Evliliğimin iş anlaşması olduğunu mu, beni mutlu eden tek kişinin yarı yaşımdaki bir dansçı olduğunu mu? | Open Subtitles | بأن زواجي لم يكن سوى صفقة عمل ؟ وأن الشخص الوحيد الذي جعلني سعيداً هي راقصة بنصف عمري ؟ |
Büyük bir iş anlaşması uğruna masum bir adama karşı beni kullandığının farkında mısın? | Open Subtitles | إستعملتَني لخَدْع رجلا بريءِ لأتمام صفقة عمل ضخمةِ. أتدركُ ذلك؟ |
İş anlaşması değil, Sarazen Prensi barışı konuşmaya geldi. | Open Subtitles | لابد من أنها صفقة عمل - ليست صفقة عمل - الأمير العربى آتى للتباحث بشأن السلام |
Her şeyi yoluna koyacak biriyle iş anlaşması yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني بأنها عقدت صفقة تجارية مع أحدهم والذي سيحسّن من الأوضاع |
Ben de, onlar da gerçekten bunun sadece bir iş anlaşması olduğuna inanıyorduk. | Open Subtitles | بصراحة أثق بأنهم كانوا واثقين بانها كانت صفقة تجارية لا شيء أكثر |
Bu tamamen bir iş anlaşması. Öyle olsa iyi olur. | Open Subtitles | هذه المرة إتفاقية عمل صارمة - من الأفضل أن يكون - |
Bu ters giden bir iş anlaşması değil. | Open Subtitles | هذا ليس اتفاق عمل انتهى بشكل سيء |
Bu kolay kısmı. Bu bir iş anlaşması, soyut ve basit. En yüksek teklifi verene kiralığım. | Open Subtitles | إنه الجزء السهل ، اتفاقية عمل واضحة وسهلة ، أنا فى خدمة من يدفع أكثر |
Sadece iş anlaşması, bu kadar basit. | Open Subtitles | إنه ترتيب من أجل العمل بكل بساطة |
Bu iş anlaşması ve ben durumun tehlikesini değerlendiriyorum. | Open Subtitles | إنها صفقة عمل وأقوم بحصر الأخطار |
Ama bu seferki adam gibi bir iş anlaşması. | Open Subtitles | هذه صفقة عمل ولا شيء غير ذلك |
- Çünkü o adamla iş anlaşması yaptım. | Open Subtitles | لأنني أجريت صفقة عمل -مع ذلك الرجل |
Ip Man, bu bir iş anlaşması | Open Subtitles | اي بي مان, انا صفقة عمل |
- İş anlaşması, ha? | Open Subtitles | - صفقة عمل ، هاه. |
Bir iş anlaşması yapıyoruz. | Open Subtitles | هذه صفقة عمل |
İş anlaşması. | Open Subtitles | صفقة عمل |
Söylediğim gibi iş anlaşması. | Open Subtitles | كما قلت , إنها مجرد صفقة تجارية |
Kusursuz ve hilesiz iş anlaşması, değil mi? | Open Subtitles | واضحة تماما صفقة تجارية ، أليس كذلك؟ |
Ama Vikner ve adamları ölüm peşinde koşmayı, iş anlaşması olarak görüyorlar. | Open Subtitles | لكن Vikner وشعبه، أنها تسعى الموت باعتباره صفقة تجارية. |
O zaman anlaştık. Bunu bir iş anlaşması olarak düşünün. | Open Subtitles | حسنا,لا مشكلة إذن إعتبروها إتفاقية عمل |
Kötü sonuçlanan bir iş anlaşması. | Open Subtitles | كان اتفاق عمل فاشل |
- Oh. Bu kolay kısmı. Bu bir iş anlaşması, soyut ve basit. | Open Subtitles | إنه الجزء السهل ، اتفاقية عمل واضحة وسهلة ، أنا في خدمة من يدفع أكثر |
Sadece bir iş anlaşması, o kadar. | Open Subtitles | إنه ترتيب من أجل العمل بكل بساطة |