| Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. | TED | أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى |
| Zeka oyunları için vaktim yok. | Open Subtitles | ألم تحصل على مفكّرة القهوة؟ ليس لدى وقت لألعابك الذهنيّة |
| LA gitmek zorundayım ve Böyle saçmalıklar için vaktim yok | Open Subtitles | هذه الرحلة ستكون آمنة، يجب أن أصل إلى لوس أنجليس وليس لدي الوقت لهذا الهراء |
| Bunun için vaktim yok. 75 çilekli kurabiyem var. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذا التذمر لدي 75 كعكات لأضع الفراولة عليها |
| Böyle davranmak için vaktim yok, hemen gidip biraz bakım yapmalıyım. | Open Subtitles | ،ليس لدي الوقت للتصرف ..يجب بأن أدخل وأعمل بعض الصيانة الآن |
| Bunun için vaktim yok bu yüzden beni oraya götürmeniz gerek. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لذلك لذا سأحتاج منك أن تأخذني إلى هناك |
| G.t herifler! Son bir Dumanlı Pasta için vaktim yok mu? | Open Subtitles | يا متسكعون , هل لدي وقت لادخن اخر سيجارة و أكل الكعك , أو ماذا؟ |
| - Anlaşıldı. Sho, EVA için vaktim yok. Fırlatma giysisini giyeceğim. | Open Subtitles | شو, ليس لدى وقت للتقييم سوف استخدم بدلة الاطلاق |
| İşte. Gitmeden önce kuru temizlemeye vermek için vaktim olmayacak. | Open Subtitles | . لم يكون لدى وقت لأنظفه قبل أن أغادر |
| Oyunlar için vaktim yok Alex. | Open Subtitles | انا لم يكن لدى وقت للهو , يا اليكس |
| Biliyorsun böyle konuşmalar için vaktim olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | أنا حقا ليس لدي الوقت لهذا النوع من المناقشات |
| Bu saçmalıklar için vaktim yok. | Open Subtitles | أتعرف , أنا حقا ليس لدي الوقت لهذا الهراء |
| Bak bunlar için vaktim yok. Ne bulduğunu söyle, yoksa gidiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، لا أملك وقت لهذا أخبرني بماذا وجدت وإلا سأذهب |
| Bütün bu yasal zırvalıklar için vaktim yok adamım. | Open Subtitles | لا يوجد عندي وقت لكل المسائل القانونية يا رجل |
| Doktorum da öyle ama bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | وكذلك يقول طبيبي لكني لا أملك الوقت لذلك |
| Bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | لا يوجد وقت عندي |
| Kahvaltı için vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لتناول طعام الإفطار. |
| Psikolojik bir inceleme için vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت للإختبارت النفسية. |
| -Charlotte, bunun için vaktim yok. İşe gitmeliyim. | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً لهذا يا (تشارلوت) عليَّ الذهاب للعمل |
| Bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | بربّك. ليس لديّ وقتٌ لهذا. |
| Böyle saçmalıklar için vaktim yo. Önümüzdeki sezon öncesi kampına gel. | Open Subtitles | ليس لديّ وقتٌ للهراء، تعال إلينا في الموسم القادم، وكن معنا بالفترة الإستعدادية |