...Novus'ta başat iki ülke varmış; | Open Subtitles | كانت هناك دولتان مسيطرتان على نوفوس |
İki ülke bir anlaşma imzalar | Open Subtitles | دولتان توقعان على معاهدة |
Bu iki ülke açısından oldukça az bilinen bir gerçektir. | TED | وهذه هي مجرد حقائق بسيطة متعارف عليها عن تلكم الدولتين. |
Bu iki ülke coğrafik olarak benzerler. | TED | فهاتان الدولتين تتقاربان من حيث الخصائص الجغرافية. |
Ama bugün her iki ülke de en iyi savunmanın saldırı olduğunu söylüyor. | TED | لكن اليوم يقول كلا البلدين أفضل دفاع هو الهجوم. |
Tüm bunlar iki ülke arasındaki bir anlaşma yakın zamanda olacak gibi değil. | Open Subtitles | مما يوحي أنّ تحالف صغير بين بلدينا الاثنين ليس على وشك التحقّق |
Bu hastalıktan en çok muzdarip olan iki ülkede çok büyük bir ilerleme kaydedebiliriz, bu iki ülke Etiyopya ve Nijerya. | TED | ويمكننا أن نحرز تقدمًا ملموسًا في بلدين اثنين عانيا بشكل كبير من هذا المرض، وهما إثيوبيا ونيجيريا. |
Sadece iki ülke Kral Peter'in taç giyme törenine elçilerini yolladı; | Open Subtitles | دولتان فقط أرسلت سفراء لحفل تتويج الملك (بيتر) |
İki ülke. | Open Subtitles | دولتان |
Okur yazarlık açısından iki ülke arasındaki farklar bu verilerde gösterilenden çok daha derin. | TED | بل ويظل الفارق بين الدولتين فيما يتعلق بالأمية أكبر بكثير مما تظهره التقارير الواردة هنا. |
Her iki ülke de dikkatlerini yörüngesel uzay istasyonlarına yönelttiklerinden uzay yarışı ne kadar daha sürebilirdi tahmin etmek mümkün değil. | TED | لتتحول كلا الدولتين إلى الاهتمام بمحطة فضائية تدور على الأرض، ليست هناك فكرة كان سباق الفضاء ليطول. |
Onay vermeyen iki ülke vardı, şimdi sadece bir tane kaldı. Avustralya'da seçimler yapıldı. | TED | الدولتين الوحيدتين اللتين لم توافقا والآن هناك واحدة فقط. كان هناك انتخاب في أستراليا |
Her iki ülke de birlikte çalışırlarsa kurtulma şanslarının daha fazla olacağının farkındaymış. | Open Subtitles | أدركت كلتا الدولتين أن لديهم فرص أفضل للبقاء على قيد الحياة لو عملوا معاً |
Dedikodulara göre iki ülke içerisindeki uzun vadeli "aktif olmayan" ajanların karşılıklı ifşasını tartıştılar. | Open Subtitles | تردد انهما تباحثا الكشف عن الخلايا الخاملة في كلا البلدين |
Eğer bu olursa, Ruslan Amrikan topraklarında ölürse bu iki ülke için de kötü olur. | Open Subtitles | لو حدث هذا , روسي ميت على تراب أمريكي سيكون سيئاً عن كلا البلدين |
Tüm bunlar iki ülke arasındaki bir anlaşma yakın zamanda olacak gibi değil. | Open Subtitles | مما يوحي أنّ تحالف صغير بين بلدينا الاثنين ليس على وشك التحقّق |
Böyle öyküler duyduğumda, insanlar acaba ticaretin sadece iki ülke arasında yapıldığını mı sanıyorlar diye düşünürüm. | TED | فعندما أسمع قصصاً من ذلك القبيل، أُفكر فيما صوره الناس وهو أن التجارة تحدث بين بلدين فقط. |
Muhtemelen düşünebileceğiniz birbirinden en farklı iki ülke. | TED | ربما هما أكثر بلدين مختلفتين لكم أن تتخيلوهما. |