Dün akşam yaşananların korkutucu olduğunun farkındayım. Bunun için pişman olduğuna da eminim. | Open Subtitles | أعلم أن ما جرى ليلة البارحة كان مرعبًا، وأوقن أنّه نادم على ذلك |
Evlendiğimiz için pişman değilsin ya? | Open Subtitles | أنت لست نادم على أننا تزوجنا , أليس كذلك ؟ |
Ama lütfen orada kendini beğenmiş bakışlarınızla oturup benden verdiğim kararlar için pişman olduğumu söylememi beklemeyin. | Open Subtitles | لذا لا تجلس وتلك الابتسامة على وجهك وأن تتوقع مني بأن أندم على القرار الذي اتخذته |
Bunun için pişman olacaksın. Bu pisliği toplaman saatlerini alacak. | Open Subtitles | سوف تندمين على ذلك , انها ستأخذ منك ساعات لتنظيف هذه الفوضى |
- Şimdi dönüp bakınca kendini o duruma soktuğun için pişman mısın? | Open Subtitles | بعد تفهّم ما وقع، هل تندم على تواجدك في ذلك الموقف؟ |
Korkudan yapmadığım değil, yaptığım bir şey için pişman olmak isterim. | Open Subtitles | أنا شخصياً أفضل الندم على شيء فعلته بدلاًَ من الندم على خوفي الشديد لفعله |
Çarpıcı olsun istemiştik. Denediğim için pişman değilim. | Open Subtitles | كنّا نحاول الحصول على شيء مثير وأنا لست نادماً على المحاولة |
Tatlım, partiye gitmediğin için pişman olduğunu itiraf eder misin? | Open Subtitles | عزيزتى هل يمكنك الاعتراف بأنك نادمة على عدم الذهاب للحفل |
Bence gidip onu tutukladığın için pişman olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | أظن أن عليك أن تخبره أنك غير نادم على القبض عليه |
Babamız seni sürgün ettiği için pişman. Seni tekrar evde görmek istiyor. | Open Subtitles | أبي نادم على طردك و يريدك أن تعود |
Diyor ki: "Çocuğu kendim getiremediğim için pişman oldum ama Galapagos'a doğru giden bir arkadaşa rastladım. | Open Subtitles | ويقول " أنا نادم على عدم تسليم هذا لكم بنفسي لكني ذهبت مسرعا إلى صديق على وشك الرحيل من جالباجوس |
Onunla gitmemeye karar verdiğin için pişman mısın? | Open Subtitles | هل انت نادم على قرارك بعدم الذهاب معها؟ |
- Emlak işindeki gelecek vadeden kariyerinden vazgeçtiğin için pişman mısın? | Open Subtitles | الست نادم على انك تخليت عن مهنه واعده ؟ -في العقار ؟ |
Evet, önceki gece depoda ölürsem yapmadığım için pişman olacağım bir şey var mı diye sordu. | Open Subtitles | ،أجل، في تلك الليلة لقد سألتني إذا كان هناك شيء قد أندم على عدم .انتهائي منه إذا مت في هذا المخزن |
Yüksek sesle söylemediğim şeyler için pişman olmak istemiyorum. Yapma. | Open Subtitles | أريد فقط ألّا أندم على عدم تفوّهي بتلك الأمور |
Ve son olarak ondan uzun süre önce ayrılmadığınız için pişman mısınız? | Open Subtitles | وأخيراً , هل تندمين على البقاء معه طويلاً ؟ |
Belki bir gün tekrar doktor olmak isteyebilirsin ve o zaman MCATs sınavına girmediğin için pişman olacaksın. | Open Subtitles | قد تقرر أنك تريد أن تصبح كذلك لاحقًا وعندئذ سوف تندم على عدم دخول الاختبار |
10 dakika daha geçse seni vurmaya ya da bıçaklamaya çalıştığım her an için pişman olacaktım. | Open Subtitles | لأنّي بعد 10 دقائق أخرى برفقتك كنت قد أبدأ في الندم على كلّ الأوقات التي حاولت فيها إرداءك أو طعنك. |
Ama aklımın ufak bir kısmından ki önemli kısmı takımımı yarı yolda bıraktığım için pişman olacak. | Open Subtitles | لكن هناك جزء صغير مني، لا بأس به، سيظل نادماً على ترك هذا الفريق |
Rikako sana söyledikleri için pişman olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ريكاكو قالت انها نادمة على كل شيء قالته لك |
Belki de onca yıl boyunca hayatında olmadığın için pişman olmuştur. | Open Subtitles | حسناً, ربما هي تفعل هذا لأنها تأسف على فقدناك طول هذه السنين |
Belki, cinsel faaliyetini bir kişiyle sınırladığı için pişman oldu. | Open Subtitles | ربما ندمت على قرارها بأن تتقيد برجل واحد |
Kesinlikle Orochimaru'yu bu araştırmadan vazgeçtiği için pişman edeceğim. | Open Subtitles | سأجعل اوريتشمارو يندم على اهماله لهذا البحث |
Bana öğrettikleri için pişman oldu. Bana yanlış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ندم على تعليمي وقال أن ذلك خطأ |
Mantıklı bir insan bir palavrayla aldatıldığından çok birini öldürdüğü için pişman olurdu. | Open Subtitles | كما تعلم، أيّ شخص عاقل سيأسف على قتل شخص... |