| Bir gece olsun ilgi odağı olmamaya katlanamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتعامل كونك لست مركز الإهتمام لليلة واحدة. |
| Doğru, ilgi odağı olmak mecburiyetinde. | Open Subtitles | هذا صحيح، فعليه فعلاً أن يكون في مركز الإهتمام |
| Hep ilgi odağı olmaya alışık olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | حضرني شعور بأنكِ إعتدتِ أن تكوني مركز الإهتمام |
| Arkada oturduğun halde ilgi odağı haline gelebiliyor olman inanılmaz. | Open Subtitles | مذهل أن تجعل نفسك محور الاهتمام حتى وأنت حرفيًا بالمقعد الخلفي |
| Hep şu masa yüzünden kızgınsın. İlgi odağı olamadın da ondan. | Open Subtitles | سبب غضبكِ الوحيد من تلك الطاولة هو أنكِ لم تكونى مركز الاهتمام |
| Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
| Tekrar zirveye ulaşmanın ilgi odağı olmanın, kazananların ligine dönmenin yollarını arıyoruz çünkü hepsinin elimizden uçup gittiğinin farkındayız. | Open Subtitles | نبحث عن طريق العودة نحو الشمس إلى أضواء الشهرة ومنصة الفائزين لأننا يمكننا أن نرى أنه يفلت من بين أيدينا |
| İlgi odağı olurum Gözlüklerimi takınca | Open Subtitles | انا عامل الجذب الرئيسي مع النظارات الشمسية على عيني |
| Hem de bir daha asla ilgi odağı olamayacağını bilerek? | Open Subtitles | مدركاً أنك لن تكون مركز الإهتمام مجدداً؟ |
| Ama yok, illa ilgi odağı olmak istediğin için seni havaya kaldırmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لكن لا يجب ان نقوم بالرفع كي تبقي أنتي مركز الإهتمام |
| - Mesele şu ki bu tür bir şey için ilgi odağı olmak konusunda hiç rahat değilim. | Open Subtitles | المسألة أني لست مرتاحي لكوني مركز الإهتمام لهذا النوع من الأمور |
| Hep ilgi odağı olmaya alışık olduğunu hissediyorum. Bu gördüğün Madison Montgomery. | Open Subtitles | حضرني شعور بأنكِ إعتدتِ أن تكوني مركز الإهتمام (هذه (ماديسون مونتجومري - |
| Hep ilgi odağı olmaya alışık olduğunu hissediyorum. Bu gördüğün Madison Montgomery. | Open Subtitles | حضرني شعور بأنكِ إعتدتِ أن تكوني مركز الإهتمام (هذه (ماديسون مونتجومري - |
| Benim için ilgi odağı her zaman sensin. | Open Subtitles | أنت دائماً مركز الإهتمام بالنسبة لي. |
| Her zaman ilgi odağı olmak zorundaydın. | Open Subtitles | عليك دائماً أن تكون مركز الإهتمام. |
| Ashley ilgi odağı olmamaya pek alışık değil de. | Open Subtitles | آشلي) لم تعتد على ألاّ تكون) .في مركز الإهتمام |
| Ashley ilgi odağı olmamaya pek alışık değil de. | Open Subtitles | آشلي) ليست معتادة) على ألا تكون مركز الإهتمام |
| İşimden bahsedebilen sadece ben olduğum için ilgi odağı da ben oluyorum. | Open Subtitles | و بما أني الوحيدة التي يُمكنها الحديث حول العمل، (يجبُ عليّ أن أكونَ (مركز الإهتمام |
| Jane hadi ama. Kim ilgi odağı olmayı senden çok sever ki? Hiç kimse. | Open Subtitles | (جاين)، بالله عليكِ، من يحبّ أن يكون محور الاهتمام أكثر منك؟ |
| İlgi odağı olmak istiyorsun. | Open Subtitles | أن تكون محور الاهتمام |
| O bizim sınıf arkadaşımız... ve ilgi odağı olmasını seviyor.. hadi gel... | Open Subtitles | انه زملينا في الفصل ويجب أن يكون مركز الاهتمام .. هيا |
| Evet Stanley, gelinlerin ilgi odağı olması gayet normal. | Open Subtitles | نعم ستانلي العروس يجب ان تكون مركز الاهتمام |
| Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
| Senin gibilerin bazen ilgi odağı olmaktan çekindiklerini biliyorum ama Franklin Roosevelt'in de yarı robot olduğunu ve şimdi Rushmore Dağı'nda... | Open Subtitles | أنا أعرف كيف أناس مثلك يخافون من أضواء الشهرة في بعض الأحيان، لكن هل علمت أن (فرانكلين روزفلت) كان جزئا منه رجل ألي أيضاً. -وهو على جبل رشمور؟ |
| İlgi odağı olurum Gözlüklerimi takınca | Open Subtitles | انا عامل الجذب الرئيسي مع النظارات الشمسية على عيني |