"ihraç" - Translation from Turkish to Arabic

    • بتصدير
        
    • التصدير
        
    • تصديره
        
    • للتصدير
        
    • الصادرات
        
    • تصدر
        
    • تسريح
        
    • يصدر
        
    • تصدّر
        
    • يصدّر
        
    • على تصدير
        
    • نصدر
        
    Ve jöle içinde yılan balığı ihraç ediyorsunuz. Open Subtitles وهل حقاً تقوم بتصدير الثعابين الهلامية ؟
    Suçlamaları; yasadışı silah bulundurma, ...yasadışı patlayıcı bulundurma, ihraç belgeleri üzerinde oynama. Open Subtitles الإمتلاك الغير شرعي للأسلحة النارية، الإمتلاك الغير شرعي للمتفجراتِ، تزييف إجازاتِ التصدير.
    İhraç edilemez. Fakat açık olarak asıl nokta bu, TED لا يمكن تصديره. لكن هذه هي الفكرة بالضبط.
    Tüm bu ihraç kontratlarıyla bağlıyız ve borcumuz geri istenmek üzere. Open Subtitles , نحن عالقون مع هذه العقود للتصدير و القرض على وشك أن يطلب
    Evet ihraç üretim alanları fikri bu harika gelişmeye atılan ilk adım olacaktır. Open Subtitles حسنا الفكرة الكاملة لتجهيز منطقة الصادرات بأنها سوف تكون الخطوة الأولى نحو
    Soya fasülyeleri Avrupa'ya ve Çin'e hayvan besini olarak ihraç ediliyor, özellikle yaklaşık on yıl önce yaşanmış deli dana hastalığından sonra, artık hayvan proteinlerinden faydanlanmak istemediğimiz zamanlardı, çünkü hastalığın bulaştırma riski vardı. TED محاصيل فول الصويا هذه تصدر نحو أوروبا والصين كعلف للحيوانات، خاصة بعد الذعر الذي سببه مرض جنون البقر قبل عقد من الزمن، حيث لم نعد نريد إعطاء الحيوانات بروتين حيواني، لأنه قد ينقل المرض.
    Aslında uygunsuzluktan ihraç yolunda ilerliyormuş. Open Subtitles لقد كان بالفعل فى طريقه للحصول على تسريح غير مشرف.
    Üzüm buradan tüm dünyay ihraç edilirdi Open Subtitles العنب كان يصدر من هنا لجميع انحاء العالم
    Çin sadece hava kirliliği değil ayrıca yardım, alt yapı ve teknoloji de ihraç ediyor. TED والصين لا تصدّر تلوث الهواء فقط، ولكنها تصدّر أيضًا المساعدات والبنية التحتية والتكنولوجيا إلى الخارج.
    Ne ithal ediyor, ne ihraç ediyor? Open Subtitles ماذا يصدّر و ماذا يستورد؟
    İnsanlar İslam için ayaklandılar ve biz modelimizi ihraç edeceğiz. Open Subtitles الشعب ثار و نهض من اجل الاسلام و يجب ان نقوم بتصدير نموذجنا الى الدول الاخرى
    Tüm uygar gezegenlere, yüzlerce ve binlerce Ood ihraç ediyoruz. Open Subtitles (نقوم بتصدير مئات الآلاف من (الأود إلى كل الكواكب المتحضرة
    Suçlamaları; yasadışı silah bulundurma, ...yasadışı patlayıcı bulundurma, ihraç belgeleri üzerinde oynama. Open Subtitles إدانات : حيازة اسلحة نارية بشكل غير شرعي حيازة متفجرات بشكل غير شرعي تزويير تصاريح التصدير
    Kusura bakma, bunu izlemem gerek. Danimarka domuz sektörünün ihraç başarısını sürdürmeliyiz. Anlamadığım haberlere bayılırım. Open Subtitles يجب استمرار انتاج لحم الخنزير لما له فوائد من التصدير
    Kolombiya kokaininin en azından 1/3'ünün denizaltılarla ihraç edildiğini tahmin ediyoruz. Open Subtitles نقدر أن ثلث ما يتم تصديره في كولومبيا من الكوكايين . يتم تهريبه على متن الغواصة
    Fakat, Avrupalı firmalar bunu ihraç etmeyi bırakınca hapishaneler yerel firmalarla çalışmaya başladı. Open Subtitles لكن منذ توقف الشركات الأوروبية عن تصديره أصبحت السجون تعتمد على الشركات الصيدلانية المحلية
    Biz, markette dolapta satılacak bir ürün üretiyoruz ve besbelli her ülkeye ihraç edecek kadar kaliteli. Open Subtitles نحن ننتج منتجع ليباع في المتاجر وهو لائق للتصدير لشتى بقاع العالم
    Genellikle Amerika dışına ihraç ediyor. Open Subtitles . غالباً للتصدير من خارج الولايات المتحدة
    Başlıca ihraç ürünleri: Tekstil, ayakkabı ve pirinçtir. Open Subtitles الصادرات الرئيسية هي المنسوجات والأحذية والأرز
    Şimdi 1960'lara geri dönelim, Afrika sadece kendini beslemiyor, ... ...ayrıca yiyecek ihraç ediyordu. TED الآن ، و بالعودة للستينيات، إفريقيا ، لم تكن فقط تغذي نفسها ، بل كانت أيضا تصدر الغذاء.
    Amiral Mueller'in ordudan ihraç etmeyi düşündüğünden haberin var mı? Open Subtitles .... اتدري ان الادميرال "ميولر يفكر في تسريح غير مشرف؟
    Yani şiddeti ihraç edip sefalet ithal ediyorlar. Open Subtitles إذاً فهو يصدر العنف ويستورد المعاناة.
    Hatta, ABD Kolombiya'ya çelik ihraç ediyor. TED في الواقع، تصدّر الولايات المتحدة الصلب إلى كولومبيا.
    O parfüm ihraç ediyor, muz ithal ediyor. Open Subtitles يصدّر عطور و يستورد موز.
    Yeteneğimizi ve çeşitliliğimizi daha önce hayal etmediğimiz şekillerde ihraç etmek öz güvenli, hazır, istekliyiz ve yetenekliyiz. TED نحن مستعدون وجاهزون وراغبين وقادرون على تصدير موهبتنا وتنوعنا بطرق لم نحلم بها أبداً.
    Sen bebekken, Havana'dan şeker pekmezi ihraç ediyorduk. Open Subtitles كنا نصدر خامات السكر عندما كنت أنت طفلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more