"işe yaramazsa" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم ينجح
        
    • لم يفلح
        
    • لم تنجح
        
    • ينجح الأمر
        
    • لم تعمل
        
    • ينجح هذا
        
    • لم ينفع
        
    • يفلح الأمر
        
    • إن فشل
        
    • يفلح هذا
        
    • لم تنفع
        
    • لم تفلح
        
    • لم يجدي نفعاً
        
    • لا يَعْملُ
        
    • إذا لم يعمل
        
    Bu korkunçtu işte. Bu işe yaramazsa nefesin kesinlikle iş görür. Open Subtitles كان هذا مرعباً بحق، فإن لم ينجح هذا، فنفسك سيقوم بالمهمة
    Ve eğer işe yaramazsa, her zaman Jersey'e geri dönebilirler. Open Subtitles و إذا لم ينجح, ممكن أن يعودوا إلى هنا ثانيةً
    Yemek işe yaramazsa, o oğlana bir iki vurup aklını başına getir. Open Subtitles لو لم يفلح الهشاء العائلى ,فأنتى تحتاجين إلى القسوة على هذا الولد
    Tamam. Ama bu inanç numarası işe yaramazsa, bu vadiden oluk oluk kan akar. Open Subtitles حسناً، إذا لم يفلح الأيمان، فأن هذه المعركة ستكون دمويَة
    Şansımıza güveneceğiz. İşe yaramazsa üç haftayı çarçur etmişiz demektir. Open Subtitles إنّها مقامرة، وإن لم تنجح فسنهدر الـ3 أسابيع الذين أُمهلناهم.
    Hiçbir şey işe yaramazsa, vücudun dört duyarlı bölgesine saldırın. Open Subtitles اذ لم ينجح الأمر, اذهبي الى الأربع مناطق الحساسه في الجسم
    Eğer işe yaramazsa bir düzine yumurta kaybederim. Open Subtitles لكن إذا لم تعمل بطريقة صحيحة أخسر أنا اثني عشر من البيض
    Ve bu işe yaramazsa da oğlunun ismini öğrendim, onu arayıp oğlunun bir kaza geçirdiğini ve hastaneye gelmesi gerektiğini söyleyip burada imzalatacağım. Open Subtitles وإذا لم ينجح هذا, فقد وجدت للتو اسم طفله لذا سأقوم بالاتصال به, وأتظاهر بأنه وقع في حادثة وأخبره ان عليه المجيء للمشفى
    Ama işe yaramazsa yaşlı ve çirkin bir kadın hizmetli olacaksın. Open Subtitles لكن إن لم ينجح ذلك ستكون كامرأة كبيرة بالسن قبيحة جداً
    Şu kapı işi işe yaramazsa başka bir plana ihtiyacımız olacak. Open Subtitles وإذا كان الباب الخلفي لم ينجح ماذا سنفعل سنحتاج خطة إخرى
    Gittikçe cesur olacak, izini kapatmaya çalışacak ve işe yaramazsa, olabildiğince insanı öldürecek. Open Subtitles سيستمر بالتجرأ ليغطي آثاره و ان لم ينجح ذلك سيموت في تبادل نار
    Eğer bu işe yaramazsa, bütün lise hayatım bir utanç kaynağı olacak. Open Subtitles إن لم ينجح فحياتي في المدرسة الثانوية ستكون لا شيء سوى إحراج
    Eğer bu işe yaramazsa mektubun ellerine geçmesi çok uzun zaman alacak. Open Subtitles حسناً، إن لم ينجح هذا، سيستغرق زمن طويل كي يصل له أحد
    Eğer işe yaramazsa bile bölmeye girmek için yeterli zamanın kalıyor. Open Subtitles انظروا, إذا لم يفلح الأمر فلديكم متسع من الوقت لتصلوا إلى غرف الركود
    İşe yaramazsa Giles'ın öğrenmesine bile gerek yok. Open Subtitles وإذا لم يفلح الأمر فلا يجب أن يعرف جايلز عن ذلك
    Bu işe yaramazsa Ve eğer, onu Hong Kong hava durumu hakkında isteyin. Open Subtitles واذا لم يفلح هذا ؛ اسأليه عن الطقس فى هونج كونج
    Eğer işe yaramazsa, eve geri gidecek enerjimiz kalmaz. Open Subtitles إذا لم تنجح تلك الفكرة فلن نستطيع توفير الطاقة الكافية للعودة
    Tamam, iyi. Ama işe yaramazsa beni suçlama. Open Subtitles جيّد، لكن لا تلقِ اللوم عليّ إن لم ينجح الأمر.
    Anlıyorum ama, peki ya yeni çip işe yaramazsa? Open Subtitles مفهوم، ولكن ماذا لم تعمل الشريحة الجديدة جيداً؟
    İşe yaramazsa, gemileri yakmış olacaksın. Open Subtitles لمـاذا؟ لو لم ينجح هذا ستكون أحرقت جسورك ورائك يا رجـل
    Eğer bu da işe yaramazsa bebek maskesiyle hava verirsiniz. TED وإذا لم ينفع ذلك، ساعدوهم على التنفس بقناع الأطفال.
    Bu işe yaramazsa sarayıma akın eder ve ailemi katlederler! Open Subtitles إن فشل هذا، سيقتحمون قصري ويذبحون عائلتي
    Bu kekler işe yaramazsa senin Pakistanlı olduğunu söyler gerisini ona bırakırız. Open Subtitles وإذا لم تنفع هذه الكب كيك، سوف نخبرها أنك باكستانية وندعها تلاحقك.
    Planımız işe yaramazsa bu çok kısa bir savaş olacak. Open Subtitles لو لم تفلح خطتنا , فستكون هذه معركة قصيرة جداً
    Ama bu işe yaramazsa kaburgalarını açar ve havanın çıkmasını sağlarım. Open Subtitles إذا هذا لم يجدي نفعاً فسوف أجد طريقة لإدخال الهواء لرئتيه
    Akış sitomterisinde taşıyıcı dediğimiz bir araca sahip olmayı başardım; büyük, güçlü bir lazer, üstelik firmasından parayı geri alma garantisi de var, eğer gemide işe yaramazsa geri alacaklardı. TED لذا تمكنت من الحصول على ما نسميه جهازاً كبيراً لقياس التدفق الخلوي، وهو ليزر كبير وقوي مع ضمان استعادة الأموال من الشركة إذا لم يعمل على متن سفينة، سوف يعيدونه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more