"iklimsel" - Translation from Turkish to Arabic

    • المناخي
        
    • المناخية
        
    • المناخ
        
    Halofitlerle yaptığımızın aynısı yaptık ve bu da iklimsel adaptasyon. TED نفعل نفس الشيء الذي نفعله مع النباتات الملحية، ألا و هو التكيف المناخي.
    Karot dediğim de, buz karotu gibidir, ama iklimsel değişikliğin tabakaları yerine insanların oturdukları yerleri arıyorsunuz. TED وعندما أقول حفريات، إنها مثل الحفريات في الثلج، ولكن بدلاً من طبقات من التغير المناخي نبحث عن طبقات من التعمير البشري.
    12.000 yıldır gelişmemizi sağlayan, iklimsel dengeyi tehlikeye atıyoruz. Open Subtitles نحن في صدد التعرض المباشر لعملية التوازن المناخي اللتي كانت تساعدنا على التطور طوال الأثنا عشر ألف سنة الماضية
    Çok büyük bir iklimsel olay gerçekleşiyor. Open Subtitles أرى بعض من التغيرات المناخية الرئيسيةالسيئة تحدث
    Böyle sert iklimsel değişiklikler gezegeni yaşanmaz hâle getirirdi. Open Subtitles هذه التأرجحات المناخية لربما جعلت الأرض غير قابلة للحياة.
    Bu temelde geleneksel düşünceyi iklimsel çözümlere kaydırıyor. TED هذا يغير بشكل جذري تفكيرنا في حلول المناخ.
    İklimsel hareketlere kafa tutan insanların yaygın bir taktiği de riskleri tamamıyla görmezden gelmek ve sadece belirsizliğe odaklanmaktır. TED والأسلوب الشائع الذي يتبعه الناس المعارضين للعمل من أجل المناخ هو التجاهل التام للمخاطر والتركيز فقط على الشك.
    Balık atığı kullanıyoruz. Aslında, iklimsel adaptasyon tekniğiyle tatlı sudan tuzlu suya geçişte kullandığımız tatlı su mollisini kullanıyoruz. TED مخلفات السمك هي ما نحتاج إليه، في واقع الأمر نحن نستخدم سمك المولي، حيث استخدمنا تقنية التكيف المناخي الخاصة بنا ابتداءاً من الماء العذب و حتى ماء البحر.
    Dünya iklimsel istikrârını yitirecek. Open Subtitles وستفقد الأرض استقرارها المناخي.
    Gezegenin koruyucu atmosferini tutabilmesini garantiledi Dünya'ya tehlikeli güneş rüzgârlarına karşı manyetik bir kalkan verdi ve bize iklimsel dengeyi sağlayan Ay'ı miras bıraktı. Open Subtitles ضمن أن الكوكب تمسّك بغلافه الجوي الواقي. أعطى الأرض درعاً مغناطيساً ضد الرياح الشمسية الخطرة. وترك لنا القمر الذي يزوّد الاستقرار المناخي.
    Onlar aynı zamanda canlı varlıklar, ve çiftlik hayvanlarımız şimdiden toprağın ve temiz suyun en büyük kullanıcıları ve iklimsel değişimlerin önde giden sebeplerinden olan sera gazlarının en büyük üreticileri. TED بل كائنات حية والثروة الحيوانية لدينا الآن هي واحدة من أكبر مستخدمي الأراضي المياه العذبة وواحدة من أكبر منتجي الغازات التي تؤدي للإحتباس الحراري و التي تؤدي إلى التغييرات المناخية
    İçerde, bu ağaçlandırılmış alanımız var bu ağaçlandırdığımız alan var. Çünkü son 12 yılda hiçbir tropik sert kereste ağacı fidanı büyümedi, çünkü iklimsel tetikleyiciler kayboldu. TED وفي الداخل، لدينا منطقة إعادة التشجير هذه كبنك الجينات للحفاظ على جميع تلك المواد على قيد الحياة، لأنه على مدار الـ 12 عام الماضية لم تنمو شتلة واحدة من أشجار الأخشاب الصلبة الإستوائية لأن المشغلات المناخية قد إختفت.
    Ormanlar hepimizin bağlı olduğu iklimsel dengenin temel taşlarıdır. Open Subtitles فهي الركن الأساسي في تنظيم المناخ اللذي نعتمد عليه جميعاً
    2050 yılında en az 200 milyon kişi iklimsel nedenlerden ötürü mülteci olabilir. Open Subtitles سوف يكون هناك مئتا مليون لاجئ بسبب المناخ في حلول العام 2050
    Pek çoğumuz çevremizin hava kalitesini, iklimsel özelliklerini veya diğer yönlerini değiştiremeyeceğimiz kadar büyük olduğunu düşünüyoruz. TED لأني ما شعرت به,هو أن الكثير منا يعتقد ,أن البيئة مجال واسع بحيث لا يمكننا فعل شيء لتغيير جودة هوائنا .أو لتغيير المناخ أو تغيير أي شيء
    Buna rağmen gezegensel sınırların en az 4 tanesini ihlal etmiş durumdayız, iklimsel bozulma ve ekosistemsel çökmenin geri döndürülemez etkilerini yaşama riskiyle karşı karşıyayız. TED ورغم ذلك فقد جاوزنا الحد في أربعة حدود بيئية على أقل تقدير. مخاطرين بإحداث تأثيرات مدمرة لا يمكن إزالتها على المناخ والتسبب في انهيار النظام البيئي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more