Bazen düşünüyorum da işler yolunda gitmeseydi daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أحياناً أعتقد أنه من الأفضل إذ لم تنجح الأمور هنا |
İşler yolunda değilken yolundaymış gibi davranma. Biraz baş başa görüşebilir miyiz? | Open Subtitles | لا تحاولى أن تجعلى كل الأمور بخير بينها هى ليست كذلك |
İşler yolunda gitmezse, çıkmaya başlamadığınız zamana geri dönerdin. | Open Subtitles | إذا لم ينجح الأمر يمكنك العودة إلى حيث بدأت بالخروج معه. |
İşler yolunda gitmezse arayın demişti. | Open Subtitles | قال اذا حدث شئ خطأ يجب ان نتصل به |
Eğer burada işler yolunda giderse kocalarına daha fazla raporda bulunacaklar. | Open Subtitles | إذا سارت الأمور على ما يرام هنا، سيرفعن تقارير جيّدة لأزواجهن. |
İşler yolunda ilerlerse harika bir takım oyunu çıkartırlar. | Open Subtitles | عندما تجري الأمور على ما يرام كلهم يعملون معاً كفريق ضخم |
İşler yolunda, fakat hala elimde sadece bir tane genelev var. | Open Subtitles | العمل بخير لكني ما زالَ مالكَ بيت الدعارة |
Ama işler yolunda gitmedi | Open Subtitles | ♪ لكن لم يتحول لجيد |
Bu müteahhitle işler yolunda gitmezse beni bir ara. | Open Subtitles | ان لم تنجح الأمور بينك وبين متعهّد البناء اتصلي بي |
Eğer kız arkadaşınızla işler yolunda gitmezse, işte kartım. | Open Subtitles | ، إن لم تنجح الأمور بينك وبين صديقتك . إليكِ بطاقتيّ |
Kendimi yalnız hissetmem ve işler yolunda olmasa da yolundaymış gibi davranmam. | Open Subtitles | شعوري بالوحدة، والتظاهر بأنّ الأمور بخير وهي ليست كذلك؟ |
İşler yolunda gitmedi mi beni çağırırlar. | Open Subtitles | عندما تكون الأمور بخير لا يقومون بالإتصال به |
Giselle ve ben üçüncü bir kişiyle birlikte olmayı konuştuğumuzda işler yolunda gitmezse ilişkimizle ilgili bazı sorunlar çıkabileceğini biliyorduk. | Open Subtitles | علمنا أنه ستصبح مشاكل في العلاقة إن لم ينجح الأمر |
Tamam , eğer annenle işler yolunda gitmezse, siyahi yaşlı bir bayanla ilgilenir mi acaba? | Open Subtitles | حسناً, إذا لم ينجح الأمر مع والدتك هل هو يحب النساء السود الكبيرات؟ |
İşler yolunda gitmezse de sizin zarar görmenizi istemedim. | Open Subtitles | ولم اردك ان تصاب بأذى ان حدث شئ |
Eğer işler yolunda giderse, kendimi geri plana atıp belki de Noel zamanı, seni mağazanın müdürü yapabileceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت أن إذا سارت الأمور على ما يرام ، فسوف أسلك الطريق الأسهل فربما بعد الكريسماس سوف أعينك مديراً للمحل |
Ama işler yolunda gitmezse diye telefonuma bu tavşan ayağı uygulamasını hazırladım. | Open Subtitles | وتحسباً ان لم تجري الأمور كما اريد لقد صممت تطبيق قدم الأرنب على هاتفي |
Ama işler yolunda gitmedi | Open Subtitles | ♪ لكن لم يتحول لجيد |
En azından kız arkadaşınla işler yolunda gitmiş. | Open Subtitles | حسنا , على الأقل نجحت الأمور بينك وبين صديقتك |
"Yemeğe yetişmezsem işler yolunda gitmemiş demektir." | Open Subtitles | إن لم أعد على العشاء فربما لأن الأمور لم تسر بشكل جيد |
Romanlarda olduğu gibi... efendiler ve hizmetkarlar bilinçsizce uygun adım dans ederken... işler yolunda gitmediğinde... travmalar çakışıyor. | Open Subtitles | على غرار الحكايات أسياد و خدم يرقصون بلا وعى فى تناغم لذلك عندما تسوء الأمور ـ |
Bu yüzden işler yolunda gitmediğinde bir adım geriye giderim, işletme yetilerimi kullanarak sebebini anlar ve durumu düzeltirim. | TED | عندما لا تسير الأمور على نحو جيد، أميل للعودة خطوة إلى الوراء، أُطبق أدواتي الخاصة للعمل لإيجاد السبب، وإصلاحه. |
İşler yolunda mı? | Open Subtitles | الاعمال جيده نعم. |
Eğer bazı şeyler olursa, ne yapacak diye endişeleniyorum. İşler yolunda gitmezse. | Open Subtitles | أنا قلقة بشأن ما يُمكنها فعله لو لم تمضِ الأمور بشكل جيد |