"ilgiye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإهتمام
        
    • للإهتمام
        
    • الاهتمام
        
    • الإنتباه
        
    • للاهتمام
        
    • إهتمام
        
    • للإنتباه
        
    • لجذب
        
    • لرعاية
        
    • اهتماماً
        
    • يعتني به
        
    15 yıl ailenin tek çocuğuydun ama bu kadar ilgiye rağmen auran sönük, solgun, gri. Open Subtitles لقد كنتِ الطفله الوحيده طوال الـ 15 عاماً و لكن مع كل هذا الإهتمام فإن شعورك مُكدر و سخيف و كئيب
    Muhtemelen sen lisedeyken çok fazla ilgiye ihtiyacın olduğunu hatırlıyordur ve şimdi tam olarak senin üzerinde. Open Subtitles أقصد لعلّها تتذكر أنّكِ كنت تحظين بالمزيد من الإهتمام في المدرسة الثانويّة و ها قد عادت الآن لتمنحكِ أوامر مرةً آخرى
    Bense daha çok ilgiye hasret kaldığı için öldüren biri olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles بدأتُ الإعتقاد أنّه رجل مُتضرّر بشدّة الذي يقتل من خلال الحاجة للإهتمام.
    Öğrencilerimiz okula kabul edildiklerinde, 20 - 30 kişilik küçük bir sınıfa yerleştiriliyorlar ki özel ilgiye ihtiyacı olanlar alabilsin diye. TED عندما يتم قبول طلابنا يوضعون في صفٍ صغير يتألف من 20 إلى 30 طالباً لضمان حصولهم على الاهتمام الشخصي لمن أراد ذلك.
    O çok iyi bir oyuncu ve ekstra ilgiye ihtiyacı var. Open Subtitles أنه لاعب عظيم، لذا هو عملك لتتأكدي بأنه سيحصل على الإنتباه الإضافي.
    Onun ilgiye ihtiyacı var. Open Subtitles هو طبيعيّ أنك تتهذّب على نحو سيّئ تحتاج للاهتمام
    Satın alıyorlar, kurutuyorlar ve Coartem üretmek için gerçek ilgiye sahip Novartis'in sabırlı sermayesi tarafından bir parçası satın alınmış bu fabrikaya getiriyorlar. TED إنهم يشترونها، يجففونها ويجلبوها إلى المصنع الذي تم شراؤها جزئياً بواسطة رأس المال الصبور مجدداً من نوفارتيس ، الذي لديه إهتمام حقيقي بالحصول على المسحوق بحيث يمكنهم صنع عقار كوارتيم.
    İlgiye o kadar muhtaçtı ki ne tür bir saçmalığa bulaştığını umursamazdı. Open Subtitles كانت تتوق للحصول على الإهتمام و لم تكن تكترث بتاتاً أيّ نوع من المعتوهين يوليها ذلك الإهتمام
    Belki de istenmeyen ilgiye maruz kalıyordu? Open Subtitles ربما كانت تحصل على نوع من الإهتمام الغير مرغوب؟
    Şimdiki stratejim ilgiye yeniden odaklanmaktı. Open Subtitles إعادة تركيز الإهتمام كان إستراتيجيتي الحالية
    Sizce bekar yetişkin bir erkeğin ilgiye ihtiyaç duyan genç ve güzel bir kızın etrafında olması akıllıca mı? Open Subtitles أتظنّين أنه من الحكمة وجود ذكر بالغ غير مرتبط يحول حول فتاة مراهقة جميلة، حيثُ أنها من الواضح تتوق للإهتمام بشدّة؟
    Ne titiz ne de ilgiye aç bir adam değilmiş. Open Subtitles إنّه ليس صافٍ، بل مُجرّد رجل شديد الحاجة للإهتمام.
    Bath'da veya Oxford'da bile, fakirler zenginlerden daha çok ilgiye muhtaç olacaklardır. Open Subtitles حتى في باث أو أوكسفورد الفقراء سيظلون دوماً في حاجة أكبر للإهتمام من الأغنياء.
    Bir ay içerisinde, makale 8 milyondan fazla sayfa görünümüne ulaştı ve en basit hâliyle ben bu tarz bir ilgiye karşı hazırlıksızdım. TED وفي ظرف شهر، حظيت مقالتي بمتابعة 8 مليون شخص، وباختصار لم أكن، مستعدّة لكلّ هذا الاهتمام.
    Ama tıkanmış bir lavabonun ilgiye ihtiyacı var. Open Subtitles ولكن هناك حوض مسدود يحتاج لبعض الاهتمام.
    Bir kere o ilgiye kendini kaptırırsan bağımlılık yaratır. Open Subtitles بمجرد أن تصبح محور الاهتمام يصيبك بالإدمان
    Sanırım bu kadar ilgiye alışık değilim. Open Subtitles أعتقد أنني لست متعودة على كل هذا الإنتباه
    İlgiye ihtiyacım yok. Open Subtitles ـ و ليس لأنها تحتاج للاهتمام ـ أنا لا أحتاج للاهتمام
    Özel ilgiye ihtiyacı var. Open Subtitles هذا يسبب مشاكل, أنها تحتاج إهتمام خاص.
    İster tıpkı sizin gibi görünen bir ilgiye aç* olsun.. ..isterse sizin yarınız kadar olsun. Open Subtitles سواء كان محباً للإنتباه ويبدو مثلكم أو بنصف حجمكم
    Bu tür bir ilgiye ihtiyacımız yok. Open Subtitles ليس هذا هو ما نريده لجذب الإنتباه حاليا
    Senin özel ilgiye ihtiyacın var, McKinney Hall'da bunu bulacaksın. Open Subtitles تحتاجين لرعاية خاصّة ، سنصل إلى القاعة
    Evliliklerin devamlı ilgiye ihtiyacı vardır ve monotonlaşmasına izin verdik. Open Subtitles يتطلب الزواج اهتماماً دائماً ونحن تسببنا بإضعاف هذا الاهتمام
    İlgiye ihtiyacı var. Open Subtitles فهو بحاجة لمن يعتني به

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more