"işlemeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • ارتكاب
        
    • إرتكاب
        
    • لإرتكاب
        
    • بالتَحَرُّك
        
    Kendi kararımı verememektense hataların en büyüğünü işlemeye razıyım. Open Subtitles هو أنني أفضل ارتكاب أفضع الأخطاء عن الإستسلام لحكمي
    Bence bu aptal oyunu oynayan herhangi biri cinayet işlemeye meğillidir. Open Subtitles يمكنني أن أقول بأن أي شخص يلعب هذه اللعبة الغبية قادر على ارتكاب جريمة
    Onun için günah işlemeye başladığımı fark ettim. Open Subtitles أدركت بأنّه يتوّجب عليّ ارتكاب الخطايا من أجله
    Bu yüzden günah işlemeye zorlandım. Yaşamak için günah işlemek. Sağ kalabilmek için günah işlemek. TED ولهذا أرغمت على إرتكاب الخطيئة، أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش. أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش.
    İşte bu yüzden onun cinayet işlemeye yatkın olduğunu biliyorum. Open Subtitles لهذا السبب أعرف أنه قادر على إرتكاب الجريمة
    İşi cinayet işlemeye kadar götüren küçük komplonuzla ilgili devam niteliğinde bir haber yapmam gerek. Open Subtitles أنا فقط بحاجة لمتابعة مؤامرتكِ الصغيرة لإرتكاب جريمة قتل
    Öyleyse birisi o kafayı çalmak için bir robotu suç işlemeye programlayıp yakalanmasını ve kanıt kasamıza gelmesini mi sağladı? Open Subtitles احدهم برمج آلي لإرتكاب الجريمة. لتُأخد، وتوضع في غرفة الأدلة لسرقة هذة الرأس؟
    Çoğu dışlanmıştı bu da onları başka suçlar işlemeye itiyordu. Open Subtitles لا يكن لديهم هذا الدعم المعنوي معظمهم يكونون معزولين وهذا يقودهم إلى ارتكاب المزيد من الجرائم
    Günah işlemeye devam edersek, cehennemin ateşlerinden nasıl korunabiliriz? Open Subtitles ولذا فكيف يمكننا الإفلات من نيران الجحيم إذا لم نتوقف عن ارتكاب المعاصي؟
    Hayır, senin sürmeni istiyorum. Ama yakın zamanda cinayet işlemeye kalkmış iki kişiye daha uygun bir hızla gitmeni istiyorum. Open Subtitles كلّا، أريدك أن تقود بسرعة تليق أكثر باثنين حاولا ارتكاب جريمة قتل للتوّ.
    FBI'ın, suçlu bir muhbir olarak hareket ederken Raymond Reddington'a suç işlemeye devam etmesinde izin verildiğine dair iddialar var. Open Subtitles هناك ادعاءات أن مكتب التحقيقات الفدرالي سمح ريموند ريدينغتون لمواصلة ارتكاب الجرائم
    Cinayet de dahil olmak üzere suç işlemeye devam etti. Open Subtitles وقد واصل ارتكاب الجرائم، بما في ذلك القتل.
    Muhbir olarak hizmet ederken suç işlemeye devam ettiğini biliyordunuz. Open Subtitles لذلك كنت تعرف انه الاستمرار في ارتكاب الجرائم
    Yok artık. Belki de başkalarının cinayetlerini yazmaktan sıkıldı ve kendisininkini işlemeye karar verdi. Open Subtitles حسناً، ربّما سئم من الكتابة حول جرائم قتل الناس الآخرين، وقرّر إرتكاب واحدة بنفسه.
    Yüzeysel enerji, geçen geceki müze görevlisini neredeyse cinayet işlemeye iten bir enerji çeşididir. Open Subtitles الطاقة التماسية هي تلك الطاقة التي أجبرت موظفي المتحف مساء أمس إلي حد دفعهم إرتكاب جريمه
    Eğer birisi bir metrelik o yarıçap içinde cinayet işlemeye karar verirse, buna hazırlıklıyız. Open Subtitles حسنًا، إذا قرّر شخص ما إرتكاب جريمة قتل داخل تلك المساحة، فسنمسك به
    Eşimi suç işlemeye kandırdı. Open Subtitles لقد قام بخداعها في إرتكاب جريمة.
    Suç işlemeye razıyım fakat kan şekerin düşükken öylece arabada oturamam. Open Subtitles مهلاً, انني على استعداد لإرتكاب جريمة على أن اركب بجانبك في السيارة عندما يكون لديك انخفاض سكر في الدم.
    Mahkumları, koçun oyun için oyuncu seçtiği gibi seçip para uğruna hapishane dışına suç işlemeye gönderiyor. Open Subtitles يقومُ بإرسال السُجناء لإرتكاب جرائم لأجل المال، مثل مدرّب يختارُ اللاعبين لأجل مُباراة.
    Bilemiyorum. Cinayet işlemeye hazır gibi görünüyordu. Open Subtitles كانت وكأنّها جاهزة لإرتكاب جريمة قتل
    Sanırım oraya geri dönüp trafiğin işlemeye başlamasını bekleyeceğim. Open Subtitles أعتقد أنا سَأَعُودُ فوق هناك و إنتظرْ المرورَ للبَدْء بالتَحَرُّك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more