Burada olduğunuz için mutluyum, aksi hâlde biraz tuhaf olurdu. | TED | أنا سعيد بوجودكم هنا؛ وإلا لكان الأمر غريبًا بعض الشيء. |
O zamana kadar, polis korumasını kabul ettiğin için mutluyum. | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين، وأنا سعيد لأنك وافقت لقبول حماية الشرطة. |
Pis kokulu içeceğinize katlanacak bir sebep bulduğumuz için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أن لدينا سبب للتسامح مع مشروباتك كريهة الرائحة |
O zaman sanırım ben de normal olmadığım için mutluyum. | Open Subtitles | . حسناً , اعتقد بأنني سعيدة لأنني لست طبيعية ايضاً |
Hayatımın kalanına hazırım, ve kalanı seninle geçireceğim için mutluyum. | Open Subtitles | و أنا مستعد لبقية حياتي. وأنا سعيد لأنني سأقضيها معكِ. |
Seninle tanıştığım için mutluyum. Sen güvenebildiğim tek kişisin. | Open Subtitles | وأنا سعيدة لأنك صديقي ، ويبدو أنه يمكنني الوثوق بك |
Önemli değil, Bayan Alma. Onlara burayı göstereceğim için mutluyum. | Open Subtitles | لا يوجد ضرر,سيدة ألما أنا سعيد من أجل أعطائهم محاضرة |
Geceyarısı, tüyler ürpertici polis kadını izlemeye geldiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنى أتيت فى ليلة متأخرة, مع شرطى أحمق |
Dyson, bilmeni isterim ki, kişisel olarak her şey yoluna girdiği için mutluyum. | Open Subtitles | دايسون ، أريدك ان تعلم هذا شخصيا أنا سعيد ، لخروجك من هذا |
Bunu başardığınız ve başardığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك جعلت من. أنا سعيد لأنني جعلت. |
-Hayır. hayır. hayır, Ben-ben yaptığın için mutluyum. | Open Subtitles | أعنى بسبب ما قلته لا، لا، أنا سعيد لأنك قلت ذلك |
Sohbet etme şansı bulduğumuz için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة بأنه أتيحت لنا هذه الفرصة للحوار |
Bu evde daha fazla çalışmayacağım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنّي لن أعمل بهذا المنزل بعد الآن |
Ama klavyemi sonsuza kadar kaybetmediğim için mutluyum, bilirsin, eğer kaybetseydim, seninle asla tanışamazdım. | Open Subtitles | لكنني سعيدة لأنني لم أفارق لوحة المفاتيح للأبد لأنه كما تعلم، لو أنني فعلت ذلك لما إلتقيتك |
Seni mutlu eden şeyi yaptığın için mutluyum... çünkü seni seviyorum ve şimdiye kadar sevdiğim tek insan sensin... ve sevmek istediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنك تفعل ما يجعلك سعيداً لأنني أحبك , أنت الشخص الوحيد الذي أحببته والشخص الوحيد الذي أريد محبته فقط |
Senin için mutluyum. Aileden daha önemlisi yoktur. | Open Subtitles | . أنا سعيد من أجلك . لا شئ أكثر أهمية من العائلة |
Ne oldu, nereden çıktı bilmiyorum ama bittiği için mutluyum. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا حدث ومن أين آتى لكن أنا سعيد أن هذا الأمر قد انتهى |
Ulusumuzun başkentinde birlikte olduğumuz için mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرور جداً أننا مع بعض هنا في عاصمه بلدنا |
Bu trajik bir durum olsa da müşterilerimizle bu şirketin geleceği hakkında konuşma şansını yakaladığımız için mutluyum. | Open Subtitles | كمأساوية الموقف، أنا على الأقل سعيد لأن تتسنى لنا الفرصة للتحدث مع العملاء عن مستقبل الشركة. |
SETE Bir daha gideceğimi sanmıyorum ama bunu yaptığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنني لن أعود، ولكن أنا سعيد لأني فعلت ذلك. |
Ben sadece iki kızımı da sonunda daha iyi tanıma şansı bulduğum için mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرور لأني حصلت أخير على فرصة للتعرف على فتياتي. |
Senin için üzülüyorum ama artık bir sevgilin olmadığı için mutluyum. | Open Subtitles | أشعر بالأسف لأجلك، ولكنّي أيضًا سعيد لأنه ليس لديك صديق حميم بعد الآن. |
Ah, civciv, senin için mutluyum, ve isterseniz, bir öğle yemeği tarih var, ama seninle gitmek iptal edecektir. | Open Subtitles | عزيزتي أنا سعيدة لأجلك وإذا أردت أنا لدي موعد على الغداء لكنني سألغيه لأذهب معك |
Senin için mutluyum. İlk altı çocuğa benim adımı verir misin? | Open Subtitles | انا سعيد جدا من اجلك سمى اول ست اطفال لك بعدى, اوكى ؟ |