Bugünlerde hiç iş yok, bu yüzden fazla bir şey yok. Pirinç bile soğuk. | Open Subtitles | لا عمل حالياً، لذا ليس لدي الكثير، حتى الأرز بارداً |
Çaba yok, çalışmak yok, iş yok, para kazanmak yok. | Open Subtitles | لا تعب , لا عمل , لا وظيفة , لا مدخراتٍ مالية |
Gezegende, bir başka insanı yetiştirip güvende olduğuna ve hayatta başarılı olmak için iyi konumlandığına emin olmaya çalışmaktan daha zorlu bir iş yok. | TED | لا يوجد عمل على وجه كوكب الأرض أصعب من تربية إنسان آخر والتأكد بأنهم في سلامة وأمن وفي وضعٍ جيد للنجاح في حياتهم. |
İş yok. Bu yüzden antrenman ile zaman geçiriyorlar. | Open Subtitles | لا يوجد عمل الآن لذلك فإنهم يتدربون طوال الوقت |
Yazılımda iş yok ve donanımda büyüme yok. | Open Subtitles | لا توجد وظائف في البرمجيات وليس هناك جديد في العتاد |
Para yok, iş yok. | Open Subtitles | لا مال، لا وظائف |
İş yok ,çalışmak yok ,para kazanmak yok. | Open Subtitles | لا تعب ,لا عمل , لا وظيفة , لا مدخراتٍ مالية |
İş yok, aynı şey şu telefonlar için de geçerli. | Open Subtitles | إذاً، لا عمل أو غيره، كذلك بالنسبة لهذه الهواتف |
John, Rusya'da, kadınlar için iş yok. | Open Subtitles | جون، في روسيا، هناك لا عمل للنساء. |
Dert yok, tasa yok, iş yok. | Open Subtitles | نخبنا لا ضغوطات ، لا عمل لا مشاكل. |
Harika. İş yok, ev yok. | Open Subtitles | رائع فأنا الآن بلا منزل و لا عمل |
Bn. Wilding, kaybol. Bugün iş yok. | Open Subtitles | مسز وايلدينج , يمكنك ان تنأى بنفسك من هنا , لا يوجد عمل اليوم |
Yakında bunun gibi başka kamplar görürsünüz çünkü bugünlerde hiç iş yok. | Open Subtitles | سترى مخيمات كثيرة مثل هذا لأنه لا يوجد عمل الآن |
Onursuz hizmet geçmişine sahip biri için iş yok. | Open Subtitles | لا يوجد عمل هنا لا يوجد اي شيء لرجل لديه سجل خدمة غير مشرف |
Evlat, bence senin gibi biri için, yapabilecek başka bir iş yok. | Open Subtitles | بنيّ, بعيداً عنّي, لرجل مثلكَ لا يوجد عمل آخر. |
Ama Sudbury'de iyi iş yok. | Open Subtitles | لكن لا توجد وظائف جيدة في "سودبوري"، |
İş yok. | Open Subtitles | لا وظائف يا أجير ! |
Sana burada iş yok. | Open Subtitles | لا يوجد صفقة لك هنا |
Birinin yeğenini işe alınca adına ne denir bilmiyorum ama iş yok ve önümüzdeki üç ay süresince de yardımcı editöre ihtiyaç olmayacak. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما يطلق عليه عند توظيف شخص ما ابن شقيق, ولكن ليس هناك عمل, وسوف لا يكون هناك عمل آخر ل |
Haberin olsun, ortalıkta o kadar da çok iş yok. | Open Subtitles | لأن فرص العمل ليست متوفرة. |
Büyük bir iş yok çimento torbaları taşınacak. | Open Subtitles | قلت لك أي عمل يمكنك أن تعمله ؟ إنها ليست قضية كبرى لحمل أكياس الإسمنت |
Nedense, bu zamanda Arapça Doktorası olana pek iş yok. Şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | لا يوجد وظائف كثيرة لدائرة الاستعلام والأمن في الدول العربية |
Galiba önceden, her şeye yetecek para vardı, ama şimdi para az ve iş yok. | Open Subtitles | قبل ذلك، كان هناك مال كافي لكلّ إنسان لكن الآن لم يعد هناك مال وليس هناك وظائف |
Şimdiye kadar işe aldıklarım için bile yeterince iş yok. | Open Subtitles | ليس لديّ عمل كافي للأشخاص الذين جلبتهم لي |
Tamam, madem burada iş yok başka bir yere gideyim. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك عمل هنا علي أن أقصد مكان أخر |
Eğer sayı saymayı biliyorsan bu çok açık. Yeterince iş yok. | Open Subtitles | لكن إن كنت مهتماً بالإحصاء، فمن الواضح أنه لا توجد أعمال بما يكفي. |
Okuldayken iş yok. | Open Subtitles | لا عملَ عندما أكون في المدرسة. |
- İş yok! İş yok! | Open Subtitles | لا للعمل! |