Evet, oluşturduğu şeyler için CIA'yi ifşa etmek istiyorum ama en önemlisi, onu yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | أجل، أُريدُ فضح الاستخبارات المركزيّة لِما أصبح الأمر، لكن.. أساسًا، أريدُ القبض عليه. |
Para, ün, dünyaya bütün ruhumu ifşa etmek... | Open Subtitles | .. مال ، شهرة ، فضح روحي إلى العالم بأكمله |
Çok üzüldü ve bildiklerini ifşa etmek istedi. | Open Subtitles | لقد كانت منزعجة جداً وارادت فضح ذلك |
Geride kendine iz bırakmayacak şekilde Bölüm'ü ifşa etmek için saldırı düzenledi. | Open Subtitles | هجوم مصمم لفضح الشعبة دون ترك أي أثر يقود إليها |
Komployu ifşa etmek için onu Elizabeth'e bildirecek. | Open Subtitles | وهو سيقدمه لإليزابيث لفضح هذه المؤامرة |
Kendini ifşa etmek için iznimizi istiyor ki bunu yapmaya niyetli de değil oyuncu, ama burada sadece bir kişi oynuyor. | Open Subtitles | ،يطلب أذننا للكشف عن نفسه .لكن حتى الآن لم ينوي فعل ذلك إنه لعوب، لكن شخص واحد فقط .يلعب هنا، إنه وحيد |
Kabul etmek zor olsa da, çok haklı. Bölüm'ü ifşa etmek Kara Kutular'ı ifşa etmek kadar kötü. | Open Subtitles | أكره أن أقول ذلك، ولكن لديها وجهة نظر فضح "الشعبة" بنفس سوء إطلاق الصناديق السوداء |
Yapmak isteyeceğin son şey kendini ifşa etmek olur. | Open Subtitles | آخر شيئ تريدينه هو فضح ذلك الآن |
Dişarida beni ifşa etmek isteyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس بالخارج يرغبون في فضح أمري |
Evet, o pisliği ifşa etmek kamu hizmetiydi. | Open Subtitles | أجل، فضح ذلك اللعين كان خدمة عمومية |
Mary bunu biliyordu ama onları durdurmanın, kendisini ve toplumunu korumasının tek yolunun onların yıldırma çabalarını ifşa etmek, birilerinin onları izlediğini anlamalarını sağlamak, dokunulmazlıklarını kırmak olduğunu da biliyordu. | TED | مريم تعرف ذلك, لكنها تعرف أيضا أن السبيل الوحيد لمنعهم ولحماية نفسها ومجتمعها هو فضح إرهابهم, والتأكد من فهمهم أن شخصا ما يراقبهم, وكسراعتقادهم أنهم مفلتون من العقاب . |
Meselenin sadece yanlış yapanları ifşa etmek için geniş yolu olan Edward Snowden gibi teknoloji dâhisi muhbirler olmadığından emin olmak bize kalmış. | TED | والامر متروك لنا للتأكد من ان قدرة تشفير المعلومات ليست هي فقط للمخبرين البارعين في امور التكنولوجيا، على غرار "إدوارد سنودن"، والذي يمتلك وسائل لفضح المخالفات. |
Jack, kaydettiğin ses kaydını Suvarov'u ifşa etmek için kullanabiliriz. | Open Subtitles | (جاك)، الملف الصوتي الذي سجلته يمكننا استخدماه لفضح (سوفاروف) |
"insan"ı ifşa etmek ve küçük düşürmek için kendilerini adamışlar. | Open Subtitles | الذينَ لديهم التزام (لفضح العنصرية) و إذلال (الشخص), |
Gerçek kimliğimi sürekli saklı tuttum, ta ki üvey ablamın hayatı tehlikeye girip dünyaya kendimi ifşa etmek zorunda kalana kadar. | Open Subtitles | خبأت الذي كنت حقا حتى يوم واحد، كان أختي بالتبني اليكس في خطر، واضطررت للكشف عن نفسي للعالم. |
Rose'un sırrı ifşa etmek uğruna yanlıştan dönmek için yaptığı. | Open Subtitles | كيف كانت (روز) مستعدّة للكشف عن سرّها لتصحيح وضع خاطئ. |