"içkisine" - Translation from Turkish to Arabic

    • شرابه
        
    • مشروبه
        
    • مشروبها
        
    • شرابها
        
    • مشروب
        
    • بشرابه
        
    Hayır, sadece berbat içkisine kavuşmak için acele ediyor. Open Subtitles لا , هو فقط يتعجل العوده الى شرابه الرخيص
    Şüpheli içkisine arsenik karıştırıp bardan çıkmış. Open Subtitles يغتنم المجرم الضحية ويضع مادة الزرنيخ في شرابه ويغادر الحانةَ بعدها
    Diğer evine. Kapının kilidini açık bıraktım. İçkisine hap attım. Open Subtitles بيته الآخر وتركت الباب غير مقفل ووضعت قرصاً في مشروبه
    Oraya git, Ona kur yapmaya başla arkasından ben geleceğim, sen onu oyalarken ben de ilacı içkisine boşaltacağım. Open Subtitles ..اذهبي هناك، وابدئي مغازلته ..وانا سآتي، اثناء قيامك بإشغاله.. وسوف ادسه خلسه في مشروبه..
    İçkisine koyduğun şey neydi? Open Subtitles ماذا كان هذا الشىء الذى وضعته فى مشروبها ؟
    Dün gece içkisine attığın ilaç yüzünden hastanede. Open Subtitles إنها في المستشفى بسبب تلك المادة التي وضعتها في شرابها
    Bunu kılsız erkek arkadaşının içkisine attın mı- Open Subtitles كل ما عليك هو وضع هذه الحبة الصغيرة فى مشروب صديقك عديم الشعر
    Asla iki içkiden fazlasını içmez. Biri içkisine bir şey mi karıştırdı? Open Subtitles لا يشرب أكثر من كأسين هل وضع أحدهم شيئاً بشرابه
    Eğer faili bulabilirsek, adamın içkisine ne katıldığını öğrenme şansımız olabilir. Open Subtitles لو وجدنا الفاعل، فستكون لدينا فرصة أفضل لإكتشاف ما وُضع في شرابه.
    Pekala, gözünüzü kızın elinden ayırmayın; bakalım içkisine bir şeyler atıyor mu? Open Subtitles حسناً، ابقي عينيكِ على يدي الفتاة، وانظري لو وضعتَ أيّ شيءٍ في شرابه.
    Siktiğimin parmağını, sanitasyon için içkisine daldırın ve... Open Subtitles ضعِ اصبعه الغبي في شرابه لتعقيمه , بعدها
    Kurbanın içkisi ve göz damlası. Göz damlası içkisine dökülmüş. Open Subtitles شرابه في eyedropsها؛ eyedropsها في شرابِه.
    Kadeh kaldırırken, adam bir anda içkisine zehir katıldığından korkar, ama adam çok zekidir. Open Subtitles البعض يقول أن النخب جاء عن رجل كان يخاف أن يكون مشروبه مسموما لكنّه كان رجلا فطنا
    O tuvalete gittiğinde içkisine bir parça antifriz karıştırdım. Open Subtitles ألقيت قطعةً من المضاد في مشروبه وعندما ذهب للحمام
    Doğru, ilacı içkisine bardan biri karıştırmış olabilir. Open Subtitles صحيح, ربما شخص ما دس له المخدر في الحانة ووضع شيء ما في مشروبه الخاص
    Partideyken içkisine katılan bir şey yüzünden. Open Subtitles من شيء وُضِع خفية في مشروبها لم تعلم إنها
    Şimdi tek ihtiyacımız dikkatini dağıtmak ve böylece içkisine koyabilelim. Open Subtitles الان كل ما نريده هو الهاء حتى نسمم مشروبها
    İçkisine koyması için Garret a küçük bir şey verdik. Moda girmesine yardımcı olacağını söyledim ona. Open Subtitles لقد اعطينا "جاريت" حبوبا ليضعه لها فى مشروبها وأخبرناه أنه سيجعلها فى مزاج ملائم
    Hayır biliyorsun, içkisine ilaç atarken seni gören iki kişi daha var. Open Subtitles نعم , أنت تعرف وشخصين أخرين شاهدوك تضع حبتين في شرابها.
    Onunla birkaç bira içtikten sonra kız, Benton'un içkisine ilaç kattığını iddia etmişti. Open Subtitles لذا احتستَ بضعة كؤوس من الجعّة برفقته وادعّت أنه، وضع لها شيئاً في شرابها - لماذا لم يُقبض عليه؟
    Sanırım bir adamı bir hanımefendinin içkisine bir şey atarken gören adamım ben. Open Subtitles انا اظن انى من ممكن ان اكون رجلا الذى شاهد رجلا اخر يضع شيئا فى مشروب السيدة.
    Bir daha ki sefere kavganızı içkisine yapmanız gerekiyor. Open Subtitles عليكما تسوية هذا مع تناول مشروب.
    Partilerde takma gözünü çıkarıp içkisine koyardı. Open Subtitles اعتاد على خلع نظارته في الحفلات ورميها بشرابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more