"ihtiyaçları yok" - Translation from Turkish to Arabic

• ليسوا بحاجة
• انهم لا يحتاجون
• لا يحتاجون إلى
• لا يريدون
• لايحتاجون
• لا يحتاجون الى
• لا يحتاجونني
• ليسوا بحاجةٍ
• إنهم لا يحتاجون
• لست محتاجاً
• لا يحتاجوا
• لا يحتاجون أن
• لا يحتاجونها
• لم يحتاجوا
• لم يكن لديهم دروع

Eğer gerçekten birbirlerini öldürmek isterlerse, silaha ihtiyaçları yok.
لو اردوا حقا أن يقتلوا بعضهم البعض ليسوا بحاجة إلى أسلحة لفعل ذلك.

Bu tür mürekkebe ihtiyaçları yok. Hadi kafamı uçur.
إنهم ليسوا بحاجة لذلك الوجه البشوش، هيا هشمى رأسى.

Evet, zenginlerin trajedisi de işte bu. Hiçbir şeye ihtiyaçları yok.
هذه هى مأساة الاثرياء ، انهم لا يحتاجون شيئا

Kan dolaşımına ihtiyaçları yok, İç organlarına dahi ihtiyaçları yok.
لا يحتاجون إلى مجرى دم لايحتاجوا لأعضائهم الداخلية

Benim gibi yaşlı bir kadına ihtiyaçları yok. Amerika beni alırsa bırakırlar.
انهم لا يريدون سيدة عجوز مثلى هنا سيسمحون لى بالذهاب لو قبلتنى امريكا

Hayır, çocukların kütüphaneye ihtiyaçları yok.
مرحباً، أنا جيل؟ لا، الأولاد ليسوا بحاجة لمكتبة

Erkekler bunu kendileri de yapar. Yardımına ihtiyaçları yok.
الرجال يمكنهم التكفل بهذا وهم ليسوا بحاجة لمساعدتك

Bir sebebe ihtiyaçları yok.
ليسوا بحاجة لسبب، لم يكونوا قط بحاجة إليه.

Yeterince kişi var. Bize ihtiyaçları yok.
لديهم ما يكفيهم هناك، وهم ليسوا بحاجة لنا

Daha fazla aptal oyuncağa ihtiyaçları yok.
إنهم ليسوا بحاجة إلى المزيد من هذه الألعاب الغبية

Tren yolunu yaptık. Artık bize ihtiyaçları yok.
لقد انتهينا من بناء الطريق اي انهم لا يحتاجون الينا الان

Yahudiliğe ihtiyaçları yok çünkü artık yurtları var.
انهم لا يحتاجون اليهودية لأن لديهم تربة

Kuvvetli insanların kuvvetli adama ihtiyaçları yok.
الناس الأقوياء لا يحتاجون إلى رجل قوي

Çok fazla nedene ihtiyaçları yok. - Bu hoşuma gitmedi.
ــ إنهم لا يريدون كثيرا من الأسباب ــ حسناً ، أنا لا أحب هذا

Köpekler bu işi biliyor. Kelimelere ihtiyaçları yok.
الكلاب يفعلونها صحيحاً، لايحتاجون الكلمات

Biliyorsun, cinayet davası açmak için cesede ihtiyaçları yok, bunu biliyor muydun?
انت تعلم, لا يحتاجون الى جسد لضغط تهم الاجرام هل علمت بذلك؟

Anlamıyor musun? Sana ihtiyaçları yok; bana ihtiyaçları yok.
فهم لا يحتاجونك و لا يحتاجونني.

Alman çocuklarının böyle berbat bir baba örneğine ihtiyaçları yok.
الأطفال الألمان ليسوا بحاجةٍ لمثل هذا المثال السيئ

Sığınağın için onları hayatta tutmak için sana ihtiyaçları yok.
إنهم لا يحتاجون إليكِ للبقاء علي قيد الحياة في القبو

Şunu kafana sok, burada sana ihtiyaçları yok.
لتفهم هذا أنت لست محتاجاً هنا

- Kara işaretlere ihtiyaçları yok.
هم لا يحتاجوا الى علامات سوداء

Ulusal basın ya da başkası tarafından yargılanmaya ihtiyaçları yok.
لا يحتاجون أن يحكم عليهم من قبل الاعلام المحلي أو أيّ أحد

Onlara ihtiyaçları yok ki.
هم لا يحتاجونها

"Görkemli evlere ve eşyalara ihtiyaçları yok," diye yazdı.
وقد كَتَب "لم يحتاجوا إلى "المنازل الفخمة أو الأمتعة المنزلية

Kruglar canavardır, silaha ihtiyaçları yok.
وحوش (الكروج)، لم يكن لديهم دروع وأسلحة أبدآ