Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz. Bunu yapmanın en iyi yolu budur. | TED | علينا أن نعمل مع الناس في هذه المجتمعات, وأن نعطيهم المصادر والأدوات التي يحتاجونها ليحلوا مشاكلهم الخاصة. |
Ödül, ihtiyaçları olan parçalardan fazlasına yeter. | Open Subtitles | كما أن مبلغ الجائزة قد يكون أكبر من ثمن الأجزاء التي يحتاجونها. |
Belki tüm ihtiyaçları olan şey biraz Noel ruhudur. | Open Subtitles | ربما كل ما يحتاجونه القليل من روح الكريسماس |
Bu elemanların sabıka kayıtları yüzünden banka bunlara ihtiyaçları olan parayı vermez. | Open Subtitles | لأن هؤلاء الفتيان يملكون سجلا إجراميا، ترفض البنوك منحهم القرض الذي يحتاجونه |
Tek ihtiyaçları olan davaya yön verecek bir ipucu. | Open Subtitles | كل مايحتاجونه هو خيط في هذه القضيه |
Ve ihtiyaçları olan tüm cevapları aldılar. | Open Subtitles | الكثيرتحدثواهنا، وتكلموا عن كل ما يحتاجون معرفته |
Nefes almak için ihtiyaçları olan havaya ulaşamayacaklarsa geri dönmek zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يعودوا أدراجهم إن تواصل تعذرهم بلوغ الهواء الذي يحتاجون تنفسه |
İhtiyaçları olan tam olarak nasıl bir yardım? | Open Subtitles | ما هو نوع المساعدة التي يحتاجونها بالتحديد ؟ |
İhtiyaçları olan yıldız güçlerini aldılar. | Open Subtitles | حصلوا علي كل القوة الضاربة التي يحتاجونها |
Ebeveynleri, sıcak kalıp büyümeleri için ihtiyaçları olan balık ve mürekkep balıklarını avlamak için binlerce kilometre gidiyor. | Open Subtitles | يُسافر ذويهم آلاف الأميال لصيد الأسماك ورخويات الحبار التي يحتاجونها لحفظ دفئهم ولكي ينمو |
İhtiyaçları olan şey ezici üstünlükte su geçirmez bir dava ki böylece herkes suçluyu savunsun. | Open Subtitles | ما يحتاجونه قضية سهلة، مكتملة الأركان بحيث يعترف الكلّ بالتهم. |
Belki de hiç birini çalmadım, ihtiyaçları olan şeyleri verdim. | Open Subtitles | ربما لما سرقت أحداً إن أعطيتهم ما يحتاجونه |
Bize zaten ihtiyaçları olan şeye sahip olduklarını söyledin. | Open Subtitles | كوندر : لقد قلت لنا أنهم سيكونون مستعدين لفعل ما يحتاجونه |
Genç insanları ihtiyaçları olan kaynaklarla buluşturun, fikir aşamasından yaratmaya geçmeleri için ihtiyaçları olan desteği sağlayın, böylece kentsel büyüme için bir katalizör yaratacaksınız. | TED | أربط بين الشّبان من خلال الموارد التي يحتاجونها، وفّر لهم السند الذي يحتاجونه للانتقال من صياغة الأفكار إلى تحققها، و ستخلق محفّزات للنّمو الحضريّ. |
Ne zaman yedekler çıkar, onları eve gönderirler, ... evlerinin nerede olduğunu veya ihtiyaçları olan tedaviye ne kadar uzak olduklarını önemsemiyorlar. | Open Subtitles | عندما يتم إخراجهم، يتم إرسالهم إلى منازلهم بغض النظر عن مكان المنزل أو كم هو بعيد عن العلاج الذي يحتاجونه |
İhtiyaçları olan her şey ellerinde. | Open Subtitles | قبل أن يدعوني أرة أميّ وأبيّ , لذا... لقد حصلوا على كلِ مايحتاجونه. |
Tek ihtiyaçları olan bir lider! | Open Subtitles | كل مايحتاجونه هو قائد |
İhtiyaçları olan da tam olarak bu-- ...o negatif enerjiyi boşaltmak için aralıksız REM uykusu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يحتاجون بعض النوم المستمر لإطلاق تلك الطاقة السلبية |
Nefes almak için ihtiyaçları olan havaya ulaşamayacaklarsa geri dönmek zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يعودوا أدراجهم إن تواصل تعذرهم بلوغ الهواء الذي يحتاجون تنفسه |
Gerçekte ihtiyaçları olan şeyler yerine uyduruk bir şey veriyorsun. | Open Subtitles | أنت مجرد منحهم رخيص الثمن يغني عن ما يحتاجون إليه حقا، |
Bende de ihtiyaçları olan tüm bilgi mevcut. | Open Subtitles | صلاحيّة الوصول إلى كلّ المعلومات التي كانوا يحتاجون إليها |
Ocak'taki toplantıda tüm partnerleri onu uzaklaştırmaya... ikna etmek için tek ihtiyaçları olan şey aleni bir bozgun. | Open Subtitles | ان يلقى هزيمة فى سجلة هذا ما هم بحاجة اليه حتى يقنعوا كامل الشركاء فى يناير على الاطاحة به |
Bu sayede tüm mutant yeteneklerine adaptasyon sağlayabilen silahları üretmek için ihtiyaçları olan anahtarı bulmuş oldular. | Open Subtitles | يكون المفتاح التي يحتاجون إليها، لإنشاء سلاح قادر على أخذ قدرة كل متحولة. |
Özel ihtiyaçları olan bir çocuğunuz mu var? | Open Subtitles | هل لديك طفل ذو إحتياجات خاصة ؟ |