"ile özel" - Translation from Turkish to Arabic

    • خاصة مع
        
    • خاص مع
        
    • حصرية مع
        
    • انفراد مع
        
    • حصري مع
        
    • خاصّة مع
        
    Basketboldan pek anlamayan Brian Tranberg ile özel bir şey konuşuyorduk ve Geoffrey hakkında söylediğim şey, etrafta dolanıp fırdöndü taklidi yapmakta iyi olduğuydu. Open Subtitles وكنت بعد محادثة خاصة مع بريان ترنبيرث، الذي، بالمناسبة، يعرف القرفصاء حول كرة السلة،
    Cortazar ile özel bir konuşma yaptım ve onun sübyancılığı Eros. Open Subtitles حظيت بمحادثة خاصة مع كورتزار و إيروس هو المعتدي الجنسي على الأطفال الخاص به
    şerifinin casino sahibi ile özel anlaşması olan bu departman hariç Open Subtitles بإستثناء الحالة التي يكون فيها الشريف على ترتيب خاص مع مالك الكازينو
    Bu sabah çok özel bir programımız var. Çok özel bir konuk ile özel bir röportaj yapacağım. Open Subtitles برنامج مميّز هذا الصباح لأجلكم، مقابلة حصرية مع ضيف مميّز
    .. Komutan ile özel olarak görüşmek istiyorum. Open Subtitles فانتبه أني أريد التحدث على انفراد مع قائدي
    ...müteahhidin, Belediye Meclisi üyelerinden biri ile özel bir anlaşması olduğunu söylediler ve o da bana müsait para kaynağı olmadığını söyledi... Open Subtitles ولكنهم قالوا أن المتعاقد كان على اتفاق حصري مع عضو مجلس محلي وقال لي أنه لا يوجد المزيد من الأموال المتاحة
    Bu arada stüdyo konuklarımız ve oyuncular ile özel bir sorucevap bölümü yapacağız. Open Subtitles سنقوم بفقرة سؤال وجواب خاصّة مع جماهيرنا في الأستوديو ومع الطاقم
    Mesajda "yeni bir mühendis ile özel bir fırsat" deniliyor. Open Subtitles الرسالة, توضح "فرصة خاصة" مع "المهندس الجديد"
    Bir müşteri ile özel bir konuşma yapma hakkına sahibiz. Open Subtitles لدينا الحق بمحادثة خاصة مع عميل مُحتمل
    Direktör Hoover ile özel bir anlaşma yaparak Bay Garvey'in süregelen radikal eylemleri ve dış kuvvetler ile olan ilişkilerini gizli istihbarat şeklinde sağlayacağını kabul etti. Open Subtitles واتفق كذلك في محادثة خاصة مع المدير (هوفر) أن يزودهم بالإستخبارات السرية المستمرة بخصوص السيد (جارفي) وعناية دقيقة فيما يتعلق بالخطة المتطرفة وكذلك علاقته بالقوى الأجنبية
    Oo, Lord McKenzie kraliçe Mary ile özel bir oturumu olduğu için çok şanslı olduğunu düşünüyor. Open Subtitles اللورد (ماكنزي) يعتقد أنه مميز للغاية لأنه حَظى بجلسة خاصة مع الملكة (ماري).
    Arkadaşım Will ile özel bir muayenem var. Open Subtitles -ها (لديَّ عيادة خاصة مع صديقي (ويل
    10 dakika içinde Bay Wieland ile özel bir röportaj ayarla. Open Subtitles جهزى لقاء خاص مع ويلاند خلال عشر دقائق
    10 dakika içinde Bay Wieland ile özel bir röportaj ayarla. Open Subtitles جهزى لقاء خاص مع ويلاند خلال عشر دقائق
    Şef ile özel bir anlaşmaları varmış. Open Subtitles كان لديه اتفاق خاص مع كبير الطباخين
    Noah Baker, Başkan ve First Lady ile özel röportaj yapabilmek için bir saat süre verdi. Open Subtitles لدينا فقط ساعة واحدة لاعطاء نوح بيكر مقابلة حصرية مع الرئيس والسيدة الأولى
    Amazon ve Wal-Mart ile özel sözleşmeler. Open Subtitles عقود حصرية مع موقع أمازون و وال مارت
    Ben, WNT'den Chad Decker Ziyaretçilerin lideri Anna ile özel bir röportaj için karşınızdayım. Open Subtitles معكم (تشاد ديكر) من قناة "دبل يو إن تي" أقدم لكم مقابلة حصرية مع القائدة الأعلى لـ "الزائرين" (آنا)
    Öncelikle Ajan Coulson ile özel olarak görüşmek isterim. Open Subtitles أريد التحدث على انفراد مع العميل (كولسون) أولاً
    Bu gece, Alan Wells ile özel bir röpartaj var kocası Oscar tarafından öldürüldüğü iddaa edilen Sarah Keaton'ın kardeşi. Open Subtitles الليله لدينا لقاء حصري مع آلان ويلز شقيق ساره كيتون التي تم إعتقال زوجها أوسكار كيتون بتهمة قتلها
    Jordan Chase ile özel bir seans ayarlarken aradığım şey tavsiye değildi. Open Subtitles "عندما حدّدتُ موعداً لجلسة خاصّة مع (جوردن تشيس)..." "لم أكن أبحث عن نصيحة بل عن دليل"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more