| Kullanılmamış bir film negatifi üzerine konsantre olarak zihninde gördüğü şeyleri fotoya dökebileceğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | وقد زعم أنه بالتركيز على الجزء الغير متعرض للضوء من النيجاتيف, يمكن أن يقوم بعرض ما يتخيله في عقله في الصور. |
| Sinemanın ortasında kızıl saçlı bayanın telefon ettiğini iddia ediyordu, ben de kontrol ettim. | Open Subtitles | زعم رؤية مرأة بشعر أحمر تجري إتصالاً في نصف الفيلم وسوف أتحقق منه |
| Dünyadaki en güçlü insanlardan bazılarının bir çeşit komploya karıştığını iddia ediyordu. | Open Subtitles | تزعم ان البعض من القوم الاقوياء فى العالم متحدين فى مؤامره |
| Kendisini öldürdüğünü iddia ediyordu. | Open Subtitles | تزعم أنها قتلتها |
| Paul Baldino, Cecilia'nın ilk girişimini gördüğünü iddia ediyordu. | Open Subtitles | باول بالدينو)، ادعى أنّه قد) وجد (سيسليا) في محاولتها الأولى |
| Sesler duyduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | إدّعى لكي يكون الأصوات السمعية. |
| İçinde uzaylı bebek olduğunu ve kendisini yemeye başladığını iddia ediyordu. | Open Subtitles | مدعياً أن جنين فضائي بداخله ، يلتهمهمنالداخل. |
| Yıllar önce, bir damgası olan biriyle tanıştım. Vampirleri öldürmek için yoğun bir dürtüsü olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | منذ سنين قابلت رجلًا ذو علامة ادّعى رغبته القوية لقتل مصّاصين الدماء |
| Starkwood'un Pentagon yetkililerine şantaj yaptığını suikast planlarına bulaştıklarını iddia ediyordu. | Open Subtitles | لقد زعم بأن "ستاركوود" تبتز وزارة الدفاع الأمريكية وبأنهم متورطين بمكائد الاغتيال |
| Babam onları gördüğünü iddia ediyordu. | Open Subtitles | زعم أبي أنه قد رآهم |
| Muhbiriniz, Starkwood'un, biyolojik silahları ele geçirmeye çalıştığını iddia ediyordu. | Open Subtitles | لقد زعم مخبرك بأن "ستاركوود" كانت تحاول اقتناء سلاحاً بيولوجياً وتلك هي صلتك بـ(جمعة) |
| Eski eşi olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | تزعم أنها زوجته السابقة |
| Bir keresinde, Meksika'daki bir depodan aradı NASA'nın aya iniş sahnesini çektiği stüdyoyu bulduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | ذات مرّة اتصل من مستودعٍ بِـ"نيو مكسيكو" ادعى أنّه وجد مسرح الصوت حيثزيّفت"ناسا"الهبوطعلىالقمر . |
| Ama Absalom bir uzaylı istilasını bildiğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | إدّعى butAbsalom أن يكون عنده معرفة إحتلال أجنبي. |
| İddia ediyordu ki pınarın enerji kaynağının M.Ö. 900'lerde eski Maya kabileleri tarafından kullanılan bir uzaylı teknolojisiydi. | Open Subtitles | إدّعى بأنّه إكتشفُ أدله عن مصدرَ قوَّةِ النافورةَ كانت قطعة تقنيةِ فضائيه أُستخدمها قبائلِ الـ * مايان * مبكّرةً حوالى 900 عام قبل الميلاد |
| Malthus, dünyadaki insan nüfusunun gıda kaynağından daha hızlı genişlemekte olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | إدّعى (مالثوس) بكتابه أنّ سكّان العالم يتفاقمون أكثر من الإمدادات الغذائيّة. |
| Okul revirinde hemşireyle birlikteydi. Uçaktan rahatsızlandığı iddia ediyordu. | Open Subtitles | في مستوصف المدرسة، مع الممرضة، مدعياً أنه كان يعاني من "إضطرابات نتيجة السفر" |
| - Kaza olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | ادّعى بأنه كان حادثاً |