة جيدة
• مناسب

Tırmanmak için iyi bir hava değil, bu yüzden dağcılar bekleyip rüzgarın dinmesini umuyorlar.
ولم يكن الطقس مناسباً للتسلق لذا إنتظر المتسلقون آملين أن تتوقف الرياح عن الهبوب

Aslında bu benim için iyi bir zaman değil. Çalışmanın ortasındayım.
بصراحة, هذا ليس وقت جيد بالنسبة لى انا بمنتصف بعض الاعمال

Bronz bir tenin cadılar bayramı için iyi bir kostüm olacağını ben düşündüm.
أعتقد فعلاً أن الرجل المحروق من الشمس زي جيد من أجل عيد القديسين

- Hayır, sadece... Bilirsin işte, benim için iyi bir fırsattı, iyi bir terfiydi.
أوه ، لا ، انها فقط ، تعلم ، فرصة جيدة بالنسبة لي ، ترقية

Evet, biliyorum, ama senin için iyi bir iş çıkarmak istiyorum.
أجل، أنا أعلم ذلك، ولكنني أريد أن أقوم بعمل جيّد من أجلكَ.

Bak ne diyeceğim, ...onları yememem için iyi bir nedenleri varsa yemem.
حسناً إنظرى لو أنهم أعطونى سبب واحد جيد أن لا آكلهم

Sam için iyi bir örnek olmaya çabalıyorum ve ona "sadece eğleniyoruz" açıklamasını nasıl yaparım bilemiyorum.
فأنا أريد ان أكون مثال جيد ل(سام) ولا استطيع أن اشرح لها عن كيفية ان احظى بالمرح

Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil.
والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة

Şimdi onları anlatmak için iyi bir zaman olduğunu mu düşünüyorsunuz?
أتعتقدين أن الآن وقتاً مناسباً كي نقول لهم ؟

Ayrıca, sanırım bir röportaj için iyi bir konu buldum.
كذلك فأنا أظن أنني وجدت شخصاً مناسباً لإجراء مقابلة

Ve empati yapacak olursak sıcak iklimlerde yaşayan insanların sağlığı, refahı ve verimliliği için iyi bir şey.
وهذا بالطبع، أمر جيد بالنسبة لصحة الناس الذين يعيشون في الأجواء الأكثر دفئًا، ولسلامتهم وإنتاجيتهم.

Bazı restoran işletmecileri bunu size söylese de bu onlar için iyi bir şey.
هذا جيد بالنسبة لهم برغم ما يقوله بعض أصحاب المطاعم لك

Demek istediğim, bunu yapmam onun için iyi bir şeysi tabi, fakat böyle bir koşuşturmanın beni nasıl etkileyeceğini bilmiyordum.
أعني, عرفت أن فعل ذلك جيد بالنسبة له ولكني لم أعرف كيف سيكون إسراع الأمر مؤثراً عليّ, لقد شعرت براحة كبيرة

Hayatında bir kez olsun baban için iyi bir şey yaptın mı! ?
هل فعلت أى شئ جيد من أجل والدك طوال حياتك ؟

Hey! Geri dönmek için iyi bir sebep.
هذا سيكونٌ سببٌ جيد من أجل أن نعودَ إلى هُنا

Bu bence Sukhi için iyi bir replik.
أعتقد أنه سطر جيد من أجل سوكهى

Nadir bulunur, Bu bizim için iyi bir haber 14 yıl önce bunu üretenlerin bir listesini .
وهي أخبار جيدة بالنسبة لنا . أحتاج أن تذهب إلى الوراء 14 عاما. أريدك أن تجميع قائمة

Motel için iyi bir yatırım olacağını düşündüm.
اعتقد بأنه سيكون استثمار جيّد من أجل النّزل

Hem kendi elleriyle bir şey yaratabilmek bir erkek için iyi bir şey.
وأيضاً جيد أن يعرف الرجل أن بوسعه أن يصنع بيديه

Sadece Blair için iyi bir şey yapmaya çalışıyordu.
"هو فقط كان يريد عمل شيئ جيد ل "بلاير

...emirlerine uymamak için iyi bir nedenim olduğunu bilmesini istiyorum.
فأنا أريدهم أن يعرفوا أنّي لديّ سبب وجيه لعدم إطاعتهم

Sanırım o düzlük aslanlar için iyi bir yer oldu.
أظن أنّ هذا المكان المستوي أصبح موقع جيد للأسود

Hayatını yaşamak için iyi bir yol. Sürtük.
طريقة لطيفة لإمضاء حياتكِ...

Bunu söylemek için iyi bir zaman değil ama hastanedeki tek tanıdık sen değilsin.
حسنا، هو قد لا يكون أفضل وقت لإخبارك، لكن... أنت لست الوحيد في المستشفى.

Kalorifer borularını onarmak için iyi bir fırsat olacağını düşünmüştüm.
وجدت فرصة مناسبة لإصلاح أنبوبة السخان هنا

Davasını çözmek de buna başlamak için iyi bir yol.
بالرغم من أني أظن حل قضيتها سيكون طريقة رائعة للبدء

Benim için iyi bir şeyler söyleyebileceğinizi düşünmüştüm.
إعتقدتُ بانك ممكن ان تضْعها في كلمة جيدة.

O zaman TEDWomen için iyi bir tercih olmuş.
انه اختيار مناسب اذاً .. لمؤتمر تيد للنساء