Benin evimde kalmanı teklif ederdim ama güzel bir ilişkim var. | Open Subtitles | كُنت لأعرض عليكِ مكانى للبقاء به لكننى مُلتزم بعلاقة قوية جداً |
Aslında, çok teşekkür ederim, ama benim bir ilişkim var ve biz poligamik... ya da adı her neyse ondan değiliz. | Open Subtitles | بصراحة أنا مرتبطة بعلاقة ولسنا متعددات أو عاطلات |
Başkasıyla eksiksiz bir ilişkim var. | Open Subtitles | لدي علاقة كاملة مع شخص آخر ألا تفهميني ؟ |
Öyle bir kişiyle ilişkim var. | Open Subtitles | حسنا، لحسن الحظ، كان لدي علاقة مع أحدهم. |
Besni fazlasıyla ve çok incitti ve şu anda iyi bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد آذى مشاعري كثيرًا وفي أغلب الأحيان أنا في علاقة سليمة الآن. |
Artık etmiyor çünkü onunla bir ilişkim var. | Open Subtitles | انا مش متضايق خالص دلوقت انا وسيندي في علاقة |
Aklında olsun. İşyerinde oldukça tabu bir ilişkim var. | Open Subtitles | لعلمك , فأنا متورطة بعلاقة عابرة في مكتب العمل |
Seksten yoksun bir ilişkim var, oysa tek istediğim ilişki olmadan seks yapmak. | Open Subtitles | انا متورط بعلاقة من دون جنس بينما ما ابحث عنه هو جنس من دون علاقة |
- Yine de iyi bir ilişkim var. - Öyle mi? | Open Subtitles | لكنني أمر بعلاقة جيدة، مع ذلك - حقاً؟ |
Sam, doğruyu söylemek gerekirse şu anda bir ilişkim var. | Open Subtitles | (حسناً يا (سام في الواقع أنا بعلاقة الآن |
İyi giden bir ilişkim var. | Open Subtitles | إنّي بعلاقة سليمة |
Bilmiyorum TV ile aşk nefret ilişkim var. | Open Subtitles | لا ، لدي علاقة حب و كره رائعة مع التلفاز. |
Herhalde, annemin inandığı o ayrıntılara inanmıyorum, ama Tanrı'yla manevi bir ilişkim var ve öyle de devam ediyor, ve devamlı gelişiyor. | Open Subtitles | ليس مثل أمي, ولكن لدي علاقة روحية مع الله. انها شخصية |
Çünkü onunla birkaç haftadan daha uzun süreli bir ilişkim var. | Open Subtitles | لأن لدي علاقة به أطول بكثير من بضعة اسابيع |
Ayrıca benim bir altın çocuk olduğumu düşündüğünü biliyorum ama benim de babam ile gayet kötü giden bir ilişkim var. | Open Subtitles | واعلم بأنكِ تظنين بأنني فتى ذهبي لكن لدي علاقة مضطربة مع والدي أيضاً |
dedim. Yani biraz sırık üzerine sırıkla binmek gibi bir şey, ama artık kapı çerçeveleriyle, daha önce hiç olmasını beklemediğim türden bir ilişkim var. | TED | بالرغم من أنه قليلا يشبه الإحساس بالوقوف على مطاولة فوق اخرى ولكني الان لدي علاقة جديدة تماما مع أطوال الأبواب ولم أكن لأتوقعها أبدا |
Peki, benim bir iblisle ilişkim var. | Open Subtitles | حسناً, أوه , اذا انا نوعاً ما في علاقة.. |
Ayrıca, uzun mesafeli ilişkim var neden bir çuval inciri berbat edelim ki, anladın mı? | Open Subtitles | وايضا انا في علاقة بعيدة المدى لماذا أعكر العلاقة برؤية بعضنا, اتعلم ما اقصد؟ |
İyi tanınan bir televizyon yıldızıyla, bayağı açık bir ilişkim var... | Open Subtitles | أنا في علاقة مفتوحة مع شخصية تلفزيونية شهيرة جدًا |
Seni uyarmalıyım. Ciddi bir ilişkim var ve-- | Open Subtitles | يجب أن أُحذركِ ... أنا فعلاً مرتبط في علاقة جدية و |
Şimdi inanılmaz bir kadınla gerçek bir ilişkim var. | Open Subtitles | أنا في علاقة حقيقية الآن مع أمرأة رائعة |