| İşleri yoluna koymaya gidiyorum. Benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | سأضع الأمور في مسارها الصحيح أتود المجيء معي ؟ |
| Sanırım hala vakit vardır... işleri yoluna koymaya. | Open Subtitles | أَتمنّى ان يزال هناك وقت... للوَضْع الأمور في مسارها الصحيح. |
| İşleri yoluna koymaya çalıştığını. | Open Subtitles | كانت تُحاول إصلاح الأمور. |
| - İşleri yoluna koymaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهما يحاولان إصلاح الأمور - أجل - |
| Şimdi de çaresizce işleri yoluna koymaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | والآن أنت يائس في محاولة لتصحيح الأمر |
| Valilerle işleri yoluna koymaya odaklanmalısınız efendim. Haklı. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، عليكَ أن تركز على العودة إلى المسار الصحيح مع المحافظين |
| Artık Ulanaq daha fazla zarar vermeden önce işleri yoluna koymaya odaklanmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا الآن أن نركز على تصحيح الأمور قبل أن يسبب ضررا أكبر |
| İşleri yoluna koymaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لمحاولة حل الأمور |
| Sanırım hala vakit vardır... işleri yoluna koymaya. | Open Subtitles | أَتمنّى ان يزال هناك وقت... للوَضْع الأمور في مسارها الصحيح. |
| İşleri yoluna koymaya çalıştım. | Open Subtitles | حـاولت إصلاح الأمور |
| Ben sadece J.J. için işleri yoluna koymaya çalıştım. | Open Subtitles | (لكنني فقط حاولت إصلاح الأمور لـ(جي.جي |
| - Buraya işleri yoluna koymaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتصحيح الأمر |
| Valilerle işleri yoluna koymaya odaklanmalısınız efendim. | Open Subtitles | نعم، يا سيدي سيدي الرئيس، عليكَ أن تركز على العودة إلى المسار الصحيح مع المحافظين |
| Babamla işleri yoluna koymaya çalışmalıyım. | Open Subtitles | يجدر بي محاولة تصحيح الأمور مع والدي |
| İşleri yoluna koymaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تصحيح الأمور |
| İşleri yoluna koymaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول حل الأمور |