"iki farklı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مختلفين
        
    • مختلفتين
        
    • مختلفتان
        
    • منفصلين
        
    • نوعان مختلفان من
        
    • طريقين
        
    • شتان بين
        
    • منفصلتين
        
    • مزدوجة مع إثنتين بينما أنتَ
        
    • نوعين من
        
    • مُختلفين
        
    • مجموعتين من
        
    • طريقتين
        
    • شيئان مختلفان
        
    • رجلان مختلفان
        
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    İki farklı tepki ortaya çıktı: iyi karşılayanlar ve sınırlarını kapatanlar. TED وكانت هناك ردود فعل من نوعين مختلفين: حفلات استقبال وحواجز حدودية.
    Uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. TED لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين
    Bu konuyu düşünmek ile ilgili benim düşüncemin başlangıcı olan problem hakkında... ...size iki farklı yol sunacağım. TED سأعطيكم طريقتين مختلفتين للتفكير في هذه المشكلة و اللتان تعتبران بداية تفكيري في كيفية التفكير فيها.
    Teorik olarak uzaydaki iki farklı nokta zaman açısından birbirine bağlıdır. Open Subtitles يُمكنهم، نظرياً، ربط نقطتان مختلفتان في المكان ونقطتين مختلفين في الزمن.
    Ve aslında, iki farklı zamandaki iki farklı yeri birbirine bağlar. Open Subtitles إنها في الواقع تربط مكانين منفصلين وزمنين مختلفين
    Retinada iki farklı tür ışık algılayan hücre bulunur: Rodlar ve koniler. TED في شبكية العين هناك نوعان مختلفان من خلايا استشعار الضوء: الخلايا العصوية والخلايا المخروطية.
    Bu durumda iki farklı türde süt üretebilir. Bir tanesi yeni doğmuş için diğeriyse daha büyük yavrusu için. TED عند حدوث ذلك، تكون قادرة على أن تدر نوعين مختلفين من الحليب، نوع لصغيرها حديث الولادة، وآخر لصغيرها الأكبر.
    Bir dokümanda iki farklı mürekkep kullanıldığını belirleyebilecek bir makinen var mı? Open Subtitles إلى نوعين مختلفين من الحبر المستعمل في التوثيق ؟ مقارنة الطيف التصويري
    Efendim, iki farklı hastanede teyit edilmiş radyasyon vakaları var. Open Subtitles سيدي، هنالك حالتين أكيدتين لآثار التعرض للإشعاعات في مستشفيين مختلفين
    Sonra da iki farklı sınırdan ülkeye girecek, dikkatli olun. Open Subtitles و سنعبر الحدود من مكانين مختلفين هذا من دواعي الحيطه
    Evrimimiz boyunca iki farklı ses çıkarma yolu geliştirdik. TED خلال مراحل تطورنا فقد طوَّرنا طريقتين مختلفتين للنطق.
    Size iki farklı kızın hikâyesini anlatacağım, iki güzel kızın. TED سأروي لكم قصة عن فتاتين مختلفتين فتاتين جميلتين
    Ketçap iki farklı yolla 'Newtonca Olmayan' şekilde davranır. TED والكاتشب هو في الحقيقة غير نيوتيني بطريقتين مختلفتين.
    Kesin olarak bildiğim tek şey bu günlükte iki farklı parmak izi olduğu. Open Subtitles كل ما أعلمه حقاً أنه هنالك بصمتان ليداً يمنى مختلفتان فى هذه الصحيفه
    Baskı için kullanılan iki farklı yöntem vardır. TED أما بالنسبة للطباعة، فتوجد طريقتان مختلفتان
    Güvenlik kamerası, çift kilit ve iki farklı giriş var. Open Subtitles ,احضر كاميرات المراقبة ,مقتل براغي مزدوج .مدخلين منفصلين
    Birbirinden bağımsız ve iki farklı türde kanserin aynı anda olması istatistik olarak imkansız. Open Subtitles نوعان مختلفان من السرطان بنفس الوقت مستحيل
    Bence insan aklı... iki farklı boyutta... var olmaya uygun değil. Open Subtitles انا اعتقد ان العقل البشرى يوجد به طريقين ... ما تدعوه الابعاد
    Senin gördüğünle, benim bildiğim iki farklı şey. Open Subtitles حسنٌ، شتان بين ما رأيته و ما أعرفه ..
    Yüksek rütbeli bir Gizli Servis ajanı olan Daniel Dickinson'ı iki farklı durumda hepsi en yüksek derecede gizli olan Depo 13 meselelerine dahil ettin mi, etmedin mi? Open Subtitles هل قمت ام لا في مناسبتين منفصلتين بتوريط (دانيال ديكنسون) وهو ضابط ذو رتبة عالية في الخدمة السرية
    Yani Barbara ile evliyken iki farklı hayat yaşamana neden olan Bob Shapiro muydu? Open Subtitles إذن، كان (شابيرو) من جعلك تعيش حياة مزدوجة مع إثنتين بينما أنتَ متزوّج (باربرا)؟
    Vücudun ve aklın, temelde iki farklı türden şeyler olduğuna inandı. Open Subtitles لقد إعتقد بأن العقل والجسد نوعين من الأمور مختلفة بشكل جوهري
    Normalde kimse kimseyi gammazlamaz şimdi aynı cinayeti iki farklı katille anlatan iki farklı görgü tanığım var. Open Subtitles في العادَة لا أحَد يشي بأحَد الآن لديَ شاهدين مُختلفين يتعرّفان على مُشتبهين مُختلفين في نفس الجريمَة
    Tılsım güvenli olsun diye iki farklı cadı grubuna verilmişti ama taşıyıcılar hep saklı tutuldu, birbirlerinden bile. Open Subtitles لقد تمَّ تقسيم الترياق لنصفين بين مجموعتين من اتحاد الساحرات ولكنَّ حاملينها لطالما احتفظوا بسرها وحفظوها حتى منهم
    Bu sikimsonik hikâyeni dinlememi sağlayarak içimi şişirdin ve 10 dakika sonra da bir durumun iki farklı bakış açısı olduğunu söyledin. Open Subtitles حسنًا، أنّك فقط أدخلتني في هذه ،الرحلة الملحمية مع هذه القصة وبعد 10 دقائق، المغزى هو أن .هناك طريقتين للنظر في الأمر
    Yozlaşmayla ilgili konuşacağım fakat iki farklı şeyi yan yana getirmek istiyorum. TED سأحدثكم اليوم عن الفساد, و لكني أريد أن أضع أمامنا شيئان مختلفان.
    İki farklı adamı tasvir ettiniz sanki. Open Subtitles يبدو بأنكِ وصفتي رجلان مختلفان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more