| Önlenebilecek felaketler, önlenmeyenenler kadar ilginç değil. | TED | الكوارث التي يمكن إجتنابها ليست مثيرة للإهتمام والتي كنا قادرين علي تفاديها. |
| Uzun bir hikâye, ama burada yaşanan şey kadar ilginç değil. | Open Subtitles | إنها قصة طويلة, وبدون شك ليست مثيرة للاهتمام بقدر ما يحدث هنا الآن |
| Hiç ilginç değil. | Open Subtitles | هذا غير شيق أبداً |
| Var ama pek ilginç değil. | Open Subtitles | هناك واحدة لكنها ليست مشوقة للغاية |
| Yaşlanmak ilginç değil. Yaşlanmak üzücü. Yaşlanmak sıkıcı. | Open Subtitles | العمر ليس مثير للإهتمام العمر شيء كئيب و ممل |
| Hayır, ilginç değil, Sweets, çünkü bu bir şaka. | Open Subtitles | كلا ، ليس مثيراً للإهتمام ، يا (سويتز) لأنّها كانت مجرّد مزحة |
| İlginç değil. | Open Subtitles | لَيسَ جنسيَ. |
| İlginç değil mi? | Open Subtitles | أليس ذلك مثيرا ً للإهتمام |
| - Benimki o kadar ilginç değil. | Open Subtitles | حسنٌ، وظيفتي لم تكن مثيرة للاهتمام حتى. |
| İlginç değil Liam. | Open Subtitles | . (إنه ليس مثيراً للاهتمام يا (ليام |
| Manşetler pek ilginç değil, o yüzden bu son haber olmalı. | Open Subtitles | لكن العناوين الرئيسية ليست مثيرة للإهتمام ، لذا يجب أن تتوقف الصحافة |
| Dönemem çünkü hayat o kadar da ilginç değil. | Open Subtitles | أنني غير قادرة على الإيمان لأن الحياة ليست مثيرة للإهتمام لذلك الحد. |
| Size de uyarsa, nasıl çalıştığımı anlayarak -bu ilginç değil, sadece başlamak için-- başlayabiliriz. | TED | نستطيع البدء، إذا أردتم، من خلال الفهم -- فقط لمجرد أن نبدأ، إنها ليست مثيرة للاهتمام لكن -- كيف أعمل. |
| Boston'ın yoksul kesiminden birçok erkek "Neden hala beni incelemek istiyorsunuz? Hayatım hiç de ilginç değil." | TED | العديد من الرجال من الأحياء الفقيرة في بوسطن يسألنا، "لماذا ترغبون في دراسة حياتي؟ إنها ليست مثيرة للاهتمام." |
| O kadar da ilginç değil. | Open Subtitles | إنها ليست مثيرة للاهتمام بتلك الدرجة |
| - Sıkıcı! Hiç ilginç değil. | Open Subtitles | هذا غير شيق أبداً |
| Gerçek kurgu kadar ilginç değil. | Open Subtitles | الحقيقة ليست مشوقة بالقدر نفسه |
| Hayır, ilginç değil. Hatta, hiç hiç ilginç değil. | Open Subtitles | لا هذا ليس مثير هذا ليس مثير بالمرة |
| - Bu da ilginç değil. - Affedersiniz. | Open Subtitles | ليس مثيراً للإهتمام أيضاً - معذرة - |
| İlginç değil. | Open Subtitles | لَيسَ جنسيَ. |
| İlginç değil mi? | Open Subtitles | ! أليس ذلك مثيرا ً للإهتمام |
| Hayatım ilginç değil, Alec. | Open Subtitles | حياتي لم تكن مثيرة يا (آليك) .. |
| - İlginç değil. | Open Subtitles | - إنه ليس مثيراً للاهتمام - |