| ONI fazla mesai yazmadan önce merkeze dönmek için iki saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط ساعتين للعودة للقاعدة قبل أن يقوم أوني بإحتساب الوقت الزائد |
| Onları, virüsü serbest bırakmadan önce bulmamız için iki saatimiz var. | Open Subtitles | أمامنا ساعتين لنجده قبل أن يطلقوا الفيروس |
| Onları virüsü salmadan önce bulmamız için iki saatimiz var. | Open Subtitles | أمامنا ساعتين لنجده قبل أن يطلقوا الفيروس |
| Hazırlanıp harekata katılmak için iki saatimiz var. | Open Subtitles | امامكم ساعتان لتحصلوا على المخزون اللازم للبحر . ثم بعد ذلك نقوم بالمناورة |
| Olayı çözmek için iki saatimiz var. Kan dolaşımını bu süre içinde tekrar sağlamazsak gözünü kaybeder. | Open Subtitles | أمامنا ساعتان لنجد حلاً إما نستعيد مجرى الدم أو نفقد العين |
| Yüzlerce millik alan ve sadece iki saatimiz kaldı. | Open Subtitles | المئات من الأميال المربعة ثم ماذا؟ لدينا ساعتين متبقيتين |
| Gece yarısı. İki saatimiz var. Evine gitmek için taksi tutacağım. | Open Subtitles | منتصف الليل ، لدينا ساعتين سأخذ سياره الي بيتك |
| Fazladan iki saatimiz var diyorum. | Open Subtitles | ما احاول الوصول اليه انه كان هناك ساعتين اضافيّتين |
| Buluşmaya kadar iki saatimiz var. | Open Subtitles | أيها الرئيس، نملك فقط ساعتين حتى موعد المقابلة. |
| İkimiz odadayken, iki saatimiz falan var demektir. | Open Subtitles | كلانا في هذه الغرفة بقي لدينا نحو ساعتين |
| İki saatimiz var demiştin ben de iki saatimi değerlendiriyorum. | Open Subtitles | أنت قلت أن لدينا ساعتين وانا سأبقى ساعتين |
| Taş çatlasa iki saatimiz vardır muhtemelen. | Open Subtitles | ربما ليس لدينا أكثر من ساعتين على الأكثر. |
| Canlarım, teklif vermek için yalnızca iki saatimiz var. | Open Subtitles | أعزائي، لدينا فقط ساعتين لوضع هذا العرض. |
| Pekâlâ, şu sırt hattından bakarsak, iki saatimiz var. | Open Subtitles | حسنا عند قمة هذا الجبل لدينا حوالى ساعتين |
| Söz konusu paranın teslim edilmesi için iki saatimiz kaldı. Saati bayağı doğru gösteriyor. | Open Subtitles | لدينا ساعتين حتى يجب تسليم المال، توقيتها مضبوط في الواقع. |
| Birini bulsak iyi olur çünkü hepi topu iki saatimiz var. | Open Subtitles | حسنٌ ؛ علينا الإتصال بشخصٌ ما لأن لدينا فقط ساعتين لتسجيل و بث النداء لنا |
| Ping nerede kaldı? Merak etme, gelir şimdi. Bak, iki saatimiz var sadece. | Open Subtitles | لا تقلق، سوف يصل، لدينا ساعتين فقط |
| Çünkü kaçış planımız bekliyor. Buradan gitmek için tam iki saatimiz var. | Open Subtitles | لأنّ خطة الاستخراج جاهزة أمامنا ساعتان بالضبط للخروج من هنا |
| Bu binadan kaçış planımız. Buradan çıkmak için tam iki saatimiz var. | Open Subtitles | خطة الاستخراج جاهزة، أمامنا ساعتان بالضبط للخروج من هنا |
| Thorpe Park'a vardığımızda hız trenine binmek için sadece iki saatimiz kalmıştı. | Open Subtitles | ومع مرور الوقت ذهبنا أخيرا لثورب بارك وتبقى لنا فقط ساعتان ثمنيتين للإستمتاع بقطار العربات |
| Neredeyse sabahın dördü. Sadece iki saatimiz var. | Open Subtitles | تقريباً الرابعة صباحاً أمامنا فقط ساعتان |