"ikinci şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشيء الثاني
        
    • الأمر الثاني
        
    • والشيء الثاني
        
    • الشئ الثاني
        
    • الشئ الثانى
        
    • والأمر الثاني
        
    • ثاني شيء
        
    Size bırakmak istediğim ikinci şey bu mücadelenin ortasındaki insanın kendisini ortaya koyacak zihni dirayete sahip olmaya istekli olmak zorunda olması. TED الشيء الثاني الذي أريد أن اخبركم به عندما يكون الشخص في منتصف التحدي يجب ان يتحلى برجاحة العقل حتى يتخلصوا من المشكلة
    Hayran olduğum ikinci şey ise hiç soru sormuyor olman. Open Subtitles الشيء الثاني الذي يعجبني بك هو أنّك لا تطرح أسئلة
    Yaptıkları ikinci şey ise öngörülü hayırseverliğe odaklanmak oldu. TED الشيء الثاني الذي قاموا به، هو التركيز على العمل الخيري لفائدة الأعمال الإبداعية.
    İkinci şey, incinebilirlik ve cesaret arasındaki ilişkiyi nihayetinde anlamamın yanı sıra öğrendiğim ikinci şey şu: Utanç hakkında konuşmamız gerek. TED الأمر الثاني، بالإضافة إلى فهم العلاقة بين الإنكشاف والشجاعة أخيرا، الأمر الثاني الذي تعلمته هو التالي: يجب علينا الحديث عن العار.
    Bu kliniklerde öğrendiğim ikinci şey ise bilginin ulaşılabilirliği oldu. TED والشيء الثاني الذي تعلمته في هذه العيادات هو وفرة التعليم والثقافة.
    İkinci şey, Papazlık yaptığım kiliseden maaş almaya son vermemdi. TED الشئ الثاني كان، توقفت عن أخذ مرتب من الكنيسة التي أعمل بها.
    Fark edilen ikinci şey, fakir ülkeler için eğimin gerçekten dik olduğu. TED الشيء الثاني الملاحظ هو للدول الفقيرة، المنحنى حاد فعلًا.
    Öğrendiğim ikinci şey, güvenli bir şekilde filme almalarını mümkün kılmamız gerektiğidir. TED الشيء الثاني الذي تعلمته ينبغي تمكينهم من التصوير بطريقة آمنة.
    Çocuklarımızın duygu kontrolüne yardımcı olmak için yaptığımız ikinci şey ise yardım almaktı. TED الشيء الثاني الذي فعلناه لمساعدة أطفالنا على إدارة انفعالاتهم كان استخدامنا للنفوذ.
    İnandığımız ikinci şey ise şu, bizler insan doğasının mizacıyla ilerlemeye inanıyoruz. TED الشيء الثاني في اعتقادنا ، هو أننا نعتقد بالرجوع للأصل في الطبيعة البشرية
    Defansın ardından en önemli ikinci şey o topa vurmak ve hücumlarını oraya getirmek. Open Subtitles الشيء الثاني المهم بعد الدفاع هي القذف بالرِّجل ومن ثم يمكنهم الحصول على هجومهم هناك
    Farkında olduğumuz ikinci şey, bazı kaynakların diğerleri kadar verimli olmadığıdır. Open Subtitles الشيء الثاني الذي يجب إعتباره، هو أن بعض الموارد الطبيعيّة ليست جيدة في أدائها مثل بعض الموارد الأخرى.
    Tamam, belki de seçeceğim ikinci şey daha iyi bir fikir olur. Open Subtitles حسناً, ربما الشيء الثاني الذي أختارة سيكُن خياراً أفضل
    Bir denerim ama bu sabah onu ikna ettiğim ikinci şey olacak ve şu anki büyük ustalık istiyor çünkü tamamen uyandı. Open Subtitles وهل تستطيع ان تطلب منها ذلك ؟ ساحاول ، لكن هذا سيكون الشيء الثاني الذي تحدثت معها منذ الصباح
    Öğrendiğimiz ikinci şey ki bizi bahsedeceğim ikinci noktaya getirecek; ürünlerin kullanıcı merkezli dizayn edilmesi gerektiğine inanmamız. TED لذا، الشيء الثاني الذي تعلمناه، وهذا الشيء يقود لنقطة أخرى، وهي أننا نؤمن أن المنتجات لابد أن تكون مصممة لتتمحور حول المستخدم
    Yapabileceğimiz ikinci şey, bitkilerin modellerini almak, üç boyutlu olarak yeniden oluşturmak ve böylece bitki örtüsünün büyüklüğünü tahmin etmek, sonra örtünün büyüklüğünü her bitkideki yaprak alanın miktarı ile ilintilemek. TED الشيء الثاني الذي يمكننا فعله هو أخذ نماذج النباتات وإنشاء أشكال ثلاثية الأبعاد، ومنها تقدير حجم ظل الشجرة، ثم ربط حجم الظل بحجم مساحة الورقة في كل شجرة.
    CR: Bu da şirketler hakkındaki ikinci şey oluyor. TED ش.ر: وهذا هو الأمر الثاني المتعلق بالشركات.
    Bu neslin yapması gereken ikinci şey kurumlarımızı oluşturmaktır. TED الأمر الثاني الذي يجب أن يقوم به هذا الجيل هو خلق مؤسساتنا الخاصة.
    SUDEP riskini azaltan ikinci şey refakat. TED الأمر الثاني الذي يقلل احتمال الموت المفاجئ في الصرع هو الرفقة.
    Ve karşınıza çıkan ikinci şey bir uyarı işareti, bir sigara kutusunda bulacağınıza çok benzer bir şey. TED والشيء الثاني الذي لديك هو نوع من التحذير، مشابه لما تجده على علب السجائر
    Söylediğinizi duyduğumu düşündüğüm ikinci şey beyni şu an 2 renkle kontrol edebiliyor olmanız. Bir açma/kapama anahtarı gibi. Ed Boyden: Bu doğru. TED الشئ الثاني الذي سمعتك تقوله هو أنه يمكن ان تحكم بالدماغ عبر لونين للحصول على مفاتيح تفعيل وتعطيل للدماغ إد بويدين : هذا صحيح
    Bu da lehimize olan ikinci şey. Open Subtitles ان هذا هو الشئ الثانى الذى فى جابنا
    Yaptıkları ikinci şey de diğerlerin için empati kurmak. TED والأمر الثاني الذي يتحتم عليهم فعله هو إظهار العطف على الآخرين.
    Yapacağım ikinci şey şu: Amerikalılara başvuracağım. TED ثاني شيء أفعله هو التالي: أريد أن أناشد الأمريكيين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more