Seni Julie ile görmek benim için kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه كان من السهل علي رؤيتك مع جولي |
Evinde başka bir kadını görmek benim için kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد إن من السهل أن أرى مرأة أخرى فى منزلك؟ |
Bak, senin için kolay olmadığını biliyorum. Çoğu insan bununla başa çıkamaz, Kate. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس سهلاً عليك معظم الناس لا يستطيعون التعامل مع ذلك |
Benim için kolay değildi çünkü babam Şah yanlısıydı ve ona sadıktı | Open Subtitles | لم يكن الامر سهل بالنسبة لي لان والدي كان من انصار الشاه |
Benim için kolay olduğunu sanıyorsan annemden de çılgınsın. | Open Subtitles | أوين.. ان كنت تعتقد أن هذا سهل على أنت مجنون أكثر مما كانت عليه أمى |
Duymak senin için kolay olmayabilir, fakat sana doğruyu söylemeliyim. | Open Subtitles | لن يكون من السهل عليك سماعه ولكني أدين لك بالحقيقة |
Gerçek kimliğimi sana açıklamak benim için kolay değildi bunu yaptım çünkü sana güvendim o üniformanın altındaki gerçek sana güvendim. | Open Subtitles | لم يكن من السهل علي أن أريكي من أنا حقاً لكني فعلتها لأني أثق بكي ومن أنت حقأً تحت هذا الزي |
Birincisi, alçak zemine sahip olmak, bu projenin başlamak için kolay olması anlamına geliyor. | TED | الأول هو وجود أرضية منخفضة، وهذا يعني بأن هذا المشروع من السهل البدء به |
Senin için kolay bir yol olurdu ama benim için zevkli olmazdı. | Open Subtitles | وهذا سيكون من السهل جدا عليك وأنه لن يكون أي متعة بالنسبة لي. |
Bunu demek senin için kolay tabii. Sen Mr. White'sın. Seninki kulağa hoş geliyor. | Open Subtitles | من السهل عليك قول ذلك ، لديك اسم لطيف سيد وايت |
Belki tepeleri geçmek için kolay bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هناك طريقاً سهلاً فيما وراء تلك التلال |
Senin için kolay olmalı. | Open Subtitles | يفترض أن يكون الامر سهلاً جداً بالنسبة لك |
ki bu onlar için kolay bir durum değil- Daha büyük bir üst yapıda kilitli kalmış durumdalar ki bu da eski güçtür. | TED | والتحدي لأوبر ـــ هذا ليس موقف سهل بالنسبة لهم ـــ هو أنهم قد حُبسوا داخل اوسع بنية فوقية. تلك حقًا قوة قديمة. |
Bunu söylemek senin için kolay. TV'ye geri dönebilirsin. | Open Subtitles | هذا سهل بالنسبة لكى لتقوليه فيمكنك العودى للتلفزيون. |
Sizin için kolay. Ben Amerikalıyım, bir yabancıyım. | Open Subtitles | هذا سهل على كليكما ولكننى . شخص أمريكى أجنبى |
Sizin için kolay ama... bizim için imkansız. | Open Subtitles | قد يكون هذا سهل عليك لكن بالنسبة لنا مستحيل |
Dinle, sana birşey sormam gerek. Benim için kolay değil. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منك شيئا وهو ليس سهلا بالنسبة لي |
Senin için kolay tabi. Şu kıçına bak. | Open Subtitles | حسنا، إنها سهلة بالنسبة لك أنظر الى وركيك |
Gelecek yıl gene şapa oturmamam ve 30 yaş üzerindekiler için... kolay dinlenir müzik çalan tapon FM'i... dinlemeye mahkum olmamam gerekiyordu. | Open Subtitles | قررت ألا أكون العام المقبل فى مثل هذا الحال أستمع إلى أغانى الراديو الحزينة، التى يسهل سماعها لمن هم فى الثلاثين |
Anlayacağın Jolene, benim için kolay. Benimkiler bir elin parmaklarını geçmez. | Open Subtitles | تعلمين , جولين , انه سهل علي ان اعد مراتي بقدر اصابع اليد |
Ne? Bir sorunumuz var ve benim için kolay değil. | Open Subtitles | لدينا مشكلة، وأنا أريد منك أن تعرف أن هذا ليس من السهل بالنسبة لي. |
Çete hayatı düşük rütbeli yeni üyeler için kolay olmayabilir. | Open Subtitles | قد لا تكون حياة العصبة سهلة على الفرد الجديد الوضيع |
Emir emirdir. Hiçkimse için kolay değildir. | Open Subtitles | النظام نظام إنه ليس أمر سهل لأي شخص |
Buraya gelecek vakit bulmak eminim sizin için kolay olmamıştır. | Open Subtitles | حسناً، إنني متأكد أن إيجاد الوقت لك لأن تأتي إلى هنا لم يكن بالأمر السهل |
Senin için kolay. Senin umurunda değil. | Open Subtitles | أترين , الأمر سهل بالنسبة إليك فأنت لا تكترثين |
Ben uzaklara gitmişken durumun senin için kolay olmadığının farkındayım ama- | Open Subtitles | أعلم أن الأمر لم يكُن هيّنًا عليكِ أثناء غيابي |