Düşes Satine ve General kenobi, her ikilemin iki yüzü vardır. | Open Subtitles | الدوقه ساتيني والجنرال كانوبي قد اظهروا انه يوجد وجهان لكل معضلة |
Size sorunun iki farklı ucu gibi gözüken ama aslında aynı paranın iki yüzü olan iki istatistik sunayım. | TED | دعوني اعطيكم إحصائيين التي تبدو وكأنها على النهايات المعاكسة لهذه القضية، ولكنها في الحقيقة وجهان لعملة واحدة. |
Tanrı'nın öğrettiği gibi her hikayenin iki yüzü vardır. | Open Subtitles | وزى ما احنا اتعلمنا, هناك دائما وجهان للحقيقة. |
Ama madalyonun iki yüzü olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | لأنني لم أكن كذلك ولكن يجب أن تعرفي، هناك , جانبين لكلّ قصّة |
Aynanın iki yüzü vardır arkadaşım, aydınlık taraf sana geldiğinde, karanlık seni içine çekecek, vae victis. | Open Subtitles | هناك جانبين للمرآه يا صديقى عندما ينقلب الجانب المشرق ضدك الجانب الأسود سيأخذك إليه |
Benim peşimden koştu. Pekala, her madalyonun iki yüzü vardır. | Open Subtitles | لقد سعت ورائي حسناً ، هناك جانبان لكلّ قصة |
Deha istedin, delilik buldun. Madalyonun iki yüzü. | Open Subtitles | إذا أردت العبقرية، فاجلب الجنون هما وجهان لعملة واحدة |
Yaşamasına izin verirsek Michael'ın her zaman beynini yakıp kavuran iki yüzü olacak. | Open Subtitles | اذا تركناة يعيش مايكل سيحصل على وجهان دائماً محروقين بعقلة |
Her ikilemin iki yüzü olabilir, fakat Düşes sadece kendi tarafını tutuyor. | Open Subtitles | هناك وجهان لكل معضلة , لكن الدوقة دائما تفضل وجهتها |
İmparator ve Şogun paranın iki yüzü gibiler. | Open Subtitles | الإمبراطور و الشوغن, هما وجهان لعملةٍ واحدة. |
Bir iki yüzü Gönüllü Birliklerden tanıyacaksınız. | Open Subtitles | وجه أو وجهان سوف تتعرفون عليهم من قوات الأحياء المتطوعين. |
Benim yeni şirketim ve senin büyük partin aynı madalyonun iki yüzü gibi. | Open Subtitles | شركتي الجديدة، حفلتك الضخمة وجهان لعملة واحدة |
Afrika, gençleşen bir kıta ve nüfus patlaması denildiğinde akla hemen gıda güvenliği sorunu da geliyor, çünkü bunlar bir madalyonun iki yüzü. | TED | ما زالت أفريقيا تتراجع من حيث السن، عندما نتحدث عن الانفجار السكاني، فإننا نتحدث عن الأمن الغذائي لأنهما وجهان لعملة واحدة. |
Üç yüzü kırmızı olan 8 adet köşe kübü, iki yüzü kırmızı olan 12 adet kenar kübü, tek yüzü kırmızı olan 6 adet yanal küp ve kırmızı yüzü olmayan tek bir merkez kübü bulunuyor. | TED | هناك 8 مكعبات في الزاويا، كل منها يحتوي على ثلاثة وجوه حمراء، 12 مكعبًا على الحواف، لهم وجهان حمراوان، 6 مكعبات متوسطة، لهم وجه واحد أحمر، ومكعب مركزي واحد، ليس له وجوه حمراء. |
"İnsanın iki yüzü vardır, biri gülümser, diğeri ağlar." | Open Subtitles | "للرجال وجهان الأولمبتسماً،والآخرباكياً" |
Göreceğiz ki aslında gerçeğin iki yüzü vardır. | Open Subtitles | ، سنرى بأن الحقيقة الحقيقة لها وجهان |
her şeyin iki yüzü vardır. | Open Subtitles | كل شيء لديه جانبين |
Aynanın iki yüzü vardır arkadaşım. | Open Subtitles | هناك جانبين للمرآه يا صديقى |
Ama bunlar aynı madalyonun iki yüzü. | Open Subtitles | ولكن هذا جانبين لعملة واحدة |
İnsanların iki yüzü olduğunu öğretmeyi istiyordu. | Open Subtitles | كانت تريد أن تعلمني أنه يوجد للناس جانبان: |
Aslında, hikayenin iki yüzü var. | TED | ولكن في الواقع يوجد جانبان للقصة |