| İştahını kaybetmediğine göre önemli birşey değil. | Open Subtitles | لابد أنه أمرٌ خطير، لم تفقدي شهيتك من قبل. |
| Aslında iştahını seni zehirle vurduktan sonra elde ediyorsun. | Open Subtitles | صحيح عندما تستعيد شهيتك عندها يضربونك بالسم ثانية |
| Oh, kısa konuşmamızın iştahını kabartmaktan başka bir işe yaradığından şüpheliyim . | Open Subtitles | أشك في أن حديثنا السابق قد أثر بك بل العكس أظن أنه أثار شهيتك |
| Tüm paranı bir gün içinde kaybetmek insanın iştahını kaçırabiliyormuş. | Open Subtitles | أعتقد أن خسارة كل أموالك فجأة قد يفقدك الشهية فعلا |
| Adamın iştahını kaçırmaya bu bire bir. | Open Subtitles | بمجرّد الحديث عن الجبهة تُسلب شهية الرجل |
| Gölgelerde bir dingo dolaşıyor ve meyve, iştahını tatmin etmiyor. | TED | كلب الدينغو يتربص خلسةً في الظلال، والفاكهة لن تُرضي شهيته. |
| Sanırım, silahsız bir adamı soğukkanlılıkla öldürmeni, iştahını etkilemediğini görünce şaşırmamalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب ألا أتفاجأ بأن قتل رجال عُزّل بدمٍ بارد لم يؤثّر على شهيتك |
| Bir yudum şarap iştahını açar. | Open Subtitles | رشفة من النبيذ . ستعيد إليك شهيتك |
| Malları şimdi dene, Perşembe günü iştahını kesebilir. | Open Subtitles | اصبر الآن فربما تفسد شهيتك يوم الخميس. |
| İşte böyle daha iyi. Umarım iştahını kaçırmamışımdır. | Open Subtitles | هذا أفضل، أتمنى أنني لم أفقدك شهيتك |
| Pekala.. ben senin mide bulantına iyi gelecek ve iştahını açacak birşey biliyorum. | Open Subtitles | ...حسناً أعلم شيئاً قد يساعد بالغثيان و يعيد لكِ شهيتك |
| Yoksa bir şeyler tokat iştahını mı kaçırdı? | Open Subtitles | هل هناك شيء فاسد؟ شهيتك للصفع؟ |
| Neden meyve salatası, B.? Yoğurt iştahını kaybettin mi yoksa? | Open Subtitles | (لماذا تأكلين علبة فاكهة يا (بي هل فقدتي شهيتك للزبادي؟ |
| İnsan iştahını öyle bir körüklersin ki arzusuyla atomları parçalayabilir hale gelir. | Open Subtitles | تحرك الشهية الإنسانية بدقة حيث يمكن أن يقسم الذرات برغبته |
| Ben de biraz heyecan belki iştahını açar diye düşündüm. | Open Subtitles | لا يوجد شيء مثل الإثارة قليلا لاثارة حتى الشهية |
| Evet, bunu sürekli yapıyor. İştahını bu şekilde açıyor. Bekle. | Open Subtitles | أجل، دائماً ما تفعل ذلك، تلك طريقتها لفتح الشهية |
| Özgür dünyanın yemekleri iştahını açmıştır. | Open Subtitles | من يعود من العالم الحر تكون لديه شهية كبيرة |
| İştahını açmak için gece yarısı egzersizinden daha güzel bir şey olamaz. | Open Subtitles | لايوجد شيئ مثل تمرين في وقت متأخر من الليل لكي تثير شهية الطعام |
| Ama böylesini görmemiştik. İştahını bastırmak için kullandığı fanteziler mi bunlar? | Open Subtitles | لكن لا شيء كهذا، هل هذه مجرد خيالات لتشبع شهيته للقتل؟ |
| Yoksa onunla bir gelecek planı iştahını pek kabartmıyor muydu? | Open Subtitles | او ان مستقبلكِ معا لم يكن ببساطة مرضي لشهيتك ؟ |
| Ayrıca, stres seviyendeki azalmanın iştahını arttırdığını da fark ettim. | Open Subtitles | كما أنني لاحظت أن تخفيض من مستوى الأجهاد زادت من شهيتكَ |
| Git ona, o çirkin iştahını benim yemeğimle ya da oğlumla dindiremeyeceğini söyle. | Open Subtitles | اذهب واخبرها انها لن تشبع شهيتها القبيحه مع ابني او مع طعامي |
| İştahını buna borçlusun. | Open Subtitles | هذا هو سبب شهيّتك |