"ilk randevumuzda" - Translation from Turkish to Arabic

    • في موعدنا الأول
        
    • في أول موعد
        
    • موعدنا الاول
        
    • أول موعد لنا
        
    • الموعد الأول
        
    Bunu Ross için yaptığımızı biliyorum, ve bunda bir sorun yok. Ama eğer bana kalsaydı, ilk randevumuzda bunu yapmazdık. Open Subtitles يمكن أنّ أقول بأنّي أعرف بأنّنا نعمل هذا من أجل روس وذلك جيد، ولكن لو كان الأمر بيدي، هذا ليس ما سنعمله في موعدنا الأول
    İlk randevumuzda bir suç işlemek istemiyorum. Open Subtitles المشكله أنني لا أريد إرتكاب جريمه في موعدنا الأول
    Evet. İlk randevumuzda buraya geldik. Open Subtitles هذا هو المكان الذي ذهبنا به في موعدنا الأول
    Burası kız arkadaşımı ilk randevumuzda getirdiğim yer. Open Subtitles أخذت صديقتي الحميمة إلى هنا في أول موعد لنا.
    Hatta ona ilk randevumuzda "Seni seviyorum" demiş bile olabilirim. Open Subtitles في الحقيقة .. في موعدنا الاول .. انا يمكن اني قلت .. " احبك "ِ
    Aslında ilk randevumuzda bu kadar istekli görünmek istemiyorum. Open Subtitles إلا أني لا أود أن أبدو متسرعة من الموعد الأول
    Bizim ilk randevumuzda, onun tek yaptığı sarhoş olup beni golf sahasına götürmek olmuştu. Open Subtitles في موعدنا الأول كل ما فعله هو السكر و أخذي إلى ملعب الغولف
    İlk randevumuzda dışarı çıktığımızda gecenin sonunda seni öpmemi istemiş miydin? Open Subtitles حين ذهبنا في موعدنا الأول في نهاية الليلة هل أردتِ أن أقبّلكِ ؟
    İlk randevumuzda "merhaba, peşimde bir iblis..." Open Subtitles و لكن ماذا بإمكاني أن أقول في موعدنا الأول "مرحباً هناك شبح يطاردني "؟
    Üniversitedeki kız arkadaşım Stacy'yi ilk randevumuzda o filme götürmüştüm. Open Subtitles أخذت حبيبتي في الجامعة ستيسي بلو) لتشاهده في موعدنا الأول)
    İlk randevumuzda High School Musical 'ı izlemiştik, çünkü Marc o müzikali çok sever ve ben bunu biliyorum. Open Subtitles في موعدنا الأول شاهدنا "مسرحية هاي سكول" لأن هذه هي مسرحية مارك المفضلة وأنا أعلم هذا
    İlk randevumuzda öyle birşey söylememin imkanı yok. Söyledin. Open Subtitles يستحيل أن أقول ذلك في موعدنا الأول
    Bunu ilk randevumuzda söylemiştin. Üzgünüm. Yeni muhasebe firmamız arıyor. Open Subtitles قلت لي هذا في موعدنا الأول. أنا آسف.
    İlk randevumuzda bir Fransız restoranına götürdü. Open Subtitles أخذني لمطعم فرنسي في موعدنا الأول.
    İlk randevumuzda, sizin şovlarınızdan birine gitmiştik, Shoreline Amfitiyatrosu'ndaydı. Open Subtitles ذهبنا لمشاهدة أحد عروضك في موعدنا الأول (في مسرح (شورلاين
    İlk randevumuzda mı? Open Subtitles في موعدنا الأول ؟ ! في ليلة زواجنا ؟
    Daha ilk randevumuzda seni almaya gelmezsem nasıl bir beyefendilik sergilemiş olurum? Open Subtitles أي نوع من الرجال أكون إن لم أصطحبك في أول موعد لنا ؟
    Eşim ilk randevumuzda bana sizin kitabınızı vermişti sonra ikinci kitap çıkınca birlikte yüksek sesle okuduk. Open Subtitles زوجي أعطاني كتابك في أول موعد لنا وعندما صدر كتابك الثاني قرأناها بصوت عالي معاً
    - Hani ilk randevumuzda çizmiştin? Open Subtitles تلك التي رسمتها في أول موعد لنا؟ أجل
    Vimi giyinirken, sitar çalan bir şarkıcı penceresinin önünde ilk randevumuzda duyduğumuz şarkıyı çalıyor. Open Subtitles فيمي) ، سوف تتأنق) عندما تسمع آلة (السيتار) و المطرب يعزفون الاغنية التي سمعناها في موعدنا الاول
    Ama ilk randevumuzda, Karl beni Meksika restoranına götürdü. Open Subtitles لكن في الموعد الأول كارل اصطحبني الى مطعم مكسيكي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more