"ile başa" - Translation from Turkish to Arabic

    • التعامل مع
        
    deseydi. Sizin de her seferinde asla başaramayacağı ve yine düşeceği düşüncesi ile başa çıkması için danışmanlık yaptığınızı düşünün. TED ويكون عليكم أن تجلبوا له المساعدة ليستطيع التعامل مع مشاعر عدم الكفاءة وعدم القدرة على الوصول والفشل في كل مرة.
    Ve bize öğrettikleri, insanların karmaşa ile başa çıkmalarına yardım etmek için bir doğrulama listesi dizayn etmenin anladığımdan daha zorlu olduğu idi. TED وما علمتنا وكان أن تصميم قائمة مرجعية لمساعدة الناس على التعامل مع التعقيد الواقع ينطوي على صعوبة أكبر مما قد فهمت.
    Belki de bunun içinde, 21. yüzyılın mahvedilmiş, parçalanan ve tehlikeli dünyası ile başa çıkma konusunda bir ders vardır. TED وربما أيضا، في ذلك درس في كيفية التعامل مع عالم القرن الـ 21 المتصف بالتشرذم و الحماقات و الخطورة.
    [Çocuklar Ürünleri Değişik Yollarla İster] Bu çalışma ailelere dırdır ile başa çıkmada yardımcı olmak için değildi. Open Subtitles هذه الدراسة لم تكن لمساعدة الأباء في التعامل مع الإزعاج.
    benim bastırılmış düşmanlık duygusu ile başa çıkmak için kendi yöntemlerim var. Open Subtitles لدىّ طريقتى الخاصة فى التعامل مع عدائى المكبوت
    Sonuçta, yanınızda bir grup arkadaşınız varsa her şey ile başa çıkabilirsiniz. Open Subtitles تستطيع التعامل مع أي شيء بقدر مالديك من مجموعة من الأصدقاء يجولون معك حول المكان
    Hayır, tabii ki düğün ile başa çıkabilirim, Open Subtitles لا, بالطبع أستطيع التعامل مع الزفاف الآن
    Bak, yerel medya ile başa çıkma konusunda bir bölümleri var. Open Subtitles هناك فصل كامل عن التعامل مع الاعلام المحلي
    Saldırı modundayken dört kobra ile başa çıkamaz. Open Subtitles و حتى في وضعية الهجوم لا يمكنه التعامل مع أربعة صواريخ كوبرا
    Müfrezem bir Siber ile başa çıkabilir. Open Subtitles مفرزتي بإمكانها التعامل مع سايبرمان واحد
    Peki, sadece anı olarak kalması için çalışacağım, ona duyguları ile başa çıkmasına yardımcı olabilirim. Open Subtitles حسناً, سوف احاول ان ابقى في اللحظة, اساعده في التعامل مع مشاعره التي تطفوا فيه حاليا.
    - Hayır. Eğer Roda ile başa çıkamazsa, Gibbs onun beynini eritir. Open Subtitles إذا كانت لا يمكنها التعامل مع رودا ، جيبس سيذيب دماغها
    Frank ile başa çıkma şekliniz hoşuma gitti. Gerçeği yumuşatmadan ve sakınmadan söylediniz. Open Subtitles تعجبني طريقتك في التعامل مع فرانك أنتي لا تخافين من قول الحقيقة ولا تنافقين
    Şimdi, inanılmaz yenilikler, büyük bir enerji, muazzam yetenekler, bu yapı ile bütün bu zorluklar ile başa çıkmayı denemek için seferber olmuşlardır. TED الإبتكارات الهائلة, الطاقة الهائلة المواهب الهائلة الان اصبحت متحركة خلال هذا الكيان لمحاولة التعامل مع كل هذه التحديات
    Charmed Ones ile başa çıkmak çok tehlikeli. Open Subtitles . التعامل مع المسحورات خطير جداً
    Bağlanma olayı ile başa çıkamadı. Sağol. Open Subtitles لم يستطع التعامل مع تعهداته لى شكرا
    Biz o izleme cihazı ile başa çıkmak için var. Open Subtitles علينا التعامل مع جهاز التعقب هذا
    Bakteriler bulundukları ortamlardaki virüsler ile başa çıkmalıdır. Virüslerden kaynaklanan enfeksiyonların patlamaya hazır birer bomba olduğunu bakterilerin de bu bombayı sadece birkaç dakika içinde etkisiz hale getirmek zorunda olduklarını düşünebiliriz. TED يتوجب على البكتيريا التعامل مع الفيروسات في بيئتها ويمكن النظر للالتهاب الفيروسي وكأنه قنبلة موقوتة-- فلدى البكتيريا دقائق قليلة لإبطال القنبلة قبل أن تنفجر وتدمرها.
    Ruh sağlığı ile ilgili bu ulusal çalışmalar bize gösteriyor ki ailenizde nesilden nesile aktarılan genetik bir ruh sağlığı sorunu varsa veya çocukluğunuzda travmatik bir şey yaşadıysanız, travma sonrası stres bozukluğu yani TSSB ile başa çıkma yeteneğiniz önemli ölçüde azalıyor. TED هذه الدراسات الوطنية التي تتناول الصحة العقلية تخبرنا أنه إذا كنت تعاني من أي مرض عقلي وراثي في العائلة يمكن أن ينتقل إليك، أو إذا مررت في طفولتك بحادثة أصابتك بصدمة ما، فإنّ قدرتك على التعامل مع اضطراب ما بعد الصدمة تقل بصورة كبيرة.
    Sasha ile başa çıkabilirim. Open Subtitles بوسعي التعامل مع ساشا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more