Ben Alley. Teller için kusura bakmayın. İnsanlar işimize burnunu sokmadan duramıyor. | Open Subtitles | انا ألاي , آسف على السور دائما ما يتدخل الناس في عملنا |
Bu saatte geldiğim için kusura bakmayın. Size bir şey sormam gerek. | Open Subtitles | أعتذر عن الإتصال بهذا الوقت المتأخر لقد كنت بحاجة لطلب شيء منك |
Sorduğum için kusura bakmayın, böyle bir yere parası nasıl yetti? | Open Subtitles | عذراً على السؤال، لكن كيف إستطاع تحمل نفقة شيء كهذا؟ |
Stop lambası için kusura bakmayın. Geri zekâlının biri kırmış. Değiştirmeye vakit bulamadım. | Open Subtitles | إستمع ، إنني حقاً آسف بشأن الضوء الخلفي ، لكن بعض الأغبياء قاموا بكسره و لم تحصل لي الفرصة لتصليحه |
Böldüğüm için kusura bakmayın ama panzehir bende. | Open Subtitles | أعتذر على المقاطعة، لكنّي أحمل مضاد السم. |
Size öyle baktığım için kusura bakmayın. Size bakan çok oluyordur. | Open Subtitles | أسف على تحديقى فيكى هناك لابد أنه يحدث لكى كثيراً. |
Beklettiğim için kusura bakmayın. Biraz eleman eksikliği çekiyoruz. | Open Subtitles | آسفة على التأخير ولكن تعوزنا المساعدة اليوم. |
Sizi korkuttuğum için kusura bakmayın, çok ziyaretçim olmaz. | Open Subtitles | آسف لأني أفزعتكم هناك فأنا لا يردني الكثير من الزائرين |
Böldüğüm için kusura bakmayın ama ben size soru sormadım. | Open Subtitles | أعذرني، أنا آسف على المقاطعة لكني لم اعرض هذا كسؤال |
Buraya getirdiğim için kusura bakmayın ama ofise dönecek kadar iyi hissetmiyordum kendimi. | Open Subtitles | آسف على جعلكما تأتيان إلى هنا، لكني لم أشعر بأنني قادر على العودة إلى المكتب |
İyi akşamlar, hanımefendi. Önce yaşananlar için kusura bakmayın. | Open Subtitles | مساء الخير، سيدتي آسف على ما حدث قبل ذلك |
Etrafın dağanıklığı için kusura bakmayın. | Open Subtitles | أعتذر عن الاجواء التى تتواجد بها الاشياء هنا. |
Bahşiş için kusura bakmayın, henüz $50.000 kaybettim de. | Open Subtitles | أعتذر عن الإكرامية لكنّي خسرت 50 مليون للتو |
Etrafı sardığımız için kusura bakmayın muhafızlarla aram pek iyi değildir. | Open Subtitles | أعتذر عن بيئتنا المحيطة لكني حقا لست مفضّل مع الحرّاس |
Böldüğüm için kusura bakmayın. Belgeleri imzalama şansı buldun mu acaba? | Open Subtitles | عذراً على المقاطعة هل قمت بتوقيع الأوراق؟ |
Ceketiniz için kusura bakmayın. Telafi etmenin bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | آسف بشأن معطفك، سنكتشف طريقة لتعويضك بواحدة أخرى. |
Merhabalar, geciktiğim için kusura bakmayın. | Open Subtitles | مرحباً بالجميع. أعتذر على التأخر. |
Böldüğüm için kusura bakmayın ama sanki kaderi aldatmak istiyor gibisiniz ve bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أسف على المقاطعة لكنك تبدو أنك تحاول أن تخدع القدر. ولا أعتقد أن هذا جائز الحدوث |
Böldüğüm için kusura bakmayın fakat elimde buradaki herkesin görmek isteyeceğini düşündüğüm bir şey var. | Open Subtitles | أَنا آسفة على المقاطعة، لَكنِّي عِنْدي شيءُ اعتقد انكم جميعا تودوا رؤيته |
Bu şekilde geldiğim için kusura bakmayın. Kapı açıktı. | Open Subtitles | آسف لأني تسللت هكذا الباب كان مفتوحاً |
Sorduğum için kusura bakmayın ama ne yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | اعذرني على سؤالي, مالذي عليه فعله ؟ |
Böldüğüm için kusura bakmayın, ama zerre umurumda değil! | Open Subtitles | اعذروني على مقاطعة حديثكم لكنني لا آبه لهذا الهراء |
Tamam, geldi. Sizi yatağınızdan kaldırdığımız için kusura bakmayın. | Open Subtitles | حسنا ، إنه هنا آسف لأنني أيقظتك من سريرك |
Dağınıklık için kusura bakmayın ama Yargıtay hapisteki aşırı yoğunluğun yasalara aykırı olduğunu yeni onadı. | Open Subtitles | آسفة بشأن الفوضى، لكن المحكمة العُليا قضت مُؤخراً أنّ اكتظاظ السجون أمر غير دستوري. |
Şu büyük çaptaki istila olayı için kusura bakmayın. | Open Subtitles | نحن آسفون على هذا الغزو الخاطىء. |
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ama bunu düzeltmesi epey bir zaman alır. | Open Subtitles | معذرة على مضايقتكِ لكن سيستغرق اصلاح هذا وقتًا |
Önceki saatler için kusura bakmayın. Bir kriz yaşandı ve çözüldü. | Open Subtitles | نعتذر عن ما حدث مبكراً، لقد كانت هناك أزْمَة و تم التعامل معها. |