| Gerçek şu ki, iş hayatı doğru veya yanlışlarla ilgili değildir. | Open Subtitles | بيت القصيد هو، إن العمل ليس عن الصح و الخطأ. |
| Belki de bütün bu olay kızlarla tanışmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لربما كل هذا الشيء ليس عن مقابلة الفتيات |
| Arkadaşlar. Vurmak kas ile ilgili değildir. Basit fizik kuralıdır. | Open Subtitles | رفاق، التسديد لا يتعلق بالعضلات وإنما فيزياء بحتة. |
| Arkadaşlar. Vurmak kas ile ilgili değildir. Basit fizik kuralıdır. | Open Subtitles | رفاق، التسديد لا يتعلق بالعضلات وإنما فيزياء بحتة. |
| Pes etmek, kazanmak ya da yenilmekle ilgili değildir, erdemle ilgilidir! | Open Subtitles | والاستسلام مسألة لا تتعلق بالانتصار أو الهزيمة ولكنها بالأحرى فضيلة بالمرء! |
| Çünkü mahkemede bu gibi saçmalıklarla ilgili değildir. | Open Subtitles | لأن المحاكمة ليست بخصوص هذا الهراء |
| Belki bu bir şeyleri yakalamakla ilgili değildir. | Open Subtitles | ربما هذا ليس حول اغتنام الفرصة |
| Fakat bu konu, onlar Ayrılıkçılara karşı savaşırlarken Onları kurtarmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عن انقاذهم عندما يحاربوا ضد الانفصاليين |
| Fakat bu konu, onlar Ayrılıkçılara karşı savaşırlarken Onları kurtarmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عن انقاذهم عندما يحاربوا ضد الانفصاليين |
| Bilim ve teknoloji göreviyle ilgili değildir herhalde. | Open Subtitles | ليس عن مهمة العلوم والتكنولوجيا، أظن؟ |
| - Evlilik, aşkla ilgili değildir. | Open Subtitles | - شكراً لك - أنه محق - الزواج ليس عن الحب |
| Bu bana kötü whitelighter olmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | هذا ليس عن كوني مرشد أبيض سيء |
| Erkeklerin kafalarının basmadığı şey bu işte; alışveriş kıyafetle ilgili değildir. | Open Subtitles | هذا هو الامر الذي لا يفهمه الرجال بخصوص التسوق ، انه لا يتعلق بالملابس |
| Bence... Her şey sonuçla ilgili değildir. | Open Subtitles | ، أعتقد أن الأمر لا يتعلق بالنتيجة النهائية |
| Yakın dövüş, hız ya da güçle ilgili değildir. | Open Subtitles | لا يتعلق القتال قريب المدى بالقوة والسرعة |
| Kanserle savaşırken saçlarını kaybetmekten korkmak başlangıçta aptalca görünebilir ama bu sadece dış görünüşten kaygı duymakla ilgili değildir. | TED | القلق من خسارة شعرك في حين أنك تكافحين ضد السرطان قد يبدو سخيفاً في البداية، لكن الأمر لا يتعلق فقط بالقلق من مظهرك فيما بعد. |
| Unutmuşum, bütün başarılar evreni kurtarmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لقد نسيت، لا تتعلق كل الانتصارات بإنقاذ الكون |
| Seçimler fikirlerle ilgili değildir. Adaylarla ilgilidir. | Open Subtitles | الانتخابات لا تتعلق بالأفكار الانتخابات تتعلق بالمرشحين |
| Çünkü mahkemede bu gibi saçmalıklarla ilgili değildir. | Open Subtitles | لأن المحاكمة ليست بخصوص هذا الهراء |
| Rock işleri mükemmel yapmakla ilgili değildir | Open Subtitles | الروك ليس حول عمل الأشياء المثالية |
| Bu teorikleştirme, yüceltme ya da taçlandırmayla ilgili değildir. | Open Subtitles | هذه ليست بشأن وضع نظريات أو المجد أو بداية عضيمة |
| Ve yine, modayı değiştirmek, teorileri değiştirmek ile ilgili değildir. | TED | مرة اخرى ، انها ليست حول الموضة المتغيرة، وتغيير النظريات. |